Seni tedirgin eden yalnızca boşluktur sanıyorsun Belki uzaklığı mesafelerle ölçüyorsun diyedir endişen Sonuç ne olursa olsun değişmiyor hiçbir şey Bakış bu… Yanılmakla yahut yanmakla malûl Çıkılan bir yolculuk yalnızca bir yolculuk değilse eğer… (boşluk risalesi adlı şiirimden)
Kendimizi hep tek kişi olarak değerlendirme eğilimindeyiz. Halbuki fiziken ve zihnen tek olsak da içimizde iki parça var, sağlıklı ben ve sağlıksız ben. Bu iki ben, her insanın içinde mevcuttur. Ama eğer sağlıksız olan “ben”in sesi daha çok çıkıyorsa, seni o yönetiyorsa, diğer tarafın ezilir, aşağılanır ve ihtiyacı olan ruhsal besinleri karşılayamaz. Bunun sonucunda içinde bir boşluk hissedersin, sıkıntı, mutsuzluk, değersizlik ve sevgisizlik sarar her yanını. Hayatın doğal zorluklarında bile, içindeki sağlıksız sen, seni suçlar. “Sen aptalsın, sen yapamadın, sevilmiyorsun işte, değersizsin, önemsizsin” der. Ve sen sağlıksız seni, kendin zannedersin, onun söylediklerini doğru kabul etmeye başlarsın... Ve sonuç, senin adına hüsran olur. Kendine iyi davran derken amaçladığım şey, sağlıklı “ben”in sesinin yükselmesini sağlamak, kendine anlayış ve şefkat göstermek konusunda pratik öneriler vermek. Olumlu yanlarını keşfederken, eksik olup da değiştiremeyeceğin şeyleri kabullenme ve iç huzurunu yakalama konusunda sana yol arkadaşlığı yapmak istiyorum. Kendine iyi davranmak çok ama çok önemli. Çünkü sen kendine iyi davranmazsan, kimse sana iyi davranmıyor. Sen kendine iyi davranıyorsan yani ona anlayış ve şefkat gösteriyorsan, diğer insanlar kötü olsalar bile bundan çok fazla etkilenmiyorsun. Sen kendini sevmiyorsan diğer insanlar da sana, umduğun değeri vermiyor. Ve çok acıdır ki, bugüne kadar tanıdığım binlerce insanı göz önünde bulundurarak sana şunu söyleyebilirim: Bir insana en büyük zararı diğer insanlar değil kendisi veriyor.
Sayfa 12 - Destek Yayınları
Reklam
“Sevişmek aynı şeyin sonsuz tekrarından başka bir şey değil midir sonuç olarak? Hayır, hiç değil. Düşleme sığmayacak bir küçük parça her zaman her sevişmede vardır. Bir kadını giyinik olarak gördüğünde, elbette çıplak olarak neye benzeyeceğini aşağı yukarı düşleyebiliyordu (hekimlik deneyimi aşıklık deneyimini tamamlıyordu burada), ama düşüncenin yaklaşıklığı ile gerçeğin kesinliği arasında düşlenemez olanın yarattığı küçük bir boşluk vardı ve onun bir türlü peşini bırakmayan da bu boşluktu. Hem sonra, düşlenemeyenin arayışı çıplaklığın ortaya serdikleriyle sınırlı değildir; daha da ötesi vardır: Soyunurken nasıl davranacak? Erkek onunla sevişirken neler söyleyecek? İniltileri nasıl çıkacak? Orgazm anında yüzü nasıl bir biçim alacak!”
Zeigarnik Etkisi
Zihnimizin bir özelliği vardır, eğer ki bir düşünce sonuca ulaşmamışsa ve yarım kalmışsa, zihin durmadan yarım kalanı tamamlamaya çalışır. Çünkü zihnimiz belirsizliği sevmez. Genelde kafaya taktığımız konularda durumun sonu açık kalmıştır; ifade edilmeyen bir duygu vardır ancak bu duygu ifade edilemez durumdadır, cevabı belli olmayan bir sorun vardır ya da içinde tamamlayamadığın bir boşluk, ne yaparsan yap bilemezsin sonucu.Ve sen de durmadan düşünerek zihninin bu şekilde çalışmasını teşvik edersin. Sanki günler ve haftalar boyunca düşünürsen yeni bir sonuç bulacakmışsın gibi, düşündükçe düşünmeye devam edersin, ta ki düşüncelerin karanlık çukuruna düşene dek.
577 öğeden 561 ile 570 arasındakiler gösteriliyor.