Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Ey fazilet sen kuru bir kelime imişsin ! " Bir çok tecrübelerim , bana ,faziletin bir sonbahar yaprağı kadar kuru , kupkuru ve sapsarı bir mefhum olduğunu öğretti. Bu son tecrübe en kuvvetli misaldir.
Sayfa 110Kitabı okudu
sen olmadığın vakit büyük yalnızlığım var dalgaların kendilerini taştan taşa vurmaları sonbahar yıldızlarının sessiz sedasız çırpınmaları ve büyük yalnızlığım var biliyorsun hani o rüzgarın gözüne karanlık bir yelken gibi açtığım içimsıra vahşi bir kadın gibi taşıdığım yalnızlığım
Reklam
İçimde derince oyulmuş bir kavga, korkuyorum ve imreniyorum delicesine seven çiçeklerin, boynuna takılan sonbahar ecelinin son demlerine...
Sayfa 58
zaman gelince ve sen gidince yüzüme sonbahar gelir, kapanır çiçekler
Bir başıma
Çekip gittiğin sokağın, köşebaşında.... Üşüyorum.... Gülüşüne, sesine hasret.... Saçlarım uçuşuyor, gecenin uğuldayan rüzgarında. Yıldızlar dokunuyor sanki elime.... Gecenin içinden bir geceye daha"merhaba"diyorum. Soluğum kesiliyor sanki! Tam şuramda, Sol yanımda.... Buralarda güneş hep batıyor. Yıldızlarda parlamıyor artık. Yine o eski şarkı çalıyor. Ta uzaklardan geliyor sesi. Ve bütün dinlediğim şarkılar (sen) oluyor. Gördüğüm bütün renkler seni anımsatıyor. Kayboluyor hayalin gökkuşağının içinde. Sonbahar rüzgarı gibi esip geçiyor işte, Öylesine.... Öylece.... Islak kaldırımları kucaklıyorum son kez. Başımı alıp gitsem diyorum.... Bir başıma.... Sessizce,kimsesizce.... Öylesine.... Öylece..... F. K
112 syf.
8/10 puan verdi
'Göğe Bakma Durağı' adlı şiiri 'Tel Cambazının Tel Üstündeki Durumunu Anlatır Şiirdir' ve 'Turnam, Bir Gün Bırakmıyacağım' kitaptan en beğendiklerim oldu ve Turgut Uyar'ın da dediği gibi bence de insan sevdikçe iyileşiyor. "...Hiçbir zaman dertsiz kalmadı gönlüm Bir çift gözden, bir yapraktan, bir kuştan.
Göğe Bakma Durağı
Göğe Bakma DurağıTurgut Uyar · Yapı Kredi Yayınları · 202332,5bin okunma
Reklam
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
ufak tebessümler ile taş, duvar ve sanki hiç doğmamış kadar geçimsiz bir sonbahar kadını biz kırk metrekareye dört kişi sığdık zahmetine katlanılmış şu soğuk şu hain şu hüsrana mahkûm yontmaları duvarlara dizdik çeşitli el işleri çekiyor canım işte kocakarı çeyizlerinden kımıldaması zor geliyor hangi kolum ulaşmak istese yahut hangi ruhun
İstanbul ağrısı kanatları parça parça bu ağustos geceleri yıldızlar kaynarken şangır şungur ayaklarımın dibine dökülen sen eğer yine İstanbul'san yine kan köpüklü cehennem sarmaşıkları büyüteceğim pançak pançak şiirler tüküreceğim demek yine ben limandaki direkler
"Kayahan - Bir Aşk Hikayesi"
Bizimkisi bir aşk hikayesi Siyah beyaz film gibi biraz Gözyaşı umut ve ihtiras Bizimkisi alev gibi biraz Bizimkisi bir aşk hikayesi Siyah beyaz film gibi biraz Ateşle su dikenle gül gibi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.