Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
319 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
P. S. Ferit
Merhabalar, okuduğum dördüncü Peyami Safa romanı ve diğerlerinde olduğu gibi buna da bayıldım. Roman sadece kişilerin ruh durumundan ve olay örgüsünden ibaret değil dönemin sosyal yapısını ve sosyal yapıdaki değişimleri de yansıtmıştır. Kısaca romandan bahsedecek olursak roman üç bölümden daha doğrusu üç vaka halkasından oluşuyor. Romanımızın
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın KoltuğuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20177,6bin okunma
Devamı ve son…
İlim, fikir adamı memleket haini demekti. Polisin nezareti altında yaşarlardı. Ufak bir vaka oldu mu en evvel bunlar tevkif edilirdi. Sansür gazetelere yazdırtmaz. Hafiyeler halkı dertleşmeye bırakmaz, hükümetin her fenalığı gizli hastalıklar gibi üstü örtülü cereyan eder, Türkler burunlarının dibinde olan biten felaket haberlerini ancak Avrupa gazetelerinden alabilirlerdi.
Sayfa 359Kitabı okudu
Reklam
Burada bir vaka zikredeceğim: Umumi harp [Dünya Savaşı] başlamıştı, cepheye sevk olunmazdan evvel ihtiyat-ı zabit namzetleri talimgahının son devresinde muallim takım zabiti idim. Devre nihayetinde takımında bulunan efendilerin derece-i ehliyetlerine [yeterlilik derecelerine] nazaran rütbelerini gösterir listeyi tanzim ederek, bölük kumandanına vermiştim. Hararetli bir Türk Ocağı mensubu olan bölük kumandanı listeye bir göz gezdirdikten sonra hiddetle listeyi masanın üzerine attı ve bana "Bu nasıl liste! Arabı, Çorabı, Kürdü A sınıfına yazmışsın" dedi. A sınıfı aliyyülala [en yüksek] derecede zabit namzedi [adayı] demekti. Bugün millet meclisinizde aza olan bölük kumandanının nokta-i nazarınca [görüşüne göre] bir adamın künyesinde Halep, Şam veya Harput, Diyarbekir'in bulunması iyi numara almasına bile mani teşkil eylemeliydi.
Son Vaka
Hayatım boyunca bu kadar başarılı olmamıştım ve hiçbir zaman da bu denli şiddetle bastırılmamıştım bir rakip tarafından.
Sayfa 315 - Martı yayınları
560 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
LANET Herkese Merhabalar... Sizlere #lanet kitabının yorumu ile geldim. Kitabımı @arkadya_okumayadevam grubumuz için seçtim. Uzun zamandır kitaplığımda bekliyordu. İsim konusunda aslında kararsız kaldım acaba başka bir isim olabilir miydi diye ama zaten ismi ve kapağı görünce dikkat çekiyor ve hemen merak ediyor o ayrı... Ayrıca kitabımız aslında
Lanet
LanetPaul Wilson · Arkadya Yayınları · 2017167 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
Kim deli değil ki?
Tuhaflık kitabın ismiyle başlıyor. Ne demek "Beş Sevim Apartmanı" ? Gerçekte var olan 5 kişi mi yoksa 5 sevimlik apartman mı? Kitap psikolojik rahatsızlığı olan 5 dairedeki kişilerin yaşamını hem hastaların ağzından hem de Doktor Samimi Bey'in ağzından anlatıyor. Var olan gerçekliğin bozuk psikolojide nasıl şekil değiştirdiği Doktor Samimi tarafından bize aktarılıyor. İşin ilginç yanı doktorumuz da cin ve perileri gördüğünü iddia eden ayrı bir vaka. Bu 5 kişiyle doktorun ortak noktası cin ve peri gördüklerini söylemeleri. Kitap "Tarih tekerrürden ibarettir. " sözünü kanıtlayacak bir şekilde son buluyor. Her karakter yeni bir bölümü başlatması ve ara ara verilen rüya tabirleri okuyucunun soluklanmasını sağlıyor. Aynı hikayenin farklı anlatımları dinlemek isteyenler için güzel bir kitap. Ben beğendim.
