Sokrates
sokratesle birlikte etik sorunu artık bilimsel bi,r şekilde anılmaz oldusokrates ahlakla yanı haklı ve doğru ve iyi olnanın araştırılmasıyla çok ilgiliydi
Sokrates, karşısındakinden daha fazla bir şey bilmediğini açıkça söyleyerek konuşmasını bitirmektedir. Onun yönteminin amacı, sorunu çözmek değil, gerektiği gibi ortaya koymaktır, kavramları kabul ettirmek değil, aydınlat­maktır. Öte yandan, hakikate karşı duyulan özlem (Sokrates tıpkı Protagoras gibi insanın her şeyin ölçüsü olduğunu düşü­ nür), açığa vurulmuş bir kavramın içeriği herkes tarafından ka­bul edilince doyurulmuş demektir. Öyleyse, hakikatin ölçütü, genel olarak kabul edilmiş olmaktır.
Reklam
Sokrates
İyi bir insan olmak isteyene yardımcı olmamak yakışıksız bir şeydir Lysimakhos. Ancak konuştuklarımızın sonucunda benim bilgili, bu iki adamın da bilgisiz oldukları ortaya çıksaydı beni çağırman uygun olurdu. Oysa ki sorunu hiçbirimiz çözemedik. Bu durumda neden birimizi seçip diğerlerini seçmeyeceksin. Bence hiçbirimizi seçme. Şimdi söyleyeceğim şeyi belki doğru bulursunuz. Bence bu çocuklardan önce kendimize bir öğretmen bulmalıyız, çünkü besbelli ki eksiklerimiz var. Böyle kalmamız da doğru olmaz. Eğer bu yaşta okula gittiğimizi görüp bizimle alay eden birileri olursa, kendimizi onlara Homeros'un "Yoksulluk ve utanma bir arada olmaz' şeklindeki sözlerini hatırlatarak kurtarırız. Başka insanların neler söyledikleriyle ilgilenmeyerek kendimizi ve çocuklarımızı yetiştirmeye çalışalım.
Şimdi Sahura Kadar Sokrates İle Tartışmak Vardı..
SOKRATES - Anlaştığımız noktaları dikkate alarak şimdi bana şunu söyle: Kenti bizi serbest bırakmaya ikna etmeden buradan ayrılırsak bazılarına, özellikle de hiç kötülük etmememiz gereken bazılarına kötülük etmiş olur muyuz, olmaz mıyız? KRİTON - Sorunu anlamadığım için yanıt veremeyeceğim Sokrates.
Anlayabilen beri gelsin!
Kimlik kavramını tekrar tekrar tanımlamak bana uzak geliyor. Bu Sokrates'in "Kendini tanı!"sından başlayarak, nice ustalardan geçip Freud'a gelinceye kadar felsefenin en öncelikli sorunu olmuştur; günümüzde bunu yeniden çözmeye girişmek için bende oldugundan çok daha fazla ustalık ve çok daha fazla gözüpeklik gerekirdi. Benim giriştiğim çabaysa son derece mütevazı: neden bugün bunca insanın dinsel, etnik, ulusal ya da başka kimlikleri adına cinayetler işlediğini anlamaya çalışmak.
Sokrates'in Sorunu §11
En göz alıcı gün ışığı, ne pahasına olursa olsun akılcılık; aydınlık, soğuk, dikkatli, bilinçli, içgüdüsüz yaşamın, içgüdülere karşı direnen yaşamın kendisi yalnızca bir hastalıktı, başka bir hastalıktı — ve kesinlikle "erdem"e, "sağlık"lılığa, mutluluğa geri dönmenin bir yolu değildi... İçgüdülerle savaşmak z o r u n d a olmak — budur dekadansın formülü: yaşam y ü k s e l d i ğ i sürece, mutluluk eşittir içgüdü. —
Reklam
Sokrates'in Sorunu §11
Sokrates bir yanlış anlamaydı; t ü m i y i l e ş m e a h l a k ı, H ı r i s t i y a n a h l a k ı d a b i r y a n l ı ş a n l a m a y d ı. . .
Sokrates'in Sorunu §10
Platon'dan itibaren Yunan filozoflarının ahlakçılığı patolojik koşulların ürünüdür; diyalektiğe verdikleri değer de öyle. Akıl = erdem = mutluluk sadece şu anlama gelir: Sokrates'in yaptığı gibi yapmalı ve karanlık arzulara karşı sürekli bir g ü n ı ş ı ğ ı oluşturmalı — aklın gün ışığı. Ne pahasına olursa olsun, akıllı, berrak, aydınlık olunmalı: içgüdülere, bilinmeyene verilen her taviz a ş a ğ ı y a ç e k e r...
Sokrates'in Sorunu §10
Tüm bu Yunan düşünmesinin, kendini akılcılığın üstüne atışındaki fanatizm, bir acil durumu ele veriyor: tehlikedeydiler, tek bir seçenekleri vardı. Ya yok olmak ya da — a b e s - a k ı l c ı olmak...
Sokrates'in Sorunu §10
Sokrates'in yaptığı gibi, a k l ı bir tiran yapmak gerekiyorsa, başka bir şeyi tiran yapma tehlikesi hiç de küçük olmamalı. Akılcılık o zamanlar bir k u r t a r ı c ı olarak düşünülmüştü, ne Sokrates'in ne de "hastalarının" keyfine kalmıştı akılcı olmak — de rigueur'dü,* onların s o n çaresiydi bu. ______________________ * de rigueur (Fr.): zorunlu, kaçınılmaz.
Reklam
Sokrates'in Sorunu §7
Diyalektikçi, bir budala olmadığını kanıtlamaya zorlar rakibin: öfkelendirir, aynı zamanda çaresiz bırakır onu. Bir diyalektikçi, rakibinin anlağını i k t i d a r s ı z k ı l a r .
Sokrates'in Sorunu §7
Bir diyalektikçi, acımasız bir silah tutmaktadır elinde, onunla kendini bir tiran yapabilir; galip geldiğinde, rezil eder.
Sokrates'in Sorunu §7
— Sokrates'in ironisi, dile gelişi midir ayaklanmanın? Ayaktakımı hıncının? Ezilen biri olarak tasımın bıçak darbelerinde, kendi gaddarlığının tadını mı çıkarıyor? Hayran bıraktığı seçkinlerden intikam mı alıyor? —
Sokrates'in Sorunu §5
Otoriterin henüz iyi ahlaka dahil olduğu, "gerekçelendirme"nin değil, emretmenin geçerli olduğu her yerde, diyalektikçi bir tür soytarıdır: gülünür ona, ciddiye alınmaz. —Sokrates kendisini c i d d i y e a l d ı r t a n soytarıydı: ne olmuştu aslında orada?—
Sokrates'in Sorunu §5
Sokrates'le birlikte, Yunanlıların zevki, diyalektikten yana değişir: ne oluyordu aslında burada? Her şeyden önce, böylelikle s e ç k i n bir beğeni yönelmektedir; ayaktakımı, diyalektikle baş olmaktadır. Sokrates'ten önce, seçkinlerin arasında diyalektik tavırlar reddedilirdi: kötü tavırlar olarak görülür, kişiyi küçük düşürürlerdi. Gençler de bu tavırlara karşı uyarılırdı.
123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.