Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervîşler derken? Başbuğ da mı şeyhler gibi konuşmuş o zaman :) Şu kullandığı söz ve daha bir çok deliller ile sabit olan İslam üzerine sarf etmiş olduğu sözler, başlatmış olduğu fikirler ile laik sistemin dibine dinamit döşenmiş resmen. Peki Türk Tarihinde bu sıfatlar olabilir mi? Mesela Şeyh Edebalı, Dervîş yunus, Hacı Bayram-ı Veli, Hoca Ahmet Yesevî. Kusura bakmayın. Size de sormuyoruz. İzin de almıyoruz. Müsaade de istemiyoruz. Edebalıʼyı da, “Şeyh Edebalı” olarak anıyoruz. Haberiniz olsun...
Reklam
Allahla dargın
Yıllar var ki Allahla dargınız, Birbirimizi arayıp sormuyoruz artık. Ne benim, o başucumda olmassa Uyuyamadığım kaldı; Ne de onun beni her görüşünde Duyduğu rahatlık İçtiğimiz su ayrı gitmezdi eskiden. Gülerdik beraber, gülersek; Ağlarsak beraber ağlardık. Bilmiyorum şimdi o Nerdedir, ne yapar? Benim dört yanımda Yalnızlık..yalnızlık.
Bayram mülakatı cevap anahtarı müthiş:))) Biz yeni nesil gerçekten çok kaliteliyiz özellikle kendi yakın çevrem için söylüyorum en azından kimseye böyle hadsiz sorular sormuyoruz şükürler olsun Yarabbim🙏🏻🙏🏻🙏🏻 Zamanında sadece okuryazar oldukları için bir yerlere gelen insanların gereksiz ve boş egosunu maalesef ki yeni nesil çekiyor herkese sabırlar dilerim nesliniz tükensin tez zamanda 🙏🏻:)
Elime ilk aldığımda tuval bomboştu. Fırça darbeleriyle renklendirdim. Bazen taşırdım, bazen boyam bitti başka boya ile tamamlamaya çalıştım. Bunları yaparken tuvali ve üstündeki resmi çocuklara; fırça darbelerini de ailelere benzettim. Bazı noktalarda fırça darbeleri ile taşıyabiliyoruz boyayı. Tuvaldeki resme bakıp övünüyoruz bazen ama hiç sormuyoruz o istedi mi bu fırça darbelerini. Acaba boyanmadan öylece beyaz olmak ister miydi? Ama hayır olamaz nasıl öyle kalsın hem bu hali daha güzel değil mi? İşte hemen bir karşı çıkış hemen bir otorite ve kendi bildiğimiz doğruları ona sunuyoruz. Hayır sunmak değil doğru kelime! Kendi bildiğimiz doğruları direkt aşılıyoruz. Doğru kelime aşılamak… Ama unuttuğumuz çok önemli bir şey var. Fırça tek başına bir anlamı olmazken tuval boş haliyle temiz bir hayatı, dolu haliyle de bir eseri temsil ediyor. Bu noktada yapmak gereken tuvalin sesini dinlemek. Tuvalin sesini dinleyin olur mu? Tuvalin sesi mi olur canım, o konuşamaz ses çıkaramaz demeyin. Sessiz çığlıkları var onun. Zaten en büyük ses de sessiz çığlıklar değil midir?
Yamadık dünyamızı yırtarak dinimizden din de gitti dünya da gitti elimizden
Hayatın her alanında, özellikle de, siyasal-ekonomik bağlamda karşı karşıya geldiğimiz sorunlarla ilgili olarak ahlaki mi, adil mi, meşru mu, haklı mı gibi temel soruları sormuyoruz; çıkarlarımıza uygun mu, değil mi konusunu tartışıyoruz. Bu konularla ilgili olarak, İslami mi, değil mi soruları çoktandır gündemimizin dışına çıkmış bulunuyor.