Beş Sevim Apartmanı
Beş Sevim ApartmanıMine Söğüt · Can Yayınları · 20226,6bin okunma
Reklam
293 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Roman, Deborah'ın akıl hastanesine yatırılmadan önceki ve sonraki yaşamına odaklanıyor. Greenberg, Deborah'ın iç dünyasını ve yaşadığı sanrıları son derece gerçekçi bir şekilde tasvir ederek, okurları onun zihnine girmeye ve onunla empati kurmaya teşvik ediyor. "Sana Gül Bahçeleri Vadetmedim"in benim açımdan en etkileyici
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
Sana Gül Bahçesi VadetmedimJoanne Greenberg · Metis Yayınları · 202114bin okunma
Ayrıca sana son derece hasretim. Birkaç gün olsun yanında kalmak ihtiyacındayım. Vaka bu hasretlik, senin yanında hiç ayrılmamacasına da kalsam, bitmez.
Burada bir vaka zikredeceğim: Umumi harp başlamıştı. Cepheye sevk olunmazdan evvel ihtiyat zabit namzetleri talimgahının son devresinde muallim takım zabiti idim. Devre nihayetinde takımımda bulunan efendilerin derecei ehliyetlerine nazaran rütbelerini gösterir listeyi tanzim ederek bölük kumandanına vermiştim. Hararetli bir Türk Ocağı mensubu olan bölük kumandanı listeye bir göz gezdirdikten sonra hiddetle listeyi masanın üzerine attı ve bana "bu nasıl liste, Arabı, Çerkesi, Kürdü A sınıfına yazmışsın" dedi. A sınıfı alüyyülalâ derecede zabit namzedi demekti. Bugün millet meclisinizde aza olan bölük kumandanının noktai nazarınca bir adamın künyesinde Halep, Şam, Harput veya Diyarbekir'in... bulunması iyi numara almasına bile mani teşkil eylemeliydi. O tarihte Nuri Paşa ordusuyla Bakô(Bakü)'da bulunuyordum. Ordu menzil karargâh kumandanı idim. Karargâh tabldotunda her gün 30-40 zabit bulunuyordu. Türk Ocaklarında terbiye almış olan birçok zabitlerden defalarca aynen şu sözleri işittim: "Gelirken ZU'leri bitirdik, dönüşte nöbet LO'lerindir." Zo ile Ermenileri, LO ile Kürtleri kastediyorlardı. Osmanlılık ve hilafet devirlerinin "Gavura bakınca Kürt müslümandır" darb-ı mesali mana ve mefhum ifadesinde zaafe uğramıştı. Şimdi aranılan ne gâvur ne de müslümandı. Devrin aradığı Atilla, Cengiz ve Timur'un ahfadı idi. Birçok milletler arasında eskiden beri dolaşan KAVMİ NECİP tabiri artık Türklüğe hasıl ve tahsis edilmişti. Harbin beklenilen neticeyi vermemesi üzerine İttihat ve Terakki'nin, esasen başa çıkmamağa mahkum olan Yeni Turan planı kendiliğinden akim kaldı.
Sayfa 20
165 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Tarih: Değişik Bir Başlangıç
ARNOLD John H., Tarih, (Çev: Sevda ÇALIŞKAN), Dost Kitabevi Yayınları, Ankara 2007, 167 s. “Tarihçiler geçmişte olmuş her olayı anlatamaz, sadece bazılarını seçerler.” 1. GİRİŞ Tarih, John Hugh Arnold ’un 2000 yılında History: Very Short Introduction adıyla yayımlanmış eseridir. Tarihe giriş niteliği taşıyan bu eser, yazarın da belirttiği
Tarih
TarihJohn H. Arnold · Dost Kitabevi · 200739 okunma
Reklam
Anadoluda gerçekten cehalet hüküm sürüyor
Arkadaşlar, tokatın zile "ilçe" sinden bi kızla konuşmuş bulundum. Nasıl konuştuğumu sormayın, rastgele insanlarla anonim konuştuğun bi uygulamada karşılaştım ve numarasını aldım. Sadece sesini duyduğum o 60 saniyede anlamıştım cehaleti evet ama umutsuz vaka olduğunu anlamam için sonrasında whatsapptan 10 15 dakka konuşmam
Manevi danışman dnfjdkflehshs
