AGOTHON: Sokrates seninle başa çıkamam, sözlerini kabul ediyorum. SOKRATES: Sevgili Agathon! Sokrates ile herkes kolayca başa çıkar ama başa çıkamadığın şey hakikatin ta kendisi.
Sayfa 81
"...gençliğinde lirik ve dramatik şiirler yazmış ve bir ozan olmayı istemiş olan Platon bu türden bütün eserlerini ve tragedyalarını, Sokrates ile tanışıp onun öğrencisi olduktan sonra yakmıştır."
Sayfa 9
Reklam
Mutluluk bile haddini aşarsa azap olur. Mutluluk bizi ezer. Eski bir Yunan atasözü de öyle der. Anlamı aşağı yukarı şudur: Tanrıların bize verdiği bütün nimetlerin hiçbiri katıksız ve kusursuz değildir, onları bir dert pahasına satın alırız. işte eğlence, keyifle sıkıntı, birbirinden çok ayrı oldukları halde, gizli birtakım ilintilerle, kendiliklerinden birleşebiliyorlar. Sokrates der ki: <<Tanrılardan biri hazla elemi birleştirip karıştırmak istemiş, bunu başaramayınca, bari şunları kuyruklarından birbirine bağlayalım, demiştir.>>
Sayfa 37
Senin almaya cesaret edemediğin riskleri alanlar, senin yaşamak istediğin hayatı yaşarlar. -Sokrates
Sokrates'e nereli olduğu sorulduğunda o bu soruyu " Atinalıyım" diye yanıtlamazdı; "Dünyalıyım" derdi.
Sokrates'e göre kötülüğün kaynağı, insanın doğal yapısı olmayıp bilgisizlikti; onun için kötülük, yanlışlıktı. Tevrat ise bunun tersine, insanın tarihinin bir suç edimiyle başladığını ve “itilimlerinin çocukluğundan itibaren kötü olduğunu" anlatır. Ortaçağın başlarında bu iki karşıt görüş arasındaki savaş, İncil'deki Adem'in düşüşü söylencesini nasıl yorumlayacakları sorusu çevresinde odaklanmıştı. Augustinus, insan doğasının düşme'den beri bozulmuş olduğunu düşünmekteydi. Yani her kuşak ilk insanın başkaldırışının neden olduğu bir ilençle (lanet) doğmaktaydı. İnsanı ancak kilise ve törenleri aracılığıyla iletilen Tanrı'nın bağışlaması kurtarabilirdi. Augustinus'un büyük düşmanı olan Pelagius, Adem'in suçunun salt kişisel olduğunu, kendisinden başka kimseyi etkilemediğini savunmaktaydı. Ona göre, sonuç olarak her insan, Adem'in düşme'den önceki güçleri kadar yozlaşmamış güçlerle doğmaktaydı. Suç, günaha kışkırtmanın ve kötü örneğin sonucuydu. Savaşı Augustinus kazandı, ama bu, insan anlığını yüzyıllar boyu belirleyecek -ve karartacak- bir yengi oldu.
Sayfa 226Kitabı okudu
Reklam
"Etik deyince filozofların anladığı, iyi bir hayat sürmek için nasıl yaşamamız gerektiğine ilişkin bir öğreti. Bu anlamda örneğin Sokrates ya da Aristoteles etiğinden bahsediyoruz. Ama bizim çağımızda etik bir bakıma başka insanları rahatsız etmeden yaşamamızı sağlayan birkaç kurala indirgenmiş bulunuyor." "Kendi mutluluğunu düşünen egoist sayıldığı için mi?'' "Hemen hemen öyle bir şey. Spinoza etik sözcüğünü kullandığında, bunu yaşam sanatı ya da ahlâklılık diye de anlayabiliriz."
Sayfa 283Kitabı okudu
~Sokrates ~
"Benim gitmem vaktim yaklaşıyor, artık ayrılmak zorundayız... Ben öleceğim, sizler yaşamaya devam edeceksiniz. Hangisinin daha iyi olduğunu yalnızca Tanrı bilir."
Platon (Eflatun)
Platon (Eflatun)
Sokrates, satılmak için sergilenen lüks mallara bakarak, "Gereksinmediğim ne çok şey var" demişti.
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.