Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
240 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
#aynameselesi Elde edilecek gelirin kız çocuklarının eğitimi için kullanıldığı harika bir kolektif çalışma olmuş. 38 güçlü kalemden 38 ayrı ayna tutuluyor . Ama ben şahidim en mübarek sofralar cuma günleri kurulurken , en yakıcı günahlar cumartesiye bağlanıyor. #difenbahya Annesinin memesini emmektense çocuk yuvasına verilmeyi tercih ederdi , ya da sokakta seyyar arabasıyla dolaşıp limon satan amcaya . #farelerveyılanlar
Özlem özdaş
Özlem özdaş
Ne tuhaf ! Koskoca dünyanın sınırlarını çizip içini doldurup veriyorlar dar geliyor , dört beş masanın zor sığdığı köhne bir kafedeki minicik masa ise okyanus gibi. Gerçek ve hayal arasındaki sınırın silikleştiği yer. #arafınyankısı Vedamın tanığı mavi bandanalı hemşir elindeki şırıngayı damarıma sokuyor. Mentol gibi bir his yayılıyor kolumdan tüm vücuduma. Güle güle sırrım ; artık izin bile kalmayacak. #boşluk
Benan Bilek
Benan Bilek
Kadınların ölmediği öykülerin bir gün gerçek olması umuduyla... #zencefilacısı #aynameselesi #kolektif #kadınhakları #banliyoyayinları
Ayna Meselesi
Ayna MeselesiKolektif · Banliyö Kitap · 20243 okunma
Yaşadıklarım sadece öznesi olduklarım değil; Sokakta gördüklerim, sessizlikte duyduklarımdır.
Sayfa 9 - ROMANOKU yayınları 2. BaskıKitabı okuyor
Reklam
Montör Sabri ile Daima geceleyin Ve daima sokakta Ve daima sarhoş konuşuyoruz. O her seferinde, “Eve geç kaldım” diyor. Ve her seferinde Kolunda iki okka ekmek.
Edebiyat Kitaplarından
Oh! Açıldı gözüm, gönlüm Gördüm… Gördüm… Gördüm… Gördüm… -Dur bağırma avaz avaz, Neyi gördün a yaramaz? -Dallar çiçek açtı açtı. Kırlangıçlar uçtu uçtu. Kar eridi, sular coştu…
sokakta yürümek gündelik hüzünlere dahil
"Kılığı düzgün bir adamın sokakta simit yemesi yasaktır. Bütün yasaklar gibi bunun da bir kaçamak yolu yok mu? Simidi kır, cebine sok. Tek elinle bir lokma koparıp, kimseye sezdirmeden ağzına at. Ama, ben dişlerim sağlamken ısıracağım."
Reklam
Ama aslında hiç tanışmamışlar.
Kuzguni siyah saçlı, amber kokulu, ilaçlarını aksatmadan alan, doğum gününü kutlamayı sevmeyen, aynı şarkıyı onlarca kez arka arkaya dinleyen, 0.7 ucu kaleme alttan yerleştiren, yürüyen merdivende solda duran, sokakta kendi kendine konuştuğu anlaşılmasın diye telefonu kulağına dayayıp yürüyen, havucun önce dışını, sonra içini kemiren, tuvalet kağıdını üstten çekilecek şekilde asan, çikolatalı ve frambuazlı dondurma seven adam; adı Nemrut olsun mesela; kadına sırılsıklam, körkütük ve hatta deli divane aşık olmuş. Koyu kahve saçlı, vanilya kokulu, doğum gününü kutlamayı sevmeyen, sakızı balon yapıp içini gazla doldurarak karıncalar için ucan balon yapmayı hayal eden, ansiklopedi okuyan, kuguş digiligi kogonuguşagan, mükemmel daireye inanmak isteyen, direksiyonu sadece sol eli ile tutan, yumurtayı rafadan yiyen, cenin pozisyonunda uyuyan, delirerek ölmekten korkan ve enginarı bezelyesiz pişiren kadın; adı Turkuaz olsun mesela; adama sırılsıklam, körkütük ve hatta deli divane âşık olmuş. Sanki bakışırlarken gözleri arasında bir köprü kuruluyor, o köprüden küçük küçük ateş topları yuvarlanıyor ve dokununca, hatta yaklaşınca, kızıl kıvılcımlar çıtırdıyormuş. Kadın baktığında adam şeffaflaşıyor, iç gösteriyormuş. Ve adam sevdiğinde, kadının ağzına bal tadı geliyormuş. Ama aslında hiç tanışmamışlar. Aynı düzlemde, aynı zamanda ve hatta aynı evrende bile yer almamışlar. Masal bu ya; uzaktan sevişerek ölüp gitmişler. “Biz ayrı kainatların güzelleriyiz” Zeynep Albaraz Gençer Sis Dergi
