"Beklemiştik Gelsin iyi huylu tanrılar da, kurtarsınlar diye bizi Oysa ne bir hayal, ne bir fısıltı, ne bir ayak sesi Ne de bir gören, bir soran var yitikliğimizi Döküldüktü denizin kıyısına çaresiz."
“Sen... Neden geldin?” diye sordum. Gözleriyle masayı işaret etti. “Sana yemek yollamıştım. Ama kapıyı açmamışsın. O yüzden geldim.” Kendi kendime güldüm. Kızları öylece bırakıp da mı gelmişti acaba? Tüh. Yazık oldu. “Üzgünüm. Kapıyı açmak için yürüyebilmem gerekiyor. Ben de yalnızca koşabiliyorum.” Kendimle dalga geçmeme sinirlenmiş gibi gözlerini devirip eliyle çenesindeki sakalları kaşıdı. “Bir an, durumunu unutmuşum. Ee, tuvalete gitmek ister misin? Sonra sorun olmasın?” Başımı hayır anlamında sallayıp masayı biraz daha kendime çektim. Bu yemekler bana bir hafta yeterdi. Acaba Bora Karahanlı odaya bir hafta boyunca uğramayacak mıydı? “Hayır. İyiyim ben. Git artık. Kadınlar bekletilmeye gelmez! Kaçarlar valla. Benden söylemesi.” Yüzüne bakmadan tavsiyemi verip kendi söylediklerime güldüm ve tabağımdan aldığım bir dilim patatesi ağzıma attım. “Gidiyorum. Bir ihtiyacın olursa...” “Olmayacak!” Birkaç saniye bir şey söylememi bekler gibi başımda dikildikten sonra nihayet odadan çıktı. Televizyonun sesini açıp yemeğime döndüm. Sadece beş saniye sonra kapı tekrar açıldı ve Bora Karahanlı’nın kafası göründü. Kafasını içeri doğru uzatmış bana bakıyordu. “Telefon numaram sende vardı, değil mi?” Gözlerimi devirdim. “Evet. Beni merak etmen ne hoş!” Kendi kendime kıkırdayıp yüzüne baktığımda gayet de ciddi göründüğünü gördüm. Hem ciddi hem de beni merak ediyor. Bari gül be adam!
Reklam
320 syf.
5/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Eveet sınav arası ile çakışan, yer yer ay ne olacak dediğim, yer yer ay lütfen bit artık dediğim kitap. Kitap aslında kötü değil. Ama kötü olmaması için iki şart arıyor içerisinde. İlk olarak bu kitabı İskender Hocam gibi yetkin bir kalem değil de dur ben de şöyle bir metaverseli, zaman atlamalı, bilim kurgu filmi şeklinde çekilebilecek bir kitap
A-71
A-71İskender Pala · Kapı Yayınları · 20221,933 okunma
“Görün ki, teorik fizikçiler çoğunlukla hayalifener gibi insanlardır. Uzun yıllar adeta kendi kendi kafalarının içinde yaşar, derin derin düşünür, uyurgezer gibi yaşarlar. Sonra bir gün hayalleri patlar, ardından gelsin hipotezler, teoriler.”
Ho Ho Ho!
“Amirim, bu şahsı sokağa çıkma yasağı varken dışarıda yakaladık. Üzerinden kimliği çıkmadı. Yanında şüpheli bir de paket taşıyordu. Mukavemet etmeye kalkınca da aldık getirdik.” “He, ne?” “Amirim, bu şahsı…” “Onu anladım olm, zaten yılbaşı gününe nöbet kilitlenmiş, kafam kazan gibi, bir de bu eksikti. Getirin bakiim şu herifi!” “Geç lan içeri,
İnsan sadece başkaları için değil, kendi için de bir gizem olmalı. Kendimi inceliyorum; bundan sıkılınca vakit geçsin diye bir puro yakıp düşünüyorum: Tanrının benimle ne kastettiğini ya da benden ne yapmak istediğini sadece O biliyor.
Reklam
1.000 öğeden 501 ile 510 arasındakiler gösteriliyor.