Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
266 syf.
·
Puan vermedi
Mutluluk Algılarınızı Altüst Edecek Kitap: Brave New World
Yazarın enfes zekasına hayran kalacağınız, 1932 yılında yazıldığına asla inanamayacağınız, çağımızı çok ilerisinde bir distopya. Hayatın, mutluluk için soma adlı uyuşturucu üzerine kurulduğu, başkenti Londra olan bir Kuluçka Şartlandırma Merkezinde insanların doğmayıp makinelerden üretildiği evet evet üretildiği, anne-baba kelimelerinin müstehcen kelimeler olduğu alternatif bir dünya düşünün. İşte kitabın kapağını açtığınızda o dünyaya dalıyorsunuz. Henry Ford'un müthiş T modelinden sonra dünya artık sandığımız dünya olmaktan çıkıyor. Bildiğimiz zaman algısı Ford'dan önce-Ford'dan sonra olarak değişiyor. Ve Ford tanrının tahtına oturuyor. KŞM'de üretilen bütün insanlar Alfa-Beta-Delta-Gama-Epsilon olan hiyerarşik gruplarda ve her grubun kendine has düşünceleriyle tek tip yetiştiriliyor. Ancak Ayrı Bölge denilen yerde hala insanlar Ford'dan Öncesinde olduğu gibi yaşıyorlar. Aslında mutluluk üzerine kurulu bir düzen kulağa hoş gelmiyor değil. Ancak tek tip mutluluğun insanı nasıl felakete sürüklediğini Aldous Huxley harika bir biçimde gözler önüne seriyor. Ve bu distopik başyapıt kitleleri ikiye bölmeyi başarıyor: 1984 mü, Cesur Yeni Dünya mı? Cevaplar sizde :)
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,4bin okunma
Çünkü bizim dünyamız Othello’nunkiyle aynı değil. Çelik olmadan araba yaratamazsınız – aynı şekilde, sosyal çalkantı olmadan da trajedi yaratamazsınız. Dünya şu anda istikrara kavuşmuş durumda. İnsanlar mutlu; istediklerini alıyorlar ve ulaşamayacakları şeyleri de asla istemiyorlar. Refahları yerinde; emniyetteler; hiç hastalanmıyorlar; ölümden korkmuyorlar; ihtiras ve ihtiyarlıktan habersiz ve bundan da çok memnunlar; veba gibi bir illet olan anne ve babaları yok; güçlü duygular hissedecekleri eşleri, çocukları ve sevgilileri yok; şartlandırmaları uyarınca davranmaları gerektiği gibi davranmak zorundalar. Herhangi bir sorun çıkması durumunda da soma var. Siz de tutup, özgürlük adına pencereden savurdunuz, Bay Vahşi. Özgürlük!” Güldü. “Bir de Deltaların, özgürlüğün ne olduğunu bilmelerini bekliyordunuz! Şimdi de Othello’yu anlamalarını bekliyorsunuz! Vah güzel çocuğum vah!”
Sayfa 219Kitabı okudu
Reklam
Kırım Hanlığının Bağlanması (1477)
Fatih devrinde Osmanlı Devleti'ne bağlanan diğer bir Türk ülkesi de Kırım Hanlığı idi. Kırım Yarımadası bu devirde Kıpçak Türklerinden Kırım Hanlarının idaresi altında idi. Doğu Avrupa'nın bu güzel bölgesi, yalıları ile İstanbul'u, bol sebze ve meyveleri ve nefis havası ile Akdeniz kıyılarını andırır. Karadeniz'e ve İstanbul Boğazı'na hakim stratejik öneme sahiptir. Kefe limanı İdil (Volga) nehri ve Hazar Denizi ile Türkistan'a ve Uzak Doğu'ya bağlanırdı. O devrin sömürgeci devletlerinden olan Cenevizliler Kırım'ın önemini anlamışlar ve daha soma da 19. yüzyılda İngilizlerin Hindistan'da yaptıldarı gibi, ülkenin içlerine doğru ilerlemişler, Kırım Hanlığının iç işlerine karışmaya başlamışlardı. Fatih Sultan Mehmet, Cenevizlileri Galata'dan ve Amasra'dan çıkardıktan sonra, Kırım'daki varlıklarına da son vermek ve böylece Asya ticaretine tamamen sahip olmak istiyordu. Kırım halkı Müslüman Türklerdi ve Kırım'ın elde edilmesi ile, zaman zaman isyan eden Boğdan ve Eflâk bölgeleri de doğudan kuşatılmış olacaktı. 1474 yılında Gedik Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı Devleti Donanması Kırım'a gönderildi. Cenevizlerin elindeki bütün limanlar alındı ve bölgedeki İtalyanların varlığı ortadan kaldırıldı. Menğli Giray Han, Osmanlı Padişahına bağlı olmak üzere Kırım Hanlığına tayin edilerek 1477 yılında Osmanlı Devletine bağlandı. Kırım'ın fethiyle Karadeniz bir Türk gölü haline geldi.
