"Güvenmediğin insanların yanındayken ne keyfini ne de üzüntünü ele ver, bundan sana zarar verecek sonuçlar çıkarabilirler"
Bilgisizlikliğimi gülünç bulduğunda bunu bana açıkça söylemiş, gülmüştü. Ben de gülmüştüm. Ama hiç gizlice benle alay etmemişti.
Reklam
"Efendinin kaderi kölesinin alnında yazılıdır."
"Saltanatın tabiatı haksızlıktır. Saltanat zulümdür. Padişah da zalimlerin başıdır. Son söyleyeceğimi ilk söyledim değil mi? Ama bunu söylediğimde çok dost kaybettim. Herkes bana bu yüzden deli gözüyle baktı. Küçüldüm, küçüldüm, bu kahvehanenin bu odasına sığdım. Oysa bu hakikati ilk ben ifade etmemiştim ki. Bu gök kubbenin altında yeni bir laf var mıdır? Hepimiz usta malı satarız. Bu lafı Hazreti Musa Efendimiz, Hazreti İsa Efendimiz söylemişti. Hadi onları dinlemedin diyelim. Hadi onların hükmü geçti dediler. Peki Hazreti Muhammed Efendimize ne diyeceğiz? Onun da mı hükmü geçti? O saltanat kurmayı beceremez miydi de kurmadı. Bırak saltanat kurmayı, dünya işlerinde kendisinden sonra kimin yerine geçeceğini bile işaret etmedi."
Sayfa 137 - Doğan KitapKitabı okuyor
…Bir Bektaşi babanın öğüdü
Yolda ayağı yaralanmış bir çocuk görürsen, dur yardım et, yarasını sar. Kapını aç gelirse doyur gönder. Ama kendi kendine şu yaralı, şu da aç deme. Kimin yaralı, kimin aç, kimin muhtaç olduğunu bilemezsin. Bunları zihninde yaratma. Zihin zaman zaman aldatıcı olur. Bir bakarsın kendi açlıklarını, kendi muhtaçlıklarını, kendi yaralarını cihana mal etmişsin. Dava güdersin ama güttüğün dava kendi davandır. Deşersen görürsün ki bu hayli zor bir durumdur. Gözü dönmüş tüccar 'Kâr, daha çok kâr isterim' der. Şehvetperest, 'Kadın, oğlan isterim' der. Derdi açıktır. Ne istediği bellidir. Ama bir dava güdüyorsan, bunu niçin güttüğünü kendi kendine bin bir kez sormak zorundasın. Her sabah tekrar 'Bugün yolda mıyım acaba' diye yoluna dönüp bir daha bakmalısın. Dava güzel şeydir. Dava insanı fedakâr yapar. Dava insanı nefsinden kurtarabilir, hatta dava insanı dirileştirir. Bak, Abdi Baba, fakirden ancak iki üç yaş küçüktür, ama delikanlı gibi durur. Dava, insanı yaşatır. Ama sormak lazımdır 'Bu kadar yaşamak şart mıdır?' diye. Sormak lazımdır, 'Gerçekten bu davayı kimin için güderim?" diye."
Sayfa 150 - Doğan KitapKitabı okuyor
2. Mahmud Dönemi ıslahatı
Askeri sorunlarıın üstesinden gelebilmek için onlarca yıl uğraşan Osmanlı İmparatorluğu, 1840'lı yıllara kadar ancak Avrupa devletleri arasındaki çekişmelerden istifade ederek ayakta kalabildi. İlk olarak, Sultan Il. Selim ordusuna bir çekidüzen vermek istemişti; fakat bu girişimi yeniçerileri kızdırdı ve sonuçta 1807`de ayaklanarak hem onu
Sayfa 550Kitabı okudu
Reklam
346 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.