Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Düşün, söyle. Evvel düşün, sonra söyle. Muhakemesiz sözler, kırıcı ve dağıtıcıdır... Bir Dava Adamının Notları 1
Sana Bir Tanrı Getirdim
Hani o iki kişilik dünyalar bizimdi Hani sen iyiydin Halden anlardın Hani sen git demiyecektin bana Ve ben herşeye rağmen gelecektim İçimde bir umut Ellerimde olgun meyvalar Dünya nimetleri
Reklam
Bak, Papatya mevsimi geldi, Mevsimlerden papatyayı severim Sonra seni Sonra yine seni ve hep seni... Cemal Süreya
7 gibi evden çıkacağını düşünüyordu ve saatine baktığında saatin zaten 7 olduğunu görüp biraz daha erteliyordu çıkışını.Bir müddet sonra da " bu saatten sonra evden çıkıp ne yapacağım ki!" diyerek söylenip yine evde kalacaktı. |e.ç.
Bu çağın, belki de tüm çağların, 'sorgulanmaz'larından biri de, 'güncellik' olsa gerek. Aslında, bugün kullanılan anlamıyla müthiş bir akılsızlık belgeselidir 'güncel'lik. Ertesi gün çürüyecek, üç gün sonra bozulup elde kalacak bir malı depolayan bir tüccar, ne kadar 'akıllı' ve de 'tüccar' olabilir ki? - Metin Karabaşoğlu / Küçük Şeyler
"Sonra biri çıkar der ki; Kalbin bedenine göre fazla büyük. Biraz kıralım.!" . Cemil Meriç, altın ile camı kıyaslarken "Cam değerlidir, bir kalbi var, kırılıverir.” diyerek camdan yana tavır alır. Bize de "kırılabilen" şeylerin değerini göstermiş olur. İnsan da öyledir kırılıverir, sonrasında ise bu kırılmalarından suskunluklar meydana getirir. Kırılmanın bir rengi olacak olsa o renk kesinlikle mavidir derim. . “Blue” sözcüğünün İngilizcedeki anlamlarından birisi de hüzündür. “Blues" da anlamını buradan alır. Bizde de “Gök/Mavi” hüznün rengidir. Zira deniz ve gök bu dünyaya ait sınırları zorlar. Böylece hüzün anlamını bulmuş olur. Hüzün sığamamaktır. Hüzün, kalbimizin bedenimize, dünyaya sığma çabasıdır.
Reklam
sus
Nerede susmanız gerektiğini bilmiyorsanız, susturlar, sonra ağlamayın :)
Seni seviyorum diyemiyorsan bunu de
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını, Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini. Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar
nelim ve ririmle sorsanız doğu batıyı karıştıran bizler açıları hesaplayarak gül dikip hıdırellez ritüeli yapmıştık sonuççç nelim akşam yemeğe gidiyor, ririmm ise beklediği dönüşü aldı eeee sana noldu derseniz benimkini inek içti sanırım suya attıktan sonra hahahhah
Kırk yılı geçen münâsebetimiz esnâsında, kendisinin kemâline, başkalarının noksânına dâir bir söz söylediğini işitmedim. Tek bir ferdi techîl ve tahkîr etmek aklından geçmezdi. Ona gıbta ederdim. Fakat hiçbir vakit de onu taklîd edebileceğime kâni olmadım. A. Süheyl Ünver İstanbul – Topkapı; Merkez Efendi kabristanında. Merkez Efendi’nin kabrinin yanındaki kapıdan girince 20 metre sonra solda.
Reklam
Nathan, 5 yıldır birlikte olduğu kız arkadaşı Emily'yi 7 Ağustos 2012'de bir trafik kazasında kaybeder. Emily tam bir internet bağımlısıdır ve ölümünün ardından Nathan, kız arkadaşının tüm sosyal medya hesaplarını kapatır. Fakat ölümünden 13ay sonra 4 Eylül 2013 günü Emily'nin facebook hesabı aktive edilir ve Nathan'a bu
Şimdi kılıksızım; fakat Borçlarımı ödedikten sonra İhtimal bir kat da yeni esvabım olacak Ve ihtimal sen Yine beni sevmeyeceksin.
Orhan Veli Kanık
Orhan Veli Kanık
Yüzlerce veda 31 EKİM 2016 ‘Bana bir hikâye anlat’ dedi adam. Sesi, yaşamaktan yorulmuşların bezgin tınısını taşıyordu. ‘Bana bugüne dek duymadığım bir modern zaman hikâyesi anlat’. Durmuş kalp için bir elektroşok. Ona içinde nefes alacağı bir hikâye sunabilir miydim? ‘Veda etmeyi biliyor musun?’ dedim, ‘hiç vedalaşamadan bir sevdiğini toprağa
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.