“Akıl hastanesinin bahçesinde sigara içiyordum. Merakımdan sanırım, bir şekilde orada buldum kendimi. Kendi halinde, oldukça normal davranan, yüz çizgilerinden kırklarında olduğunu düşündüğüm bir adamla göz göze geldik. Ben bir kaç kafamı çevirsem de, o gözlerini üzerimden hiç çekmedi. Kıyafetlerinden anladığım kadarıyla misafirdi orada, hasta
EĞER/ CAN YÜCEL
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin
Reklam
Eğer
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin
"Akıl hastanesinin bahçesinde sigara içiyordum. Merakımdan sanırım, bir şekilde orada buldum kendimi. Kendi halinde,oldukça normal davranan, yüz çizgilerinden kırklarında olduğunu düşündüğüm bir adamla göz göze geldik. Ben bir kaç defa kafamı çevirsemde, o gözlerini üzerimden hiç çekmedi. Kıyafetlerinden anladığım kadarıyla misafirdi orada, hasta demeye dilim varmıyor şimdi. Önce biraz çekindim ,sonra cesaretimi toplayıp küçük adımlarla yaklaştım yanına. "Sigara versene' dedi hemen. Sigarayı uzatırken 'neden buradasınız?' demiş bulundum. Sigarasını yaktı ,tekrar gözlerini dikti üzerime.Kırpmıyordu bile,ürkmedim desem yalan olur."iyi günler" dileyerek uzaklaşmaya karar verdim. Belki de yanlış bir soru sormuşumdur.Belki canını sıkmışımdır yada ne bileyim adam deli işte!"Diye geçirdim içimden.Sen neden burada değilsin? diye bağırdı arkamdan.Öyle bir bağırdı ki , arkamı dönmeye korktum. Cinnetle bağırır gibi .. Döndüm yüzümü,olduğum yerde, yaklaşmadan baktım yüzüne . Bu sefer sesini dahada yükselterek tekrarladı; Sen neden burada değilsin? Onca sahtekarın,onca vicdansızın onca ihanetin içinde durabilmeyi nasıl başarıyorsun? Çocukların vurulduğu, çiçeklerin koparıldığı,sevgilerin harcandığı, umudun tükendiği renksiz yapay bir dünya var dışarıda .Uyuşmadan uyum sağlayamadığım, gürültüsünden uyuyamadığım. Kirli, kibirli kaba bir dünya var. Çıkarları uğruna seni çakıyla son model bir arabayı çizer gibi çizecek binlerce insan var.Kanını emecek bir sürü vampir, sana kullanılıp,köşeye atılmış pis bir mendil gibi hissetirecek bir sürü katil . Sen neden burada değilsin?
öylesine, uydurma değil gerçek hayattan
Günün bitmesine son saatler varken kafasına gelmişti bugün için son cigarasını paketinden çıkarıp içme fikri. yatağından kalktı cebinden paketi çıkarıp bir dal alarak balkon kapısına yöneldi . balkon kapısı soğuktan açılmıyordu biraz zorladı neyse ki kapıya zarar vermeden açmayı başarmıştı. artık sigara içme zamanıydı gelen son zamlardan sonra feleği şaşırmış olmasına rağmen içmeye devam etti şehir sanki geceleri sadece onunmuş hissi verirdi kendisine bu soğuk karanlık gecelerde . o kısa birkaç dakika içinde hep ona zarar veren düşünceler içine girerdi oysakı istemezdi de böyle düşünmeyi ama engel de olamazdı. bunu engelemenın yolunu bulmak istese de geceydi insanlar uykuda kendine yarım edebilecek tek bir kişi vardı:kendisi. yarın nasıl olsa yoğunluktan düşünemeyecekti. onun sorunu bu muydu bir bumerang mı yoksa kendi sorunlarını bir cigara ile halledebileceğini mi düşünüyordu bunu hiç kimse bilemeyecekti
Mr.poet
Mr.poet
Kan kırmızısı gecelerin, uzak diyarlarında durgun, mutsuz yaşamlar var. Yıldızlar beni sana bağlamıştı. Ay kuvvetli ışığıyla bizi ilahi bir aydınlatmayla buluşturuyordu. Bazı ruhlar deliliğinin yansımasını göremez. Bu yüzden ne çizerek ne de yazarak anlatamazlar. Sadece hissedebilirler kendi içlerinde. Deliler hastahaneleri insanoğlunun kurtuluşu olmalı. Tüm akıllı ve haklı beyinleri dört duvar arasına hapsetmişler. Şarkı çalıyor.... “Hüzünle mutluluğun sıraat köprüsünün ortasında buluşma” anını anlatan bir şarkı. Göz yaşlarım akmamak için varolan son güçleriyle, kirpiklerime tutunmaya çalışıyorlar. Sigara izmaritlerinin cesedleriyle yaptığım gezegen yıkılmış. Gecenin en fazla doluştuğu, karanlık, kapkaranlık bir odadayım. Tavandan sarkan bir ip var çiçekli çiçekli... İpin ucunda soğuk bir ceset var. Yüzü çok tanındık geliyor. O ceset.... O benim. Peki ya şimdi ki ben kimim? Nerdeyim? Nasıl kendim ölü kendime bakabiliyor. Ölü cesedime baktıkça midem bulanıyor. Boğazlar mosmor, yüz nefessizlikten beter şekile girmiş ve katı kesilmiş hareketlerim. Damarlarındaki kan akışı durmuş bir cesed. Şu anda çok rahatım galiba. Ama cesedimin o halini görünce biraz azap çekmedim değil. Ben dayanamadıysam sevdiklerim nasıl dayanabilecek şaşkınım. Şimdi cesedimin etrafında siyah bulutlar dönüyor. Sessiz fısıldaşmalar ortalıkta kaynıyor. Üzgün olduğum bir tek nokta kaldı galiba. Sevişememek. Belli cinsel tadlar alamamış olmam. O duyguyu hissedememek belkide.... Belki tanrı bir güzellik yapar bana...
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.