YAŞASAK DA SUÇLUYUZ, ÖLSEK DE
Sizlere önce, aralıksız yağan karın sokakları esir aldığı bir şubat ayından bahsedeceğim.
Yıl 2015.
Gazeteci Nuh Köklü çocukluk edip, arkadaşlarıyla kartopu oynamaya başlamıştı ki, öfkeli bir esnaf tarafından bıçaklanarak öldürüldü.
Nuh'un son nefesini vermeden önceki "N'olur bu bir rüya
Belki diye başladım bugüne ;
Gökkuşağı vardı tepede , ardından yağmur çiseledi her şey tersine dönüyor son günlerde ...
Son bir kaybım var yüreğimin çekmecelerinde tonlayacağım . Sofistike dünyamızdan herkese gammaz bir ulağım bu gece .
Bana kulak ver! Kezza kalbindeki güzellikten de ...
Kafdağı ardına gömülmüş ne yazık ki söylenilecek umut şiirimiz ve türkülerimiz. güzellikleri sakladığımız kadar yeşermesini arzuluyorken . Hasattan zuhur edendi geç kalınmışlık. Meğer ne çok gafilmişiz ve bizden kayıplar filizlenmiş bahçemizde .
Yaşama sevincimiz duygularımızı büyütmeye niyetliyken , her zamanın imgeleteceği müşkülpesent mutluluğu da güneşte kuruttuk , mahzenimin her bir metrekaresine serpiştirdiğimiz yaşam tohumlarımız bugün , çiçek açmayı beklemden sol cebimizde kurudu.
Her şey tersine dönüyor son günlerde ...
Ninni söyleyip uyandırmak gerek içimizdeki masum bebeği ve hiç bir lisana ihtiyaç duymadan belki telepati ile nakşetmeli bizlere tüm beraklığıyla tüm sırlar ...
✍🏻 KADİR ÜLKEKÖLE
02:16
Biz kadınları hiç sevmedik!
Saçlarını sevdik, hele bir de sarışınsa daha çok sevdik
Ağızlarını sevdik, hele bir de şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik.
Göğüslerini sevdik…
Bacaklarını sevdik, hele bir de sütun gibiyse bayıldık.
Kalçalarını sevdik…
Gerçekten güzel vücutlu ve “çıtırsa” daha çok sevdik…
Yolda, arabada, televizyonda, internette
·
Gittikçe eksiliyorum hayattan yana. İçimdeki son umut kırıntılarını da kaybettim delik olan cebimden. Önüme arkama sağıma soluma gerime berime nereye bakarsam bakayım bulamıyorum artık. En son bu kadar tükendiğimde üniversite öğrencisiydim ve güzel bitmemişti hikayemin sonu. Korkmuyorum tek bir şey dışında. Dünyaya benzemek dışında yok korkum ki zaten arkamda kalacak şeyler hiç ilgimi çekmiyordu . Ben merakımı yitirdim heyecanımı da. Ben kendimi yitiriyorum bir rezidansta. İnanın bütün
duvarlar aynı dışarıdan şatafatlarına bakılmaksızın. Bütün yiyecekler bütün markalar aynı. Bütün ölümler aynı bütün yaşamlar da öyle. Kendimi yitiriyorum ben eksiliyorum ve sanki eriyorum güneşe çıkmış bir buz gibi. Eriyorum
Herhangi biri
ANNEMİN TERLİKLERİ
Şuramda,göğsümün kafesine
kendini çarpa çarpa öldürmeye çalışan
bir şey var ama annem yok.
‘’Anneni kaybettik’’ dedi babam.
Öyle donuk, öyle soğuk,
1854 yılında ABD Başkanı Franklin Pierce yazdığı bir mektupla Amerika’ya gelen beyaz göçmenlere toprak bulmak amacıyla Kızılderililerden toprak istemiş ve bu isteği kabul edilecek olursa Kızılderililere rahatlıkla yaşayabilecekleri bir bölgenin ayrılacağını bildirmiştir.
Topraklarının büyük bir bölümü zaten beyazlar tarafından zorla ellerinden