Konu inanç sistemlerine gelmişken o dönem Amerikası'nda psikiyatri ile Katolisizm ilişkisine değinmek istiyorum. Tıpta vaka toplantısı denilen tüm doktorların katıldığı oturumda bir has- tanın durumu tartışılıyor. Genç erkek hastanın sorunlarından biri de Katolik olduğu halde mastürbasyon yaptığı için yaşadığı yo- ğun suçluluk duygularıyla baş edememesi. Toplantı sırasında be- nim için beklenmedik bir şey oldu ve kıdemli psikiyatristlerden Sullivan, hasta da olsa bir Katoliğin mastürbasyon yapmasının ağır bir günah olduğunu söyledi. Ve o anda ortalık karıştı. Heye- canlı bir doğası olan Rusya göçmeni genç Dr. Tokarevic bu söze şiddetle itiraz etti. Her zaman güler yüzlü ve munis görünümlü Sullivan aniden ceberrut bir karaktere dönüştü. İnatçı Tokarevic konunun peşini bırakmadı. Ortalık bağrış çağrış. Havada bir şey- ler uçuşmasına beş kala oturuma son verildi. Daha önce varlığın- dan haberdar olmadığım bir konuyla karşılaşmıştım. Meğer o dö- nemde psikiyatri ile Katolik kilisesi çatışma içindeymiş. Bunun sonucu "Katolik psikiyatri" başlıklı, uzlaşmaya yönelik bir alan oluşturulmuş. New York'ta azımsanmayacak sayıda Katolik psi- kiyatri uzmanı varmış. Bir kitapta konuya ayrılmış bir bölüm bu- lup okumuş, pek bir şey anlamamıştım. Zaten Katolik psikiyatri kavramı da zamanla silinip gitti, duyulmaz oldu.
Sayfa 69 - MetisKitabı okudu
504 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Harika kitap, harika kurgu ve harika bir yazar!
Ahmet Ümit'ten okuduğum ilk kitap, Kayıp Tanrılar Ülkesi oldu. Tek kelimeyle bayıldım! Hem mitoloji, hem tarih, hem de politika alanında genel kültür edinebileceğiniz yaratıcı bir polisiye romanı... Kitabı okurken yazarın devrimci kişiliği ve müthiş bilgi birikimi buram buram hissediliyordu. Gerek Başkomiser Yıldız'ın özel hayatı, gerek ise değinilen toplumsal konular ve aile içi çatışmalar sayesinde, kurgu beni içine öyle bir çekti ki, günlük hayatımda bile aklımın bir ucu kitaptaydı. 500 sayfalık bir kitap olmasına rağmen, bir haftada rahatlıkla okunabilir. !!spoiler içerir!! Kitabın sonu beni kesinlikle şaşırttı, katilin Naziler olamayacağı en başından beri belliydi aslında, ancak Peter'in çıkması beklenmeyecek bir sondu (Şahsen ben Haluk çıkacağını düşünmüştüm.). Romanı bitirdikten sonra olanları düşününce, eksiksiz bir olay örgüsü çıktı ortaya. Beni en çok etkileyen, son bölümde Peter için kırılma noktasını Cemal'in Zeus'a kendi yüzünü vermesi olmasıydı. Bu durumun psikolojik boyutu gerçekten çok büyük. Kitap hakkında "keşke böyle olsaydı" dediğim tek nokta, son bölümde Yıldız'ın yanında Tobias'ın da olması. En hoş karakter kesinlikle Toby'di! Bu vaka için bunca emek sarf etmişken katili yakalayanlardan biri olmaması hayal kırıklığına uğrattı beni...
Kayıp Tanrılar Ülkesi
Kayıp Tanrılar ÜlkesiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202320,4bin okunma
416 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Kırık Hayatlar, Halid Ziya Uşaklıgil'in Servet-i Fünun döneminde yazdığı son romanıdır. Eser ilk olarak 1901 yılında Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilmeye başlanmış fakat sansüre uğradığı için tamamlanmamış ve 1902 yılında tefrika yarıda kalmış. Daha sonra 1922 yılında Vakit Gazetesinde tekrar baştan tefrika ediliyor ve 1924 yılında da
Kırık Hayatlar
Kırık HayatlarHalid Ziya Uşaklıgil · Özgür Yayınları · 20161,587 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.