Sosyalizm
Üç çeşit despot vardır hayatta: Bedene zulmeden despot, ruha zulmeden despot ve her ikisine birden zulmeden despot. İlkine Prens, ikincisine Papa, üçüncüsüne ise halk denir. Prens eğitim görüp terbiye edinmiş olabilir. Pek çok prens böyledir. Ancak prensin olduğu yerde tehlike vardır. İnsanın aklına Verona'daki o acı şölende Dante geliyor ya da Ferrara'da tımarhane hücresindeki Tasso. Nihayetinde sanatçının Prenslerle yaşamaması en iyisidir. Papa da eğitimli, terbiyeli olabilir. Pek çok Papa eğitim görmüştür; kötü Papalar da öyle. Kötü Papalar güzelliği iyi Papaların düşünceden nefret ettiği kadar tutkuyla sevmiştir neredeyse. Yok, ikisinin tutkuları eşittir. Papalığın şerrine çok şey borçludur insanlık. Papalığın hayrının ise insanlığa büyük bir borcu vardır.
Eskiden insanların elinde işkence sehpaları varmış. Şimdiyse basın avuçlarının içinde. Bunun bir gelişme olduğu muhakkak. Yine de neresinden bakarsanız kötü, yanlış ve moral bozucu bir gelişme. Birisi -Burke müydü?- basının dördüncü güç olduğunu söylemişti. Bu o zamanlar şüphesiz doğruydu. Ancak şimdi basın tek güç.
Reklam
Sosyalizm
Özel mülkiyetin kaldırılmasıyla gerçek, güzel ve sağlıklı Bireyselliğe kavuşacağız. Kimse bir şeyleri ya da bir şeyin sembollerini biriktirerek harcamayacak hayatını. Herkes yaşayacak. Yaşamak şu hayatta en nadir rastlanan şey. Çoğu insan yalnızca var, o kadar.
Katlanılmaz, her yönüyle iğrenç koşullar altında sağlıksız, açlıktan midesi kursağına yapışmış çocuklar büyütülmeyecektir. Toplumun güvenliği şimdi olduğu gibi hava koşullarına bağlı olmayacaktır. Don vurduğunda yüz binlerce insanımız işsiz kalıp mide bulandıran bir sefalet içinde sokaklarda serserilik etmeyecek, komşularından dilencilik yapmayacak, bir lokma ekmekle bir gecelik pis bir yatak için rezil barınakların kapısına yığılmayacaklardır. Toplumun bütün üyeleri tek tek toplumun genel refahıyla saadetinden payını alacaktır ve don vurduğunda kimse olduğundan kötü duruma düşmeyecektir. Öte yandan, Sosyalizmin kendisi sırf Bireyselliğe yol açtığı için çok değerli olacaktır.
Bir de şunu eklemek lazım: Özel mülkiyetin tesisinden doğan şeytani kötülükleri azaltmak için yine özel mülkiyeti kullanmak ahlaksızlıktır. Hem ahlaksızlık hemde adaletsizliktir. Sosyalizm çatısı altında bunların hepsi değişecektir elbette. Kokuşmuş batakhanelerde, çul çaput içinde yaşayan insan kalmayacaktır.
Bu yüzden takdire şayan olmakla beraber yanlış yönlendirilmiş niyetlerle, büyük bir ciddiyete ve duygusallığa kapılıp gördükleri kötülüklere deva bulmaya kalkar insanlar. Fakat buldukları deva hastalığa çare olmaz, yalnızca süresini uzatır. Hatta deva dedikleri şey hastalığın bir parçasıdır. Mesela, yoksulluk sorununu yoksulların hayatta kalmasını sağlayarak çözmeye çalışırlar; ya da daha gelişmiş bir ekolün yaptığı gibi, yoksulları oyalayarak. Fakat sorunun çözümü bu değildir: Bilakis zorluğu daha da arttırır. Asıl amaç toplumu yoksulluğun mümkün olmadığı bir şekilde tesis etmektir.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.