Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Müslümanlık seviyemiz ve gerçek İslami kalitemiz hakkında öncelikli şahitlik hakkı, hiç şüphesiz eşlerimize aittir. Hayatımızın her anına, tüm özel hallerimize, dar ve geniş zamanlarımıza, öfke ve sevinçlerimize, gece ve gündüzlerimize şahit olan eşlerimizin hakkımızda söyleyecekleri şeyler, Müslümanlığımızın gerçek seviyesini net bir şekilde ortaya koyacaktır.
Emperyalizm veya kolonyalizm olarak adlandırılan Batı'nın kölelik sistemleri Britanya'ya, Fransa'ya, Amerika'ya has bir şey değil. Bilakis, buradaki çıkarlarla, Fransa'nın ve Britanya'nın çıkarları çatışma halinde. Bu devasa bir blok, büyük bir ittifak; Amerikan güç sistemi veya Fransız güç sistemi değil, uluslararası
Sayfa 212 - Pınar YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Efendimiz'in (s.a.s) "Ahir zamanda yalancı şahitlik ve boşanmalar artacak." (Ebu Nuaym) uyarısında belirttiği boşanma yangınını körükleyen diziler, programlar, yarışmalar vesilesiyle gökten başımıza taş yağar gibi aldatmalar, yasak ilişkiler, sapkınlıklar ve aile faciaları yağıyor. Bu facialara karşı namazlı, abdestli, sakallı, tesettürlü olmak bile kar etmiyor artık. Bunalıma girip kendi ailesini, karısını, çocuğunu katledip intihar eden insanların haberleri artık sıradan haberler haline geldi.
☆*}leyla
☆•°Kötü olan kötülüğün ummadığın anda, beklemediğin insandan gelmesiydi. Kötü olan kötülüğün ihanetle gelmesiydi. Bu hikayede çok fazla kötü vardı ama ben hepsinden habersizdim. Ta ki bu geceye kadar. Peki ya ben kimim? Ben Leyla Emirsoy . Her şeye sahip olduğunu zannettiği anda ihanetin pençesinde hayatı mahvolan biçareyim. Sırtımı yaslayıp yere çöktüğüm duvarın dibinde hayatın bana attığı ilk kazığa şahitlik edenim. Ama ne acı ki son olmayacağından habersizim....
Sayfa 24 - ParolaKitabı okudu
Son sözü benim adımı Cahit Zarifoğlu söylesin: Şu küçücük kalpte -Yaman halimiz helal ettiremezsek Nice hakkın yüklü
Yasin, hiçbir şey yapmayacak ve durmaya devam edecekti. Ölene kadar. Sonra biraz da orada duracaktı. Toprağın altında. Sonra da yok olup gidecekti. Hiç gelmemiş gibi. Dünya üzerindeki bütün insanlardan farklı olarak. Çünkü bütün insanlar bir şeyler yapmış, yapıyor ve yapacaktı. Hatta öldükten sonra bile. Bazıları cennete gidecek, bazıları doğaya karışacak, bazıları da yeniden doğacaktı. Kimse Yasin kadar yok olup gitmeyi göze alamıyordu. Kimse, bir iz bırakmadan kaybolmaya cesaret edemiyordu. Dünyadan gelip geçtiklerine birilerinin şahitlik etmesi şarttı. Varlıklarını süslemek için. Yasin hariç, herkesin, içine gömüldüğü bir piramidi vardı. Öyle ya da böyle, herkesin bir ölümsüzlük planı vardı. Ama Yasin fazla ölü görmüştü. Hayatı boyunca bir savaş alanında yaşamış gibi. Dünya üzerinde hayatta kalan son insan kadar ölü görmüştü. Belki de bu yüzden yok olup gitmekten korkmuyordu. Var olmaktan yeterince korktuğu için...
Reklam
Osmanlı İmparatorluğu, Kudüs ve Filistin İngiliz işgali altına girmeden önce Kudüs’ü yöneten son İslam devletiydi. İngiliz işgalini ise mevcut İsrail işgali takip etmişti. Hilal ve yıldızlı kırmızı bayrak, yabancı işgalinin karanlığa karşı şehre çökmeden önce Kudüs semalarında dalgalanan son İslam bayrağıydı. Öyle görünüyor ki Türklerin Kudüs’e bağlılıklarını, sorumluluk ve misyon bağlamında taşıyan sebep buydu kuşkusuz Osmanlı padişahı Kanûnî Sultan Süleyman tarafından yeniden inşa edilen Osmanlı Kudüs surları bu eşsiz ilişkiye halen şahitlik etmektedir.
Hindistan, İngiltere'nin refahı için vazgeçilmez hale geldikçe milyonlarca Hindistanlı pekala önlenebilir kıtlıklarda, açlıktan can vermeye başlamıştı. İngiltere'nin acımasız ekonomi politikalarından ötürü İngiliz Sömürgeciliği Holocaust'u diye tabir edilebilecek olan bu durumun sonucu olarak 30 ila 35 milyon Hindistanlı açlıktan
Ebu Talibin iman etmediğine dair delil;
Ebu Tâlip vefat edeceğinde Rasulullah (s.a.v) ona geldi ve yanında Ebu Cehil ile Abdullah b. Ebi Ümeyye'yi buldu. Rasulullah (s.a.v) Ebu Tâlip'e: "Amcacığım! La ilahe illallah de ki, ben bu söz sayesinde Allah katında senin lehine şahitlik yapayım" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Cehil ve Abdullah b. Ebi Ümeyye: "Yoksa sen Abdulmuttalib'in dininden yüz mü çeviriyorsun ey Ebu Tâlip!" dediler. Rasulullah (s.a.v) kelime-i tevhidi ona arz etmeye, onlarda o sözlerini tekrarlamaya devam ettiler, nihayetinde Ebu Tâlib'in onlara söylediği son söz: "O Abdulmuttalib'in dini üzeredir" sözü oldu ve La ilahe illallah demeyi reddetti. Bunun üzerinde Rasulullah (s.a.v): "Vallahi yasaklanmadığım sürece sana istiğfarda bulunacağım" dedi. Ardından Allah-u Teâlâ: "Kendilerine cehennemlikler oldukları açıkca beyan olduktan sonra akrabaları bile olsa müşrikler için af dilemek ne peygamberlere yaraşır ne de müminlere..." diye başlayan Tevbe suresinin 113. ayetini indirdi. 87
Sayfa 82 - Buhari ve Müslim
283 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.