Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birilerini sevmek. onları tanımak istemektir. Birbirimizi öğrenip tanıdığımız ölçüde, bugüne değin bizleri ayırmak için kullanılmış binlerce ayrımı algılayabilir. giderek kendi düşsel yaşamımızla kaynaştırabiliriz. Böylelikle. dört bucaktaki kadınların deneyimi, hepimizin ortak malı olur. hepimize aktarılan bir miras olur ve bu erkekler dünyasında kadın olmanın ne demek olduğunu iyice anlarız.
Sağlıksız kültürümüz cinselliği nasıl da karman çorman etmiş. Yine de kişi, saygıya, sevgiye, anlayışa, şefkate dayanan bir aşkı düşünebiliyor. Öyle yaşamak ne güzel. Ve birçok insanı sevmek ve de yürekten sevmek. Bu sevginin sevincini yaşamak, sahip olunma duygusu, kıskançlık, mal gibi görülmek, ekonomik bağımlılık, ego çatışması olmaksızın sevmenin sevincini tatmak. Yaşam nasıl çiçeklerle, müzikle, sohbetle, çeşitli sevişme biçimleriyle dolu olabilirdi... bütün bunlar olabilirdi. Sanırım değerdi de.
Reklam
Uzun etme iki gözüm biraz da bize uğra
Köşe başını tutan leylak kokusu Yakann bırak da gideyim
Bakınca bizim olan Düşününce yitirdiğimiz
Reklam
Kendi başına kalmak nasılmış Gideceği yeri bilmeden Yuvarlanan bir taş gibi Sokakta ne yapılacağını kimse öğretmedi sana Artık kendi kendine alışacaksın.
Nefrete yer olmamalı, zaten yeterince nefret var dünyada.
Bağnazlık, alışkanlık, paraya değgin çıkarlar, kaba kuvvet, giderek kayıtsızlık öylesine somut, öylesine yoğun. Erkeklerin dünyası bu şeyler üzerinde nasıl da sağlam kurulmuş. Geleceğe bakmak, düşünülen şeyin çetinliğini görmek insanın soluğunu kesiyor.
Fahişelik, devlete güvenerek ve devletin yardımıyla her zaman gelişmiş ve servetler sağlamıştır. İnsan bu geleneğin ağırlığını gözönünde tutunca, gerçek bir toplumsal devrim yapmanın ne çetin iş olduğunu kavrayabiliyor;
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.