Sıkça farzedilenin aksine Türk sekülerizmine karşı Nakşibendî direnci geniş ölçüde pasif kalmış; Şeyh Sa’îd ve müridlerinin 1925’teki isyanları yegâne büyük istisna olmuştur. Hem Türk hem de yabancı Türkiye Cumhuriyeti tarihçilerine göre, Aralık 1930’daki Menemen vakası devlete karşı başarısız bir Nakşibendî başkaldırısı olmuş; hatta Türkiye’deki
Sayfa 52Kitabı okudu
"... Abdülhakim Efendi hazretlerinin tâbiriyle:
-Edep, hadlere riayet etmek demektir, en büyük edep ise ilâhî hududu muhafaza etmektir."
Sayfa 323
"Müslüman olup da şeriatçı olmamak, (Sokrates)in benzetişiyle, flüt çalanlar olduğunu kabul edip de flütü kabul etmemekten farksızdır."
Sayfa 306
Meşrutiyete kadar din adamları kadrosunda mazlumlar aranamaz.
Sayfa 7 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okuyor
İslâmiyetin pek çok kanun-u esasisinden birisi (…) âyet-i kerimesinin hakikatıdır ki, birisinin cinayetiyle,başkaları, akraba ve dostları mes’ul olamaz. Halbuki, şimdiki siyaset-i hazırada particilik taraftarlığı ile, bir câninin cinayeti yüzünden taraftarları veyahud akrabaları dahi şenî gıybetler ve tezyifler edilip bir tek cinayet yüz cinayete çevrildiğinden gayet dehşetli bir kin ve adaveti damarlara dokundurup, kin ve garaza ve mukabele-i bilmisle mecbur ediliyor.
Sayfa 243 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Kültür, birçok şeyi ezberlemek değil, birçok şey öğrenip de onları unuttuktan sonra insanda kalan bilgi hassasıdır.
Sayfa 179 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Divane sen değil, meğer bizmişiz,
Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz.
Sade deli değil, edepsizmişiz,
Tükürdük atalar kıblegahına!
Sayfa 16 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Ortada hürriyet isimli, ne olduğu belirsiz; kiminin insan, kiminin hayvan, kiminin nebat , kimin cemad sandığı , putlaştırılmış bir lâftan başka hiçbir mevcut kalmamıştır.
Sayfa 13 - Büyük Doğu Yayınları