Reklam
"... ama biliyor musun, asla soru sormuyoruz, en azından çoğumuz sormuyor; yanıtları bing bing bing diye veriyorlar sadece, biz de dört saat daha film-öğretmenin karşısında duruyoruz."
Günümüzün Özeti
Ey insanlar!İnatçı bir çağda ve nankör bir zamanda yaşamaya başladık.Bu zaman da iyilik yapan kötülük yapmış sayılıyor;zâlim olan daha fazla serkeşlik yapıyor.Bildiklerimizden yararlanmıyoruz;bilmediklerimizi de sormuyoruz.Bize uĝramadıkça büyük bir felâketten korkmuyoruz.
İnsanlarla olmak güzel. Ama bir grup insanı bir araya getirip de konuşmalarına izin vermemek sosyallik değil bence; ya sence? Bir saat televizyon dersi, bir saat basketbol veya beyzbol ya da koşu, yine bir saat çevriyazılı tarih veya resim ve yine spor... ama biliyor musun, asla soru sormuyoruz, en azından çoğumuz sormuyor; yanıtları bing bing bing diye veriyorlar sadece, biz de dört saat daha film-öğretmenin karşısında oturuyoruz. Bana göre kesinlikle sosyallik değil bu.
"... ama biliyor musun, asla soru sormuyoruz, en azından çoğumuz sormuyor; yanıtları bing bing bing diye veriyorlar sadece..."
Reklam
Eğitim mi yoksa fabrikasyon üretim mı?
“Ah, beni özlemiyorlar,” dedi kız. “Asosyalmişim, öyle diyorlar. Kaynaşamıyormuşum. Öyle tuhaf ki. Aslında çok sosyalimdir. Sosyalden ne kastettiğine bağlı tamamen, değil mi? Bana göre sosyal olmak, seninle böyle şeyler hakkında konuşmak.”Ön bahçede ağaçtan düşmüş birkaç kestaneyi takırdattı. “Veya dünyanın ne tuhaf olduğundan bahsetmek.İnsanlarla olmak güzel. Ama bir grup insani bir araya getirip de konuşmalarına izin vermemek sosyallik değil bence;ya sence? Bir saat televizyon dersi, bir saat basketbol veya beyzbol ya da koşu, yine bir saat çevriyazılı tarih veya resim ve yine spor... ama biliyor musun, asla soru sormuyoruz,en azından çoğumuz sormuyor; yanıtları bing bing bing diye veriyorlar sadece,biz de dört saat daha film-öğretmenin karşısında oturuyoruz.Bana göre kesinlikle sosyallik değil bu.Bir sürü huniye su döküyorlar ve alttan akan şeye şarap diyorlar,ama değil.Günün sonunda bizi öyle yormuş oluyorlar ki yatağa gitmekten veya kabadayılık taslamak için Eğlence Parkı'na gitmekten,Cam Kırma yerinde pencere camları kırmaktan ya da o büyük çelik toplu Araba Parçalama yerinde araba parçalamaktan başka bir şey yapamıyoruz, Veya arabalara atlayıp sokaklarda yarışıyoruz,lamba direklerinin ne kadar yakınından geçebileceğimizi görmeye çalışıyoruz,"tavuk" veya"jant kapağı düşürmece" oynuyoruz. Hakkımda söyledikleri her şey doğru sanirim.Hiç arkadaşım yok. Bu anormal olduğumu kanıtlıyormuş, ama tanıdığım herkes ya bağırıyor ya ortalıkta çılgınca dans ediyor ya da birbirini dövüyor.Bugünlerde insanların birbirini nasıl incittiğini farkediyor musun?"
Sayfa 45 - Clarisse
Ama bir grup insanı bir araya getirip de konuşmalarına izin vermemek sosyallik değil bence; ya sence? Bir saat televizyon dersi, 1 saat basketbol veya beyzbol ya da koşu, yine bir saat çevriyazılı tarih veya resim ve yine spor... ama biliyor musun, asla soru sormuyoruz.
Sayfa 49 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
726 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.