165 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Hala aklımdadır! Zor günlerde olduğumuz 2014 yılının mayıs ayının bir günü, forumda gezinirken bir söze denk gelmiştim: "Bir yerde yangın varken biri seni ibadet etmeye çağırıyorsa, bil ki bu bir hainin davetidir."   Ali Şeriati Feryatların eksilmediği bir coğrafyada, sırt çeviren müslümanlara tokat niyetinde bir sözdür adeta. Soma
Anne Baba Biz Suçluyuz
Anne Baba Biz SuçluyuzAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 20131,281 okunma
266 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Cesur Yeni Dünya
Kitabı okurken oldukça zorlandım. Hatta bir ara bırakmayı dahi düşündüm ama, kitabın önsözünün ilgimi çekmesi ve hikayenin sonunu öğrenme isteğim sayesinde güçbela da olsa bitirdim. Yazarı Aldous Huxley, bildiğim kadarıyla bir biyolog, genetik uzmanı veya kimyacı değil ama romanın büyük kısmında baskın biçimde yer alan bilimsel terim ve
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,4bin okunma
266 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Cesur Yeni Dünya, insanların doğmayıp şişelerden türlü işlemlerle, aşılarla, görevleri boyları yazgıları belli bir şekilde çıktığı; (Shakespeare'in Macbeth'i aklıma geldi. Cadılar, Macbeth’e bir kadın tarafından doğurulan hiç kimsenin zarar veremeyeceğini söylemişlerdi.) her türlü şartlanmanın ergenliğe gelene kadar hipnopedik dedikleri uykuda telkin yöntemiyle yapılıp kişinin toplumdaki sınıfına göre hazırlandığı; (alfa çifte artı ve epsilon yarı moron arası bir yerde) bireyin değil toplumun önemli olduğu; yoğun duygularla başa çıkmanın gerekmediği; (aile yok, yaşlanmak hastalanmak yok, ölüm sıradan, işini seviyorsun, cinsellik istediğin zaman istediğin kişiyle ' herkes herkese aittir' ve alt edemediğin şeyler için uyuşturan ama etkisi geçince zarar vermeyen 'soma' hapları var) modern bir dünya. Bu modern fabrika dünyanın yanında da elektrikli dikenlerle çevrilmiş, dışarıya çıkışı yasak olan vahşiler. Doğuran, hastalanan, yaşlanan, aile kuran insanlar. Ve tabii ki yüce Ford! Bu makineleşmiş fabrikasyon düzenin atası. Sırada Fahrenheit 451 var okunacak.
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,4bin okunma
Reklam
sivas'ı ilkel bir hazla yakan kötülük, bugün bütün bir ortadoğu'yu kan gölünde yüzdürmektedir. sivas, roboski olarak sürmektedir, reyhanlı'daki kanlı bomba olarak, gezi sürecinde öldürülen çocuklar olarak sürmektedir. soma olarak, ermenek olarak, suruç ve ankara garı katliamı olarak; sivas, bütün okulları neredeyse imam hatip okullarına dönüştüren eğitim sistemi olarak; 'din alimleri'nden referans alan bir adalet sistemi olarak sürmektedir. köktendinci sermayenin nasıl büyüdüğünü, okullarını nasıl kurduğunu, devlete nasıl kök saldığını, nasıl bir yıkıcı arzuyla, kendinden olmayanların hayatlarını kendilerine benzetmeye çalıştıklarını, hepimiz kendi hayatlarımızdan, gözlemlerimizden çok iyi biliyoruz.
266 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Distopya türünün en önemli eserlerinden biri sayılan romandaki olaylar karamsar olduğu kadar gerçekçi de. Belki bize 'soma' verip uyutmuyorlar ama televizyonda izlediğimiz dizilerle çalışmaktan yorgun düşen beyinlerimiz fantazilerle uyuşuyor. Çalışmak demişken alfa, beta gibi kast sistemine benzeyen bir sınıflandırmamız yok belki ama insanları kazandıkları paraya göre değerlendirmeye başlamadık mı? Çocukların eline tablet veren ebeveynler onların erken yaşta ergenliğe girmelerine sebep olan cinsel içeriklere kolayca erişebilmesine sebep olmuyor mu? Bence distopyaların bu kadar ilgi görmesinin sebebi yazarlarının öngörülerinin bu kadar doğru çıkmasına duyduğumuz hayranlık.
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,4bin okunma
266 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabın benim övgüme hiç ihtiyacı yok tabii ki, fakat yine de bir kaç cümle söylemek isterim. Cesur Yeni Dünya, çok mutlu insanlarla dolu. Çünkü öyle şartlandırılmışlar. Mutlular ve sorgulamadan yaşıyorlar. Anne baba kavramı yok hatta bu kavramlar utanç verici olarak algılanıyor. Çocuklar yapay olarak makinelerde doğuyorlar. “Herkes herkese aittir” mottosuyla istediğin zaman istediğin kişiyle birlikte olabiliyorsun ve devletin dağıttığı “uyuşturucu” benzeri bir madde olan “soma” ile sonsuz mutluluklar yaşıyorsun. Düşünmeyen, sorgulamayan, ruhsuz, çocuk gibi insanlarla dolu her yer. Din yok. Sadece “ford’a” tapılıyor. Ve kitabın yazıldığı tarihe de bakarsak aslında çoğu şeyin de aslında gerçekleştiğini görebiliyoruz. Kitapta geçen 10 adet dünya denetçisinden biri olan “Mustafa Mond” karakterinin ismi Mustafa Kemal Atatürk ve Sir Alfred Mond’un isimlerinden geldiği söyleniyor. Bu “mutlu” dünyada mı yoksa onlar gibi olmayan “vahşi ayrı bölge” diye adlandırılan dünyada mı yaşamak isterdiniz? Bu tüyler ürpertici başyapıtı geç kalmadan lütfen okuyun!
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,4bin okunma
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.