Selma Ayrıç (@sorunsallar) on 1000Kitap

İnsan aklından geçen her şeyi rahat bir şekilde yazıp birbirinden bağımsız cümleleri bir bütün haline getirmeyi nasıl becerir? Söz konusu Oğuz Atay ise bunu yapmak adeta bir çocuk oyuncağı... Tehlikeli Oyunlar... Hayatı bir oyun olarak görüp bütün düzenini bir anda bırakıp yepyeni bir oyuna geçiş yapan Hikmet Benol adlı karakterimizi okurken kıskanırken bulabilirsiniz kendinizi. Ben beğenmedim bu oyunu. Hoop başka bir oyuna geçiş...Belki de birçoğumuzun yapmaya cesaret edemeyeceği bir olay.Bambaşka kişiler, bambaşka düzen, bambaşka bambaşka..Her şey bambaşka. Bu yüzden Hikmet Benol özgürlükçü yapısıyla bizleri roman girişinde karşılıyor. Sanıldığı gibi mutlu olmayan Hikmet Benol bu toplum içinde varolan kargaşaları, kadınları, insanları sorgularken buluyor kendini...Kitabı okumayanlar için fazla detaya girmek istemem. Sadece Oğuz Atay'ın romanındaki karakter isimlerini seçerken bile bir ironi yaptığından bahsedebilirim.Onun hayatını az çok bilen insanlar Atay'ın bu romanda karşımıza Hikmet Benol karakteri ile çıktığını çok rahat anlayabilir. Romandaki sevdiği kadın Sevgi, sevgisizdir. Aşık olduğu,tüm heyecanları yaşadığı kadın Bilge,bilgisizdir. Mükemmel bir ironi yeteneğine sahip olan Oğuz Atay bizlere bu yaşamı,insanların yapmacık hallerini,kendilerine bile dürüst olamayışlarını başta da dediğimiz gibi bağımsız cümlelerle ortaya koyuyor. Kendinizi sık sık sorgulamaya hazırlayın. Oyunlarla yaşamayı bu hayatta gerçekten başarabiliyor muyuz?

Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231.1k okunma

Selma Ayrıç

@sorunsallar·

13 December 2020 15:29

331 syf.

· Kitabı okudu

10/10 puan verdi

Liked

1995 yılında Portekizli yazar Jose Saramago tarafından yazılan ''Körlük'' romanı distopik bir özellik gösterir. Roman 1998 yılında ise Nobel Edebiyat ödülünü alarak günümüzde en çok okunan kitaplar arasında yerini alır. Kitap kırmızı ışıkta arabanın içinde bir adamın ansızın körleşmesi ile başlar.Fakat bu hepimizin bildiği karanlık bir körlük değildir.Beyaz bir körlüktür.Beyaz bir felaket...Ardından bu körlük adamın karşılaştığı diğer kişilere bulaşır ve ülkede bir salgın haline gelir.Ne yönetim kalır ülkede ne düzen.Başlarda bu salgını önlemek için biri çocuk yedi kişi eski bir akıl hastanesinde karantinaya alınır.Bu insanların karantinaya alınması ile birlikte başlayan kaos ve pislik aslında insanın iç dünyasındaki karanlık yüzlerinin ortaya çıkışıdır. Kitabı okurken insanoğlunun bir felaket karşısında nasıl ilkelleştiğini,acımasızlaştığını,saygısızlaştığını görüyoruz.İnsan kör olan gözler mi yoksa beyin mi diye düşünmekten kendini bir türlü alamıyor.Aslında ''kör'' kendi işlevini kaybetmek demektir. ''İnsanlığın körleşmesi'' kavramı ise üzerine binlerce kelime ile açıklanacak upuzun bir kavramdır.Salgından ötürü bizim de karantinada olduğumuz bu süreçte kendi karantinamıza şükrettirecek bir roman aslında Körlük. Kitabı kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum.Peki ya biz gerçekten görüyor muyuz yoksa yazarında dediği gibi gördüğümüz halde görmeyen körlerden miyiz ? Cevap sizin keyifli okumalar :) Not: Bu kitap sinemaya da uyarlanmıştır. Lütfen kitabı okumadan filmi izlemeyin.

KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104.1k okunma

Reklam

Selma Ayrıç

, thinking of reading a book

@sorunsallar·

03 December 2020 13:14

Toza Sor John Fante

8.3/10 · 4,811 reads

2 3 İleri

35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.