"Anahtar nokta, zayıflık," dedi Fare. "Her şey oradan başlıyor. Sözü nereye getirmek istediğimi anlayabiliyor musun?" "İnsanlar zayıftır." "Genel kural olarak," dedi Fare, parmaklarını birkaç kez şaklatarak "Ama istediğin kadar genelleme sırala, gene de bir yere varamazsın. Benim şimdi burada sözünü
Sayfa 335Kitabı okudu
Bizim öğretmen yetiştiren sistemimiz iki önemli sorun yaşadı. Birincisi, Köy Enstitüleri'nin lüzumsuz yere kapatılmasıydı. İkincisi ise Eğitim Enstitüleri'nin batırılmasıdır. Büyük öğretmen tipiyle de işte o zaman vedalaştık.
Sayfa 142 - Kronik Kitap, 50. Baskı
Reklam
RAB'DEN KORKUYOR MUYUZ?
Bu bölümün başlığı muhtemelen pek çok Hristiyan'ın üzerinde çok az düşündüğü önemli bir konuyu ortaya koyuyor. Üzerinde ne kadar da az düşünülse, bu (zarar görme pahasına göz ardı ettiğimiz) oldukça önemli bir konudur. Kutsal Kitap'ın Rab korkusu hakkında söyleyeceği çok şey vardır, ancak Hristiyanların büyük bir çoğunluğu bu kavramı
Sayfa 99 - GDKKitabı okudu
"Sorun da buydu işte. Asla güzel ve huzurlu bir yer bulamıyordunuz, çünkü böyle bir yer yoktu."
Sayfa 190 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Tek sorun,insanın tüm yaşamının sırf kiliseden ibaret olmayışıydı...İnsan ne kadar diz çöküp dua etse bir yerde yine üç öğün yemek yemek,bir işte çalışmak ve yaşamını sürdürmek zorundaydı.
1950'ye kadar Türkiye açısından Kıbrıs diye bir sorun yoktu , o sıralarda adada bir üniversite bulunmadığından Kıbrıslı gençler İstanbul üniversitesine gelirdi .Rumlarla nasıl geçindiklerini sorardım aramızda kavga filan yok gül gibi geçiniyoruz derlerdi , gelgelelim demokrat parti hükümeti halkın dikkatini gittikçe zorlaşan ekonomik koşullardan uzaklaştırmak amacıyla yüce bir milli dava ayarladı , çünkü milli dava deyince kahraman Tür'ün ayranının kabardığını gözünün o milli davadan başka birşey görmediğini , geçim sorunun ikinci plana düştüğünü biliyordu işte bu yüzden bir Kıbrıs sorunu icat edilidve ne acıdır ki aradan 15 yıl geçtikten sonra bu uydurma sorun hala çözümleyenediğimiz gerçek soruna dönüştü , Kıbrıs Türk'tür derneği kuruldu mitingler düzenlendi sokaklarda avaz avaz yeşil yada kızıl olamaz kahrolsun koministler diye bağırıp çağırıldı , kahraman erkeklerimiz kana benzesin diye çıplak göğüslerine Kıbrıs türk2tür diye yazdılar , gazeteler Kıbrıslı Türklerin Rumlar'damn neler çektikleri konusunda carşaf çarşaf yayına başladı. Adnan Menderes bu uydurma yaz<ıları destekleyen nutuklar attı derken 6 eylülm 1955 sabahı gazetelerde Atatürk2ün selanikteki evinin bombalandığı haberi çıktı , bu bomba gibi haberin tamamıyla bir provakasyon olduğu anlaşıldı daha sonraları , ne varki bu uydurma haber yüzündenb işlerde çığrından çıktı ...
Reklam
Sizce sadece çocuklar mı böyle yapıyor?
Ayrılıkları sevmiyorum işte. İçimden ağlamak geliyor. İçimden ağlamak gelince de huysuzlaşıyorum. Huysuzlaşınca yüzüm düşüyor, sinirleniyorum, bağırmak, terslenmek, sorun çıkarmak istiyorum. O zaman da ban huysuz, yaramaz, sinirli falan diyorlar. Hayır, sadece üzgünüm! Sadece üzgün olduğumu anlatamıyorum.
Sayfa 142Kitabı okudu
İşte sorun burada , birinin zayıf ya da güçlü olması değil, acısının ölçüsüne dayanıp dayanamayacağıdır.
Yaklaşık elli yıl önce, sentetik malzemelerden üretilen ayakkabılar hayatımıza girdi. Dünya ile aramıza giren ayakkabılarımız, dünyanın elektrik alanından bizi ayırdı. Bir anlamda dünyadan fişimizi çektik. İşte bu, sağlık için büyük bir sorun teşkil ediyor.
- Lütfen sonuna kadar okuyun -
- Bak kızım, ben sana som altından yapılmış bir kaşık hediye etsem, sevinir misin? - Hocam nasıl sevinmem? - Ayrıca bu kaşığın üzerine, dünyanın en mâhir sanatkarları tarafından, süslemeler yapılmış olsa.. Ama bitmedi. Bu kaşığın süslemeleri de dünyanın en değerli mücevherleri ile donatılmış olsa? - Ohoo hocam. Ben sevincimden uçarım! - Peki
Sayfa 117
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.