Suskundur.İçine dönük konuşmaktadır.
Öyleyse oğlunu böyle bekleyen son ana ben olayım. Tanrı başka analara çelik rayları kucaklattırmasın, başını traverslere vurdurmasın .
Sayfa 64
Reklam
Endişeli bir yüreğin en büyük arzusu, sevdiği kişiye sonsuza dek sahip olmak ya da ayrılık zamanı gelip çattığında, bu varlığın ancak buluşma günü gelince son bulacak düşsüz bir uykuya dalmasını sağlayabilmektir.
Biraz da böyle düşünmeli
Belki de mutlu sonlar gerçekti, yeter ki onların son değil de yolda attığın adımlar olduklarını anla.Riski göze alıp , nefesini tuttup , insanlara güveneceksin.
Arzularımıza hedef koymak, ihtiraslarımızı dizginlemek, öfkemize hâkim olmak, insanın arzu ettiği şeylerin son derece küçük bir kısmının ulaşılabilir ve pek çok kötülüğün kaçınılmaz olduğunu hatırda tutmak: Bu şekilde katlanıp vazgeçebiliriz.
Sayfa 40 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Karşıda Kıbrızlı yalısı İnce, beyaz, Boğaz'a vurgun Ostrorog ondan biraz sonra. Güneşin son ışıkları Camlarda parıldarken Aklım gitti Bir çocukluk masalına. Hani bir çocuk vardır, Hep karşı dağa özlemli. Çünkü o dağda bir ev vardır Güneş batarken camları altın renkli. Yola çıkar çocuk bir sabah, Bırakıp yoksul baba evini, Gider günlerle, gecelerle, Tırmanıp tepelere Düşüp derelere Ve gelir altın renkli eve.
Basit zevklere bayılıyorum. Karışıklıktan kaçmak için son sığınağımız onlar.
Sayfa 24 - LORD ILLINGWORTH
İnsanın kendisine ve diğer insanlara faydalı bir hareket öğrenmeye son derece gayret sarf etmesi, cemiyet içinde medeni bir yaşam sürebilmesinin gereklerindendir.
Reklam
Gözlerine baktıkça camgöbeği kesiyor içim Ve nedense son vapur geliyor aklıma ..
Sayfa 32 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 28.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okuyor
Kendini parçası sandığın herhangi bir şey var mı? Hayır, yok. Neden biliyor musun? Çünkü biz soyu tükenmiş bir türe aitiz. Biz hayatta kalabilenleriz. Aynen böyle.
Sayfa 81
kime ne kadar kırıldıysam, kime ne kadar sinirlendiysem aslında en çok kendime zarar verdiğimi fark ettim. herkes kendi keyfinde, hayatlarına devam ederken sırtımda koca bir kambur ve göğsümde koca bir alev toplu ile hayata ayak uydurmaya çalışmak en çok kendime haksızlıkmış. Affedememek, kanserin son evresi gibi, öyle ağır, öyle yorucu..
Hayatın formu dehşet verici derecede kusurludur. Felâketler hep yanlış şekilde, yanlış insanların başına gelir. Hayatın komedilerinde acayip bir dehşet vardır, trajedileri ise farsla son bulur. İnsan hayatla temas ettiğinde hep yaralanır. Her şey ya fazla uzun ya da kısa sürer.
"Seni seviyorum, ey kutsal vatan! Ve yemin olsun sana, her bir evladını kardeşim olarak seveceğim; yaşayan devlerini de, vefat etmiş devlerini de daima sayacağım; çalışkan ve dürüst bir vatandaş olacağım; daima daha iyi, sana daha layık olmaya, kendi kısıtlı gücümle sana fayda getirmeye, topraklarından sefaleti, cehaleti, adaletsizliği, cezayı silmeye, yaşaman için ve hakkın olan o kudretli görkeminle sakin sakin yayılman için çalışıp çabalayacağım. Yemin olsun ki, sana her şekilde, aklımla, kol gücümle, kalbimle, alçakgönüllü ve tutkulu bir şekilde hizmet edeceğim ve eğer gerekirse, kutsal adını göklere haykırıp, son öpücüğümü mukaddes bayrağına verip, senin için kanımı dökecek, sana canımı vereceğim.."
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.