Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Senin eğitim sırasında kullandığın son derece etkin, en azından benim üzerimde asla başarısız olmamış konuşma araçların şunlardı: Hakaret, tehdit, alay, haince gülümseme ve –tuhaf bir şekilde– kendine acımaydı.
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Reklam
352 syf.
4/10 puan verdi
Nefretlik erkek karakterler arasına ilk sayfalardan girmeyi başaran Callum... Kitabın ilk başlarında Emery çok sinirimi bozuyordu konuşma şekli nedeniyle fakat kitabın ortalarında Callum'un daha kötüsünü hak ettiğini düşünmeye başladım. - SPOILER - 5 sene önce kızı partide görüp beğeniyor tanışmak istiyor kız diyor öldürsen olmaz o da diyor ki 5 sene boyunca kızın ve çevresinin hayatını mahvetmek varken neden düzgünce şansımı tekrar deneyeyim?? Kızın babasından kalan kitapçısı karşısına aşırı lüks bir kitapçı açarak müşterilerini çalıyor bu sayede kız ve çalışanları hacize kadar gidiyor hatta çalışanların hayatları mahvoluyor, erkek arkadaşlarını tehdit ederek kaybediyor ve liste uzar. Kızı benle evlen ben mirası alayım sen paranı al (bu arada dünyanın en zengin ailesi falanlar) diye ikna ediyor. Sonra bir de ne öğrenelim yaptığının normal bir davranış olmayıp boşanma davası artı akıl hastanesine yatırılma hak ettiğini bildiği için evliliklerini boşanmanın legal olmadığı Vatikan'da kaydettirmiş????? (Papa aile dostuymuş torpil geçmiş Callum'a) Kız da affetti yani en son çocuğumuz olmasın seni paylaşamam falan diyordu Callum. Garip bir kitaptı. Bence okumayın. BENCE.
Liars Like Us
Liars Like UsJ.T. Geissinger · J.T. Geissinger Inc. · 07 okunma
Sonra bir yaz, bir kış gelir. Zaman kayar, umutlar ve bekleyişler sonbahar olur. Işıklar gölgelerce uzar, eşyalar konuşma yaşına basar, anılar bardak izi, belki kırmızı. Kitaplar arasında eski takvim yaprakları, gösterdiği sayılar göç edip gidenlerin yası. Tutunduğun sıcak bir el, kahve kokusuyla tütün karışımı bir koku bir an saçılan düşleri hayata bağlar. Dünya işleri, gecikmeler, koşturmacalar, heyecanlı bekleyişler, bir kaç gülümseme, saçındaki son hüznü dağıtan akşamın turuncu rengi...Usul usul suyun hafifliğinde bir sandaldır yürek. Her batış geceyi, her doğuş güneş sevinci... Işıl Işık
Konuşma yeteneği olmadığı için vaizlik görevine son verildi. Resim yeteneği olmadığı için çağdaşlarından hemen hemen hiç kimse ilgilenmedi resimleriyle. Madem, madencilere, yoksul köylülere, onların sözcükleriyle seslenemiyordu, öyleyse o da onların resimlerini yapardı.
Bu insanoğluna hiç güven olmaz, hiç boş bırakmaya gelmez; her an, saçma bir sebeple birbirlerini sevmeye başlayabilirler. İçlerine Tanrı koymuş çünkü bu duyguyu, ne tezgâhlar kurarsak kuralım, bir bakıyorsun, birbirlerini affetmişler, bağışlamışlar, gözyaşları içinde sarılıp ağlaşıyorlar.
