Kur'an'ın gerek gayb gerekse de şehadet alanına yönelik anlatıları son derece canlı ve dinamik bir üslup yapısına sahiptir. Söz gelimi Kur'anda insanın idrak düzeyini aşan gaybi hakikatler anlatılırken Arap dilinin teşbih, temsil ve tasvir gibi anlamı zihne yakınlaştıran edebi üslup enstrümanları sonuna kadar kullanılmıştır. Zaten insan algısının ulaşmadığı gaybi hakikatlerin bu tür üslup özelliklerinden hareketle insanın anlam dünyasına sunulması beşeri bir zorunluluktur. Bu çerçeve dikkate alındığında Kur'an'ın gayba dair anlatılarında anlatıya konu olan varlığın bilinir kılınması insanın varoluşsal sınırlılığı açısından mümkün olmadığından o varlığın gerçekliğine dair muhatabın zihin dünyasında doğru bir tasavvurun oluşturulması gaybi beyanların asıl hedefini teşkil etmektedir. Bu hedef doğrultusunda insanın içinde bulunduğu tecrübe dünyasından hareketle butün imkânları bir tür seferber edilmiştir. Örneğin Allah'ın ve sıfatları hakkında muhatabın zihin dünyasında bir tasavvurun oluşturulması için el, yüz, göz, nefis, arş ve kürsü gibi insana malum olan göstergeler üzerinden bilinemeyene anlam kazandırılmaya çalışılmıştır.”
Gelecekten söz etmiyorum. Hayır, kesinlikle. Bir tek şunu söyleyeyim sana, ki bilmem gerekir, bütün zaman kiplerini yitirdim ben. Bir kum saati var elimde. Bu doğru. Ama mızıkçılık edip sonuna kadar akmasını beklemeden ikide bir, aklıma estikçe onu ters çevirmediğimi kim söyleyebilir?
Sayfa 131 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Reklam
+530
birlikte gittiğimiz bir misafirlikte, ağır havası sigara dumanlarıyla mavileşmiş bir odada, senden üç adım ötede oturan bir anlatıcının hikayesini dikkatle dinlerken, geceyarısı ‘o ben burada değilim’ ifadesi ağır ağır yüzünde belirdiğinde seni severdim; tembellikle geçen bir haftadan sonra, gömleklerinin, yeşil kazaklarının ve bir türlü atmaya
Hayat neden bu kadar acıklı, uçuruma doğru giden ince bir kaldırım şeridi gibi. Aşağıya bakıyorum, başım dönüyor; sonuna kadar nasıl yürüyeceğim, merak ediyorum.
Düşüncelere daldı... "Neyin nesi bu? Başkası olsa yapar mıydı bunları?" diye geçti kafasından. "Başkası, başkası... Nedir bu başkası?" Kendini " başkasıyla " karşılaştırmaya koyuldu. Düşünmeye başladı, düşündü, düşündü; böylece kafasında başkası hakkında Zahar'a anlattıklarının tamamen karşıtı bir fikir
İnsanlar, doğru dürüst herhangi bir işe yaramayacakları açıkça ortadayken, bulundukları mevki, geçmiş hizmetleri ve ünvanları göz önünde bulundurularak kapı önüne konulmuyor ve bu nedenle icat edilmiş uydurma makamlar sayesinde, hiç de uydurma olmayan altı binle on bin ruble arası paralar kazanarak ömürlerinin sonuna kadar refah içinde yaşıyorlardı.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.