Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Bâbür, Pencap ve Sind eyaletlerindeki birçok şehri -itaat etmedikleri takdirde yağma ve zaferinin işareti olarak Timurlu tarzda kafatası kuleler inşa etmekle tehdit ederek- haraç vermeye ve otoritesine boyun eğmeye zorladı ve hayatının son yirmi yılını Hint Yarımadası’nın içlerine akın düzenleyerek geçirdi.”
Sayfa 61 - Kronik KitapKitabı okudu
·
Puan vermedi
Ralph Waldo Emerson diyor ki ; "Hafız her yaştan şairin yararlanabileceği bir imgeler ocağı." Shams Ud-Din Muhammad veya Hafız'ın Chaucer'ın neredeyse tam bir çağdaşı olduğu söyleniyor. 'Hafız' müstear ismi, 'Kur'an'ı ezbere okuyabilen' anlamına geliyor. Hafız hakkında fazla bir şey bilinmiyor.
Hafız Divanı
Hafız DivanıHafız-ı Şirazi · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2019630 okunma
Reklam
Hümâyun'un düşüşü
Nizam adında fakir bir su taşıyıcısı, dağılan ordusuyla kaçmakta olan Hümayun'u Ganj'i geçerken boğulmaktan son anda kurtardı. Agra'ya kaçan Hümâyun, cesareti kırılmış ve zayıflamış kuvvetlerini bir araya toplamakta başarılı olamadı. Kendisini kurtaran Nizam'ı bir günlüğüne imparator yaparak ödüllendirmesi, birçok komutanı ve saraylıyı kendisinden daha da uzaklaştırdı. Hümayun'un bu kararı önde gelen birçok saraylının egemenlik mefhumuna yönelik bazı temel sorular sormasına yol açtı: Egemenlik keyfi bir şekilde (özellikle de alt tabakadan bir adama) aktarılabiliyorsa Hümayun'un egemenlik iddiasının kaynağı nedir? İlâhî otoritenin mücessem hâli olduğu için mi, yoksa bir Timurlu olduğu için mi egemendir? Hümayun'un uğradığı askeri hezimet, destekçilerini mükâfatlandırmaya yarayan toprakların kaybı, üvey kardeşlerinin meydan okumaları ve afyon kullanımı nedeniyle aktif liderlikten zaman zaman geri çekilmesi, destekçileri ve genel olarak Hindustânlılar arasında saltanatının geleceği hakkında şüphe uyandırıyordu.
Sayfa 107Kitabı okudu
14.YÜZYIL ORTALARINDA ÇAĞATAY ULUSU
Çağatay Ulusu'nun tarihçesi, bir aşiret konfederasyonunun yapısını ve bileşimini incelemek isteyenler için iyi bir fırsat teşkil eder. Ulusun daha erken dönemlere ait tarihçesi, anahatlarıyla da olsa bilindiği, Timurlu kaynaklar da Timur'un iktidara gelişini ayrıntılı olarak anlattığı için, önümüze, bir ortaçağ göçebe toplumunun ayrıntıdan yana sıra dışı zenginlikte bir resmî konmaktadır. Böylece biz , bu konfederasyonun kurucu parçalarını analiz edebilir, içindeki değişen yapılarda ve siyasi sisteminin dinamiklerinde bir şeyler görebilir, hatta ondaki kimlik ozbilincinin evrimini bile bir ölçüde izleyebiliriz.
Halil Sultan'ın Semerkand'ta iktidara el koyması, ona yakın olan Timurlu prenslerinin kabul edebileceği bir şey değildi. Hatta Ti­mur'un kızı Aga Begi'nin oğlu Sultan Hüseyin, daha Halil Sultan Semerkand'a ulaşamadan bir iktidar hamlesi yapmış ve H.807'nin (M. 1405) sonlarında, iktidarı kendisinin ele geçirebileceği ümidiyle, Halil Sultan'ın onunla sefere gönderdiği orduya el koymaya kalkmıştı. Ancak girişimleri başarısız olunca Şahruh'a sığındı ve onun tarafından idam ettirildi.
Sayfa 238 - Kronik Kitap 5. BaskıKitabı okudu
Timur, Acem bürokratlara bağımlı olmaktan hoşlanmıyor, İran geleneğini ve yerleşik usullerini bilen Çağataylı emirlerini, onların gücünü kırmak ve bağımsızlığını azaltmakta kullanıyordu. Handemir, Ortadoğulu hanedanların vezir­leri üzerine yazdığı Desturü'l Vüzera adlı kitabında, Timurlu vezirleri­nin son derece kısıtlı bir iktidarı olduğunu yazar. Timurlu sultanları­nın vezir atayıp azletmekteki aculluğundan ve bu makama genellikle düşük nitelikli kişileri atadıklarından söz eder. Anlaşılan bu, özellikle Timur'un kendi dönemi için geçerlidir. Handemir'in verdiği Ti­mur'un vezirlerinin biyografileri, sonraki Timurlu hükümdarlarının vezirlerininkilere kıyasla, dikkati çekecek kadar kısa ve eksiktir.
