Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bugün Müslümanlar, belki de dünyanın her yerinde, şu veya bu tonda, şu veya bu bağlamda şu soruyla karşılaşıyor: Siz ne istiyorsunuz? Basit, yalınkat bir cevapla: "Sadece Müslümanca yaşamak." denildiğinde şaşkınlık yaşanıyor. Peki, böylesi basit bir talep için bu hengâme niçin? Bu vaveyla bu kadar basit bir talep için mi koparılıyor? Bu basit cevap karşısında şaşkınlık yaşanıyor, ama öte yandan bu kadar basit bir dilekte bulunan birinin dünyanın çoğu yerinde zindanlara atılması, işkenceye uğratılması umursanmıyor. Bunlar olağan görülebiliyor.
Hayatın Anlamı
1.kısım Hayatın anlamı nedir?" sorusu hakiki bir soru mu yoksa yalnızca hakiki gibi görünen bir soru mudur? Tanrı, stratejik bir amaçla dünyayı yaratmış göksel bir mühendis değildir. O, dünyayı yalnızca kendi memnuniyeti ve yaratma hazzı uyarınca yaratmış bir sanatçıdır. Philosophical Investigations" gibi bir çalışmada
Reklam
Sadece Müslümanca Yaşamak!
Bugün Müslümanlar, belki de dünyanın her yerinde, şu veya bu tonda, şu veya bu anlamda şu soruyla karşılaşıyorlar: Siz ne istiyorsunuz? Basit, yalınkat bir cevapla yetinip "sadece Müslümanca yaşamak" cümleciğiyle cevap verildiğinde bu sorunun sahibinin yüzü şaşkınca bakakalıyor. Yahut da meselenin bu kadar basit bir cümlecikle anlatılmasının doğurduğu bönlükle gözleri dört açılıyor. Öyle ya, böylesine basit bir hadise için bu kadar hengâme niçin? Bütün bu vâveya bu kadar basit bir hadisenin etrafında mı koparılıyor? Bu insan, bu basit cevap karşısında şaşırmıştır, ama öte yandan bu kadar basit bir dilekte bulunan insanların dünyanın birçok yerinde zindanlara atılmaları, işkencelere uğratılmaları hadisesi karşısında şaşkınlığı yoktur. Bunları tamamıyla olağan görmektedir.
1918 yılında Fizik dalında Nobel Ödülü alan Max Planck Almanya’yı dolaşarak bir nevi turneye çıktı. Nereye davet edilse kuantum fiziği hakkında aynı konuşmayı yapıyordu. Zamanla şoförü konuşmayı artık ezberlemişti. “Profesör Planck, hep aynı konuşmayı yapmaktan sıkılmış olmalısınız. Münih’teki konuşmanızda sizin yerinize bu görevi üstlenmeyi teklif ediyorum. Siz de benim şoför şapkamı takıp en ön sırada oturursunuz. İkimiz için de değişiklik olur.” Bu fikri çok eğlenceli bulan Planck kabul etti. Böylece şoför, seçkin bir izleyici topluluğunun önünde, kuantum fiziği hakkındaki o uzun konuşmayı yaptı. Ardından bir fizik profesörü soru yöneltti. Şoför şöyle yanıtladı: “Münih gibi ilerici bir şehirde böylesine basit bir soruyla karşılaşacağımı hiç düşünmezdim. Bu soruyu cevaplamasını şoförümden rica ediyorum.” Planck’ın bu hikâyesini dünyanın en başarılı yatırımcılarından bir olan Charlie Munger’den aldım. Munger’e göre, iki tür bilgi vardır. Birincisi gerçek bilgidir. Bu, bilgilerini zaman ve zihinsel çaba harcayarak edinen insanlarda bulunur. Diğeri ise şoför bilgisidir. Munger’in hikâyesindeki anlamındaki şoförler, biliyormuş gibi yapan insanlardır. Bir gösteriyi sergilemeyi öğrenmişlerdir. Belki sesleri harika ya da dış görünüşleri inandırıcıdır. Ama aktardıkları bilgilerin içi boştur. İkna edici şekilde boş laflar savururlar.
Çağ, Yok Oluş, Benlik, İslam, Roşa
_TARİH ÖNCESİ DEVİRLER_ _İnsanoğlunun ortaya çıkışıyla başlayıp, yazının icadına kadar geçen dönemdir. Taş ve Maden Devri olarak ikiye ayrılır. _1-Taş devri_ _a)- Eski Taş – Paleolitik devir: (M.Ö.2,5 milyon - M.Ö. 12.000) (avcı ve toplayıcı). Karain, Beldibi ve Belbaşı. Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki Altamira, Fransa’da Laskö
328 syf.
