Söyle bakalım Meletos! Sen her şeyden çok gençlerin erdemli bireyler olarak yetişmesine önem vermiyor musun?
— Evet.
— O hâlde şu adamlara, gençleri kimin daha iyi yetiştireceğini söyle! Gençlerin eğitimiyle ilgilendiğine göre, sorumun yanıtını bildiğin açıkça belli. Dediğine göre, onları yoldan çıkaranı, yani beni buldun ve yargıçların karşısına
Sofistler gerçeği aramaktan çok, tartışmada üstünlük kazanma sanatı üzerinde duruyorlardı. Şüphesiz tartışmanın geniş yer tuttuğu demokratik bir toplumda bu sanatın değeri büyüktü.
...
Sokrates de bu tartışma sorunu ile yakından ilgiliydi. Ama o doğru sonuca götüren tartışmayla ilgileniyordu, yoksa sofistlerin yaptığı gibi, tartışmayı kazanmakla değil.
Cehalet mutluluktur demişti ya Sokrates. Yeni anladım ne demek istediğini. Bazen bilmek, haber almak kaygıyı artırmaktan başka bir işe yaramıyor. Bazen bilmek, hayal kurmaya bile engel. Ve seviyorum ben, sonunu bile bile ...
Kimlik kavramını tekrar tekrar tanımlamak bana uzak geliyor. Bu Sokrates'in "Kendini tanı!"sından başlayarak, nice ustalardan geçip Freud'a gelinceye kadar felsefenin en öncelikli sorunu olmuştur.
Burada bilgelik konusunda kıtlık var. Bilgelik, ülkenin bizim yaşadığımız parçasından sizin illere göçüp gitmiş gibi. Buradaki insanlardan herhangi birisine biraz önceki sorunu yöneltsen, o gülerek sana şöyle diyecektir: "Erdemin öğretilebilir bir şey olup olmadığı ve nasıl elde edileceğini bilmek konusunda şanslı olduğumu düşünüyorsun herhalde. Ancak ben erdemin öğretilebilir bir şey olup olmadığını bırak, kendisinin ne olduğunu bile bilmiyorum." Ben de aynı durumdayım. Vatandaşlarımla aynı fakirliği paylaşıyorum ve erdem konusunda bir bilgim olmadığı için utanıyorum.