Kim bilir, kim bilebilir ne güzel bir histir tam olmak? sıradan bir ailede dünyaya gelme kaderiyle taçlanmak. orada güvende büyümek sancısız acısız korkusuz. sahi korkmamak nasıl bir histir kim bilir, kim bilebilir? sobanın yanında hep birlikte yenen akşam yemekleri şubat sonlarında. bahara çok yakın. oracıkta, anne, baba, çocuklar ve sıcak yemekler hep bir arada. ödevlerini tamamlamış bir çocukluk neşesiyle. şakalar ve bilmeceler eşliğinde. önce dört ayaklı, sonra iki, sonra üç ayaklı olan kimdir? kimdir? kimdir? ben cevap vereceğim. Hayır ben. insan. insandır. İnsan insanın ilacıdır. başka bir dünyada, başka bir ülkede, başka bir şehirde, başka bir sokakta, başka bir evde insan insanın ilacıdır. iyi gelir yan yana durmak. hep bir arada. hiç yıkılmayacakmış gibi. hep sonsuzmuş gibi, orada, kadim. bir arada. beraber ve mutlu. kim bilir, kim bilebilir sıradan bir ailede büyümenin verdiği o dünyalara sığmaz güveni. kim bilebilir… annenin asla delirmeyeceğini, babanın her akşam eve döneceğini ve kardeşinin hiç terk etmeyeceğini bu kabuğu? öyle sarsılmaz bir inanç. öyle keskin bir bilgi. ve genç kız olmak o kabukta, yeryüzünün tek ele geçirilmez kabuğu, duvarları 5 metre kalın, çatlamaz, kırılmaz. dışarıdan ve içeriden ve hatta derinde hiçbir düşmanın yıkamayacağı o iç dünyada büyümek, ağaçlar hep aynı yerde, duvarlar hep aynı kalınlıkta, bahçe desen bahçe, uyku desen uyku. var olmak böyle bir şey olmalı. kim bilebilir?
YENİ GELİN Senin ellerini Öpmeye kıyamam, Senin yüzüne Bakmaya kıyamam, Neden kızarıyorsun yeni gelin Sokakta rastladığım zaman?
Kılığı düzgün bir adamın sokakta simit yemesi yasaktır.
Reklam
Dufy'nin bir sokağı vardı bilir misin? İlkin seni o mor sokakta gördüm Temmuz'un on dördüydü Bütün itliği üzerindeydi güneşin Bir yeşil elbisen vardı Bir siyah ayakkabın vardı Bir gözlerin vardı Bir dudakların vardı Bir sen vardın Ama ben yoktum o sokakta
Sayfa 12 - Kader Kapıyı Çalıyor / (Andante)Kitabı okuyor
Çıkmaz sokakta geri adım atmak ilerlemek sayılır der eskiler. Yol doğru olsa bile çıkmaza gidiyorsa, geri dönmeyi bilmeli insan. Bazen geriye dönmek de ilerlemektir. Hayat bazen, vazgeçebildiklerindir. Günü geldiğinde, dönmek gerektiğinde, umut bittiğinde vazgeçmeli insan..
Sayfa 17 - HayykitapKitabı okuyor
Can Yücel
Esir düşen bedenin değil de kalbinse, özgürlük ancak kavuşmakla mümkündür.
İşte ve evde, sokakta ve masada 2000'lerin başından bu yana gördüklerimi kuşaklar üzerinden okumaya çalışıyorum. 21. yüzyılın ilk günlerinde o sıralar henüz gelmekte olan Y kuşağına ilgim ve merakım, ilerleyen yıllarda müthiş bir mozaik olduğunu kavradığım kuşakların bütününe yayıldı. Buna mecburdum, çünkü bir kuşağı anlamak için öncül kuşakların yaşadıkları zamanın ruhunu da okumak gerekliydi. Fark ettim ki kuşakları anlamak, geçmişi onurlandırmak, geleceği mümkün kılmak için fevkalade bir araç..
Sayfa 19 - Mundi KitapKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.