Reklam
394 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Modeste Mignon
Öncelikle kitabı okumaya başladığımda ağır gelmişti. Özellikle yabancı isimler ve aynı kişiye 2-3 farklı şekilde hitap edilmesi ayrıca yabancı şehir isimleri çok kafamı karıştırdı. Tabi bu bir eksi değil. Sadece zorlandım. Bir de uzun uzun mektuplar ve uzun betimlemeler beni çok sıktı. Servetlerinin, soylarının uzun uzun anlatılmasını üstün körü okuyup geçtim açıkcası. Konuşma yaparlarken nasıl bu kadar uzun konuşabiliyorlar diye düşündüm. Olay örgüsüne gelecek olursak (spoiler) başta merakla bekledim. Akıcıydı, merak uyandırıyordu. Sonraları yani 3 damat adayının kendini beğendirme çabaları aşırı uzatılmıştı bence. Hiç akıcı değildi. Sıkılarak okudum. Modeste’in kararının son sayfalara bırakılmasında da hayal kırıklığına uğradım. Ayrıca Modeste’in bu kararı nasıl verdiği de gösterilmedi. Ernest’in de bu kadar pısırık olması beni çok sinirlendirdi şahsen. Hiçbir şeyin içinde bulunmadı. Mücadele etmedi. Kenarda köşedeydi hep. Canalis ve Düşes ilişkisi bile daha etkiliydi. Bu yüzden Ernest’i seçmesi beni sevindirmedi. Genel olarak bunları düşünüyorum ama yine de kötü bir kitap değildi. Balzac’ın eline sağlık. Okuyacak olanlara da keyifli okumalar diliyorum.
Modeste Mignon
Modeste MignonHonore de Balzac · İş Bankası Kültür Yayınları · 2017344 okunma
Ruth ile Son Konuşma
Martin: “Sen kabul görenlerin türbesine tapıyorsun”
208 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Son İmparatorluk Osmanlı
Popüler Tarih tarzında bir eser diyebileceğimiz bu kitap, bir serinin ikinci kitabı. Kitap bir sohbet havasında geçiyor. Açıkçası sanki Ortaylı hocanın konuşmalarının yazıya aktarılmış hali gibi de denilebilir. Kitapta Osmanlı üzerine konular var. Bu konular çok ayrıntılı bir şekilde ele alınmamış. Yani yüzeysel bilgi edinmek isteyip, tarih alanında ilk okuma yapmaya başlayanlar için başlangıç niteliğinde olabilir. Fakat kesinlikle yeterli bir düzeyde değil bilgi edinebilmek için. Ortaylı hocanın ana konuya girmeden farklı alanlarda bilgi vermesi ve asıl meseleye kısa bir şekilde değinme tarzı bu kitapta da kendini göstermiş. Yani konu Tanzimat diyelim, hoca konuyu bir şekilde Rusya’ya, İngiltere’ye getirip okura ana konu dışından bilgiler veriyor ve kapanışta asıl meseleye biraz değiniyor. Bu yönü eleştiriyi hak ediyor kanaatimce. Kitap bir konuşma havasında olduğu için akıcılığı güzel. Dediğim gibi başlangıç olarak okunabilir.
Son İmparatorluk Osmanlı
Son İmparatorluk Osmanlıİlber Ortaylı · Kronik Kitap · 2024881 okunma
Tabi bazı insanlar bundan tenzih ne yazıkki
Zira son olarak, ister uyanık ister uykuda olalım, bizi ikna edecek tek şey yalnızca aklımızın apaçıklığıdır.
