SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
Cinayet
Genelev Çiçekçisi Selim'in cesedi iki gecedir çiçeklerin arasında yatıyordu. Sırtüstü düşmüştü, çiçeklerin saplarını kesmek için kullandığı bıçak, kalbine saplanmıştı. Cumartesi gecesi öldürüldüğünü düşünüyorduk. Katil onu öldürdükten sonra kapıyı çekip çıkmış olmalıydı. Araya tatil girince çiçekçi bir gün kapalı kalmış, cesedi bu
Genelev ÇiçekçisiKitabı okudu
Reklam
Hayır Diyebilmek...
"O iğrenç şeyi yemeyeceksin herhalde Özge!" Özge elindeki kahverengileşmiş patateslere baktı. Gerçekten de yenecek gibi değildi ama daha önceki günlerde aldıkları da bunlardan farklı değildi ki. Kantinci her zaman ona kenarda beklettiği sandviçlerden verirdi zaten. Özge de hiç ses çıkarmadan alır, yemeye çalışırdı. Yine de arkadaşına
Deprem çocuklarını hatırlayın. Evleri yıkıldıktan birkaç gün sonra enkazların kenarlarında oyun oynamaya, acıktım diye bağırmaya, uykuları gelince uyumaya devam ettiler, ediyorlar. Çocuklar boşuna yaramazlık yapıp sorun çıkarmazlar. Geçmişle gelecek arasına sıkışmış, borç alacak telaşına düşmüş, kin, acı ve nefretle dolmuş ebeveynlerinin yanında sorun çıkarıp, onları şimdiki zamanda tutarlar. Aslında verdikleri mesaj ise, “ hadi anne, baba, bırakın her şeyi şu an bana ve yaptıklarıma odaklanm” dır.
Yaşarken ölmek kaderimiz değil aptallığımızdır. Ateşe elimizi atmak, bile bile doruklara sevdalanmak, o mehşur ayrılıkların ardından binlerce gözyaşı dökmek alnımızda yazmıyor sayın okur. Bunu sen kendin yapıyorsun! Kaybedeceksin, bunu biliyorsun ve hâlâ umut ediyorsun sevdiğin adama balıklama atlarken. Yüzme bile bilmiyorsun oysa. Peki bunu neden yapıyorsun? Sevgisizlikten boğulacak gibi oluyorsun çünkü, Omuzuna yatasın geliyor uyuyamadığın geceler birinin. Acizsin. Muhtaçsın ve açsın sevilmeye. Baban da mı okşamadı hiç başını? Bu çok kötü mesela. Babanın prensesi olmadın değil mi sen de? O mutlu ailelerden birkaç örnek versem ağlar mısın sen de benim gibi? Kalbindeki adamın yanaklarına dokunmak isterken gecenin sonunda yastığı ısırırken kalbindeki yaralara dokunuyorsun. Mesafeler değil ki tek sorun. Atlarsın otobüse birkaç film izlersin ve yanındasındır kalbindekinin. Ama gitmiyor değil mi ayakların? Engel sadece bilmem kaç kilometre yol değil ki. Diğer engellere gelince, bazı aileler harap eder çocuklarını desem yeterince anlaşılır mı? Hadi ama kandırma kendini artık. Sen prenses değilsin ve hiç kurbağa girmeyecek hayatına. Öpsen de geçmeyecek sevdaların var senin, bunu biliyorsun. Evet sayın okur sen kaybettiklerinle meşhursun...
Sayfa 231 - Dokuz YayınlarıKitabı okudu
Ne gördüm bugüne dek? Hadi bugünü de sayalım - yarına dek ne gördüm? Yıllar önceydi; tren istasyonunda bir adam gördüm. Bir şey sormam gerekiyordu; ya da bana öyle gelmiş olabilir. Sormaktan nefret ederim - kim neyi bilebilir ki? Ne sorarsanız sorun, herkesin hemen kendini düşünmesi ve kendini anlatmaya başlaması bu yüzdendir.
Sayfa 10 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Hadi anlat," derdim sesimi buyurgan bir tona sokarak, "anlatırsan açılırsın." "Annemle babam..." derdi usulca. "N'olmuş onlara?" diye merakla sorardım. "Hemen her gece, ama her gece kıyasıya kavga ediyorlar," derdi Hamdi. Ben nedenini sorunca da, kimseciklerin bilmediği korkunç bir masaldan
Sayfa 175 - everest yayınlarıKitabı okudu
239 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.