Kaybolmuş Cennet, dinsel bir destan. Eser, sanki Hristiyanlık inancının destanı, on iki bölümdür. Konusu Tevrat’tan alınmış. Okurken Tevrada da bakmadım değil. Birebir değil ama benzer bölümler var. Kafiyesiz nazımla yazılmıştır.İlk on bölümde, Şeytan’ın Tanrı’ya karşı çıkışı, Adem ile Havva’nın cennetten kovuluşu, dem ile Havva’nın Şeytan’la mücadelesi anlatılır. On birinci bölüm, İsa Peygamber’in babasına yalvarması, Adem ile Havva’yı bağışlaması bölümüdür. Milton’un ve çağının Tanrı-Oğul-Kutsal Ruh anlatımındaki İsa üstünlüğü bütün büyüsüyle göz önüne seriliyor. Bunun üzerine Adem ile Havva bağışlanırlar.
Son bölümde bir mutluluk müjdesi verilir, Rafael geleceği anlatır. Adem ile Havva’nın ileride gelecek bir kurtarıcının bu ilk günahını unutturup bağışlatacağı, o kişinin de İsa Peygamber olduğunu müjdeler. Adem ile Havva bunun üzerine Cennet’ten ayrılırlar, fakat artık üzgün değildirler.
Goethe, "Bir kitap okumak bir kitap yazmak kadar zordur," derken son derece haklıydı. Bir insan, verdiği kararların, yaptığı değerlendirmelerin nesnel olduğunu hiçbir zaman ileri süremez. Bir kararın en görece nesnel olma ihtimali bile yorum çeşitliliğine bağlıdır. Şayet bir sanat eseri, kitlelerin, çoğunluğun gözünde hiyerarşik bir değerlilik kazanırsa bu, genelde rastlantısal bir durumun, örneğin eserin, yorumcuları açısından şanslı olmasının bir sonucudur. Ayrıca, bir insanın estetik beğenisi de sanat eserinden çok, o insanın kendisi hakkında ipuçları verir.
Bana, öylesine söylenmiş avuntularınızdan bahsedin.
Ama içinde mutlu aile fotoğrafları olsun.
Bana, en keskin yaralarınızdan bahsedin.
Ama bilerek ve isteyerek açılan yaralardan...
Bana, düştüğünüz son ağaçtan bahsedin.
Bir incir ağacı...
Bataklık dibine düştüğünüz,
Hatta dibe vurduğunuz günden...
Ve korkmayın dibe vurmaktan;
O gün,sizi ölüm sessizliğinden uyandıran gün.
Bırakın dibe vursun hayatınız,
Ve hatta mecbur kalın yaşama içgüdüsüne;
O gün, balçıkla kapanmayan bir güneş doğurursunuz.
SERCAN: Elizabeth Ross der ki: "Tanıdığım en güzel insanlar bu hayatta yenilgiyi bilen, mücadeleden geçmiş, acı çekmiş ve tüm bunların ardından tek başına çıkış yolunu bulmuş insanlardır. Çünkü güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar, onlar oluşurlar."
Acı çekmenin önemini ve zevkini öğrendim bu sene
OZAN: Savaştığım herkes düşmanım değil, bana yardım eden herkes dostum değil.
Boş savaşlara girmemeyi, zamanımı, enerjimi ve en önemlisi nefretimi daha doğru kullanmayı öğrendim diyebilirim.