Sayfa 45 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
HUZEYFE EL-MAR’AŞÎ’NİN NASİHATLERİ
Huzeyfe el-Mar’aşî (rah.), Hicrî ikinci asırda yaşamış evliyadan olup İbrahim bin Edhem Hazretlerinin talebesidir. Antakya’ya yerleşmiştir. Süfyân-ı Sevrî Hazretlerinin meclisinde bulunmuş, ondan hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Yediğinin sâfî helâl olmasına çok dikkat ederdi. Birçok hikmetli sözü naklolunmuştur. Bazıları şöyledir: “Dört hususa, yani; gözüne, diline, kalbine ve nefsinin arzularına sahip ol! Gözün ile harama bakma, kalbinde olandan başka bir şeyi konuşma. Kalbinde Müslümanlara karşı kin, haset gibi kötü hisler olmasın. Nefsinin hevâsına yâni gayr-i meşrû arzularına uyma.” “Eğer sende şu üç haslet varsa, Allâhü Teâlâ’nın yarattığı her hayırda nasibin vardır. Amellerini sırf Allâhü Teâlâ’nın rızâsına kavuşmak için işle. Kendin için sevdiğini, din kardeşin için de sev. Yediklerinin helâlinden olmasına son derece dikkat et!” “Şu iki şey, bütün hayırları kendisinde toplar: Yenilenlerin sırf helâlinden olması ve amellerin de sırf Allah rızası için olması.” “Kalp katılığından daha büyük bir musibet yoktur.” 23 Nisan 2024 Fazilet Takvimi
128 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Kadın Ve Düşünceler
Kadın hareketinin belki de en net bir şekilde dile getirildiği ve bu alanda önemli kitaplardan biri olma özelliği taşıyan Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf’un kaleme aldığı, feminist yaklaşımın her ne kadar derinlerde irdelense de okumanın belki de en kolay olduğu kitapların başında yer almaktadır. Bu denli kolay okunup anlaşılmasının elbette
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Kızıl Panda Yayınları · 037,7bin okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
İsmet Özel kitabı “Dünyaya gelmek, bir saldırıya uğramaktır.” şeklindeki müthiş bir iddiayla başlatıyor ve yine bize düşünmeye yarayan bir aklımız olduğunu hatırlatan müthiş iddialarla sonlandırıyor. Thoreau, ABD’nin Meksika’ya karşı yürüttüğü emperyalist savaş sırasında konan nüfus başına vergiyi, “ödediği dolar bir adam öldürmek üzere, başka bir adam veya tüfek satın almaya yaramasın” gerekçesiyle vermeyi reddedince bir gece hapiste yatar. Kendisinden 14 yaş büyük olan ve birçok özgürlükçü düşünceyi kendisiyle paylaşan Ralph Waldo Emerson, telaşla arkadaşını görmek için onun hücresine girdiğinde aralarında şöyle bir konuşma geçer: -Henry, neden buradasın? -Waldo, sen neden burada değilsin? Üstad bu iki sorunun Türkiye’de muhatabı bulunup bulunmadığını anlamamız gerektiğini, kimin nerede durduğunu, kendi hikâyesiyle birlikte harmanlayarak ve daha sonra kendi hikâyesini yıkarak bizlere mükemmel bir kitap sunuyor. İsmet Özel kendi hikâyesinde önemli olan şair, komünist ve Müslüman kelimelerinin neden önemli olduğunu da aktarıyor. Bana göre, bu kitaba İsmet Özel'i tanıma ve anlama klavuzu da diyebiliriz. Kitabın ön sözünden tutun da son sözüne kadar her cümlenin bende derinden etkiler bıraktığını söylemeden edemeyeceğim. Bu incelemeden sonra okumanızı tavsiye etmeme gerek kaldı mı?
Waldo Sen Neden Burada Değilsin?
Waldo Sen Neden Burada Değilsin?İsmet Özel · Tiyo Yayınevi · 20192,798 okunma
Behzat Ç.'nin hayatında çoğu insan bir başkasının yerini tutabilirdi. Harun'la Cevdet yer değiştirebilirdi mesela. Ya da Ağbisi Şevket'le Tahsin yer değiştirse, hemen hemen hiçbir şey değişmemiş olurdu. Ama Şule giderse, biri sahiden gitmiş olurdu. Maçın ilk dakikalarında on kişi kalmak gibi bir şey, akşam Tekel bayisinde 216 bulamamak gibi bir şey. Ya da hiç beklemediği bir anda, O'nun bir apartman tepesine çıkıp kendini boşluğa bırakması gibi bir şey. Betonda kan izi, çevrede meraklı kalabalık. Ve hala nefes almak, ay sonunu düşünmek, rakıyı bırakıp biraya yüklenmek, elin arada bir 14'lüye gitmesi, eski bir aşkın izini sürmek, konuşma isteksizliği, sağır olma isteği, damarlarda dolaşan yedi kilo kan, iki kilometre sinir, yaşamak aşağı yukarı böyle bir şeydi herhalde.
Sayfa 111Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.