Kültürel, bilimsel ve sosyal hiçbir faaliyette aklımızı kullanmıyoruz. Sanatımız çanak çömlek yapmak, kurumlarımız nuh nebiden kalma, felsefemiz şüpheler, hatalar üzerine tartışmak, ne zevk var, ne sanat, ne de mutluluk. Hep hırsızlık, hep üçkağıtçılık, hep ağıt yakma. Sufisiyle, dervişiyle, yaşlısıyla, dinciyle, esnafıyla, dilencisiyle hepimiz para ve makamın büyüsüne kapılmışız; hem de en utanç verici ve çirkin şekliyle.