Sırça Fanus, Sudaki Yüzler gibi akıl hastalığıyla ilgili otobiyografik bir roman. Bir romanı çok sevdiğim zaman aynı konu ya da atmosfere sahip olduğunu düşündüğüm başka bir kitaba başlamak istiyorum. Sırça Fanus’u okuyup çok beğenince Sudaki Yüzler’i okudum. Sylia Plath, 20.yy ortaları Amerika’sında, bir moda dergisinde editörlük de yapan
Yabancı eseriyle tanıdığım ve sevdiğim bir yazar Camus. bu kitabıyla birlikte de ona olan hayranlığımın arttığını söyleyebilirim. bu türü yeni okumaya başladığımı söylesem yalan olmaz karşılaştırabileceğim çok bir kitap yok elimde. bu yüzden inceleme girmeyi de düşünmüyordum ama kitabı tahmin ettiğimden daha çok sevdiğim için hesabımda bulunsun
İster Kamerî, ister Şemsî yıl başlarında
mü’mine düşen,
Geçen senelerin muhâsebesini yapıp hatâ ve kusurlarının telâfîsi için istiğfar ve sâlih amellere yönelmek, ömründen kalan kısmın geçen kısımdan daha hayırlı olması için gayret-i dîniyyesini artırmaya çalışmaktır!*
Unutmayalım ki günleri ve geceleri yaratan;
ayları ve yılları yenileyen
“Et ettir, nereden geldiği önemli değildir.”
GGB adlı virüs, tüm hayvanlara bulaşmış. Bu hayvanların etlerini yiyen insanlar ölüyor. Bu yüzden hayvanların kuşlar hariç hepsi katledilmiştir. Kediler, köpekler, inekler, koyunlar, balıklar… Kuşlara yetişemedikleri için, dışkılarından virüs kapmamak için şemsiye kullanıyorlar. Bir aşı üretilemedi,