Kitap hakkında ki klasik Amerika'ya dair bir hiciv olması yorumu dışında ilgimi çeken bir konuya değinmek istiyorum.1935 de bir gazeteci, yazara gönlünün Vahşi 'nin isteklerinden yana mı yoksa şartlandırmış istikrar idealinden yana mı Olduğunu sorduğunda Huxley ' ikisinden de yana değil,bence iki ucun arasındaki bir orta hem istemeye değer hem olabilirdir. 'diye yanıtlar.Ama ben kitabı okurken "uygar "toplumun biraz daha horgörüldüğünü hissettim.Oysa ki iki toplumda birbirinden beter olsalar da uygar toplum biraz daha ılımlı,vahsi toplumdaki gibi gaddarca cezalandırılmalar yok mesela.
Ana karakterlerden biri olan John -uygar anne babanın vahşi oğlu, kitabın bir bölümünde kendisiyle cinsel birliktelik yaşamak isteyen bir kadına "or*spu" gibi hakaretler ederek fiziksel şiddet uyguluyor.Bu kişi aynı zamanda Shakespeare okuyor ve ondan alıntılar yapıyor sürekli.shakespeare'in "kral Lear" kitabındaki gibi cinselliği "tensel günah" diye adlandırıyor.Kisacasi vahşi toplum son derece ilkel, kadın düşmanı bir toplum.
Uygar topluma da pek sağlıklı bir toplum diyemeyiz . Acısız toplumun bir prototipi.Acı diye bir şey yok bu toplumda. İnsanlar acı çekmemek için "Soma " diye uyuşturucu bir madde alıyorlar. Aile,anne ,baba gibi kavramlar korkunç ve müstehcen görülüyor ama elbette bir devlet, otorite var .Hatta denetleyici diye devlet adamı da var.Bu o otoriter,uygar toplum tabi ki de kadın bedenini kontrol ederek böyle bir düzen oluşturuyor.Kadinin doğurma hakkı yok.yapay doğumla kastlar oluşturulup nüfus kontrolü sağlanıyor.Kisacasi uygar toplumda olsa vahşi toplumda olsa kadın sadece bir et yığını (!).