Sayfa 208 - Kronik Kitap 5. BaskıKitabı okudu
Reklam
Timur, denetimindeki yerli yöneticilerden yararlanma konusun­ da heveskar, onlara güvenme konusunda ise çekinceliydi. Tutumunu onların Çağatay Ulusu'yla olan eski ilişkilerine ve boyun eğmeye olan yatkınlıklarına göre şekillendiriyordu. İçlerinden bazıları Timur'dan kaydadeğer ölçüde lütuf görmüşse de, hiçbirisi Timur'un seçkinler sınıfının asil üyesi olamadılar. Yeni dize getirilmiş önderler ve ordu­ları, Timur'un güçlerine kısmen eklemlendiler, ama hiçbir zaman ordunun ayrılmaz bir parçası haline gelmediler. Timurlu hazinesine ödedikleri fidye parası (mal-ı aman) ve ilgili vergilerin yanı sıra, ordu­ ya belli sayıda asker sağlamak ve Timur'un bazı seferlerine ya şahsen katılmak ya da aile üyelerinden birini göndermekle yükümlüydüler.
Sayfa 170 - Kronik Kitap 5. BaskıKitabı okudu
Timur'un Ortadoğu seferlerinde gösterdiği kana susamışlık, onun, ordusunun dirençle karşılaştığı bölgelerdeki yerli yönetimleri bile ye­rinde tutma siyasetini maskeler. Fethettiği bölgeler, sayısız küçük ha­nedanın at oynattığı yerlerdi; şimdi bölgenin hakimi Timur olduğu­na göre, topraklar da askerler de artık onun emrine amadeydi. Buna karşılık, çok geniş toprakları denetleyen ve nüfuzları, sınırlarının çok ötesine taşan iki hanedan, Herat'ın Kartları'yla Fars'ın Muzafferileri, Timur için bir tehdit oluşturabilirdi. Bu yüzden, mensuplarının ço­ğunu katlettirerek onları ortadan kaldırdı. Bu hanedanların toprakla­rının -Horasan'daki Herat, Badgis ve Guristan ile batı İran'daki geniş Isfahan, Yezd, Şiraz ve Kirman şehirleri- başına doğrudan Timurlu yöneticiler geçirerek buraları, Timurlu iktidarının önemli merkezleri haline getirdi.
Sayfa 167 - Kronik Kitap 5. BaskıKitabı okudu
Timur'un iktidara geldiği sıralarda, Çağatay Ulusu, merkezi bir yö­netimden yoksun olmakla birlikte, yine de belli bir kimliği olan, karma nüfuslu, gevşek bir konfederasyondu. Göçebe yönetici sınıf, Çağatay Ulusu'yla Timur yönetiminde de süren, hatta onu aşan de­rin bir özdeşleşme içindeydi. Gerek Timurlu tarihleri, gerekse ya­bancı gözlemciler, onlardan "Çağataylılar" diye söz ediyordu. Bu, ortak gelenekler ve tarihi tecrübeler üzerine inşa edilmiş, aynı anda hem dilsel, hem siyasi, hem de kültürel bir kimlikti.
Sayfa 51 - Kronik Kitap 5. BaskıKitabı okudu
Timur'un emriyle yapılan en güzel ve görkemli külliyelerden biri Şeyh Ahmet Yesevi'nin türbesiydi. Onun yakın çevresine giren Sufi şeyhlerine, hayatının her döneminde hürmet etmesi, daha ilerideki Timurlu dönemlerinde, 'ulema' ve Sufi şeyhleri gibi dini simaların bolca himaye edilmesine giden yolu açmış oldu. Ancak kendi saltanatı süresince tek başına hüküm sürdü ve kayırdığı 'ule­ma'nın ya da Sufi şeyhlerinin saray içinde bağımsız bir siyasi güç haline gelmesine izin vermedi.
Sayfa 41 - Kronik Kitap 5. BaskıKitabı okudu
Reklam
Timur'un, fetihlerinin çapına rağmen, ardıllarına bıraktığı ülke ne muazzam idi ne de güvendeydi. Ölümüyle birlikte, oğulları ve torunları arasında başlayan amansız taht kavgası, hazinenin dibine darı ektiği gibi, Timurlu ülkesinin sınırlarını da daralttı. Ama bırak­tığı mirastaki belirsizlikler, yine de başarılarına gölge düşüremez.
Sayfa 16 - Kronik Kitap 5. BaskıKitabı okudu
Timurluların Sonu
“XVI. yüzyıl Timurlular sülalesi için felaket devri oldu. Batu’nun kardeşlerinden Şiban’ın kolundan gelen mirzaların idaresindeki göçebe Özbekler, bu asrın başında önce Harezm ve Mâverâünnehr’i ve Hüseyin Baykara’nın ölümünden sonra da Horasan’ı ele geçirerek Timurlu hâkimiyetine son verdiler.”
Sayfa 121 - Kronik Kitap, 1. Baskı, Mayıs 2019, İstanbulKitabı okudu
“El yerinde kıymetli, göz yuvasında değerlidir. Eğer göz ile el birbirine ters düşerse bundan her ikisi de zarar görür.“
Sayfa 33 - İleri yayınları
256 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Timur Han
Timur devrine geçmeden önce Timur'dan önceki durumdan bahsetmiş yazar. Ben de burada birazcık o karışık döneme maksat bilgi aktarımı olsun diye değinmek isterim. Cengiz Han'dan sonra devletin başına Ögedey geçiyor ve onun kardeşi Çağatay'a ise belli başlı yerler veriliyor. Çağatay müslümanlığa iyi bir niyetle bakan kişi değildir.
Timurlular
Timurlularİsmail Aka · Kronik Kitap · 201983 okunma
175 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.