10/10 puan verdi
Kerim,sevdikleriyle içeceği bir bardak sıcak çayın hayalini kurarken bir patlamayla kıyameti yaşamıştı . Ürpertici karanlık,duyularını yitirmesine sebep oluyordu.Birileri dünya ve insanlar üzerinde oyuna başlamıştı. Ölmüş olmayı isteyecek kadar umutsuzdu. Hızla dünya değişiyordu. Kara bir delik tüm dünyayı büyük bir iştahla yiyordu.Kıyametten sağ 
İnşehir - Karanlık
İnşehir - KaranlıkMurat Sümer · Dorlion Yayınevi · 202340 okunma
Reklam
_Sanatın yaratıcı gücü, doğadan, sanatçının eli değmeden, kendiliğinden çıkar ortaya. Her sanatçı, doğanın özünde bulunan sanat nitelikleri karşısında, Aristoteles'in deyimiyle bir "öykünücü"dür. O, ya Apollo'ca bir düş sanatçısı, ya Dionysos'ca bir coşkunluk sanatçısı ya da hem coşkunluk hem de düş sanatçısıdır. _Apollo,
Filistin ve bir çok Müslüman ülkeleri (özet)
Bugün müslümanlar, belki de dünyanın her yerinde şu veya bu tonda, şu veya bu bağlamda bir soruyla karşılaşıyor: Siz ne istiyorsunuz? Basit, yalınkat bir cevapla: "Sadece müslümanca yaşamak" denildiğinde şaşkınlık yaşanıyor. Peki, böylesi basit bir talep için bu hengame niye? Bu vaveyla bu kadar basit bir talep için mi koparılıyor? Bu basit cevap karşısında şaşkınlık yaşanıyor, ama öte yandan bu kadar basit bir dilekte bulunan birinin dünyanın çoğu yerinde zindanlara atılması, işkenceye uğratılması umursanmıyor. Bunlar olağan görülebiliyor.
Bugün Müslümanlar, belki de dünyanın her yerinde, şu veya bu tonda, şu veya bu bağlamda şu soruyla karşılaşıyor: Siz ne istiyorsunuz? Basit, yalınkat bir cevapla: "Sadece Müslümanca yaşamak" denildiğinde şaşkınlık yaşanıyor. Peki, böylesi basit bir talep için bu hengame niye? Bu vaveyla bu kadar basit bir talep için mi koparılıyor? Bu basit cevap karşısında şaşkınlık yaşanıyor, ama öte yandan bu kadar basit bir dilekte bulunan birinin dünyanın çoğu yerinde zindanlara atılması, işkenceye uğratılması umursanmıyor. Bunlar olağan görülebiliyor.
Sayfa 33
287 syf.
7/10 puan verdi
Savaşın getirileriyle olgunlaşmış bir entelektüelin eseri
Mağaradakiler
Mağaradakiler
kitabını incelemeye iki yönden başlamak gerekir diye düşünüyorum. 1) Cemil Meriç kimdir, nasıl bir düşünce dünyasına sahiptir? 2) Cemil Meriç bu kitabı neden yazmıştır? İlk soruyla başlayalım.
Cemil Meriç
Cemil Meriç
Türkiye'nin yetiştirdiği en ilginç düşünürlerden biridir. Elbette bu ilginç karakterin yeşermesinin arka planında hayatta yaşadıkları
Mağaradakiler
MağaradakilerCemil Meriç · İletişim Yayıncılık · 20032,956 okunma
Reklam
_Tanrı, ilk ateisttir. E. Hubbard _Din, gönüllü köleliktir. Herzen _Burada bir ateist yatıyor. Giyinip kuşanmış hazır, ama gidecek bir yeri yok; ne cennet ne de cehennem. Mezar taşı _Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım. E. Mumch _Bir zamanlar ateist olmak istemiştim. Artık vazgeçiyorum. Adamların tatili yok! H.
Korkular ve Topyekün Korku&Korkunun Sonu
Çoğumuz toplumda bir mevki sahibi olma tatminini arzularız çünkü önemli biri olamamaktan korkarız. Toplumun öyle bir yapısı var ki saygıdeğer bir mevkiye sahip bir vatandaş büyük nezaket görüyor, mevkisi olmayan birisi ise hor görülüyor. Dünyada herkes bir mevki istiyor ve ister toplumda, ister aile içinde, ister Tanrı katında olsun, bu mevkinin
"Bugün Müslümanlar, belki de dünyanın her yerinde, şu veya bu tonda, şu veya bu bağlamda şu soruyla karşılaşıyor: Siz ne istiyorsunuz? Basit, yalınkat bir cevapla: "Sadece Müslümanca yaşamak" denildiğinde şaşkınlık yaşanıyor. Peki, böylesi basit bir talep için bu hengâme niye? Bu vaveyla bu kadar basit bir talep için mi koparılıyor? Bu basit cevap karşısında şaşkınlık yaşanıyor, ama öte yandan bu kadar basit bir dilekte bulunan birinin dünyanın çoğu yerinde zindanlara atılması, işkenceye uğratılması umursanmıyor. Bunlar olağan görülebiliyor. Demek ki, bu durumun anlaşılmasına bir mânia bulunmaktadır. Bu mânia onun algılamadaki sıkıntısıyla ilgili değil... Bu, zihniyet farkıdır."
Sayfa 33 - İZKitabı okudu
İnsanın kendi varlığına yönelteceği mutlak soru 'neden' olurdu. Karşısında bulunan evren için de aynı soruyu sorardı.Bu soruyla insan idrakının sınırlarını zorlayacak sorgulayıcı bir cevap mı yoksa düşünme yetisini kullanmadan kabul edeceği bir cevap mı arıyordu🤔🤷‍♀️
145 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.