Adaletsizlik, sadakatsizlik, sevgisizlik, sömürü, ihlal vb. karșısındaki bu gibi haklı öfkeleri ifade etme imkânı tanımayan eğitim, duyguların ifade edilebilmesinde oynadığı dolaylı rolü görmüyor demektir. İsa'nın tapınaktaki tüccarlara öfkesini düşünün.* Tarım reformuna itiraz edenler karşısında tarım reformu için mücadele edenlerin öfkesini. Şiddet ve sınıf, ırk, cinsiyet temelli ayrımcılık mağdurlarının öfkesini. Failler ceza almadığı için mağduriyetleri giderilmemiş olan ların öfkesini. Karnını güzel yemeklerle doyurmakla kalmayıp sanki dünya kendi malıymış gibi bir de yemek israf edenlere karşı açların öfkesini. Yine de, öfkenin "haklılığını mutlaka vurgulamak gerek, çünkü haksız öfke yozlaşıp safi hiddet, hatta nefret haline de gelebilir.
Sayfa 86 - Matta Incili 21:12-13: Isa, tapınağın avlusuna girerek oradaki bütün alıcı ve satıcıları dışarı kovdu. Para bozanların masalarını, güvercin satanların sehpalarını devirdi. Onlara şöyle dedi: "Evime dua evi denecek' diye yazılmıştır.Kitabı okudu
... gericiler ilkokullardaki "teneffüsü, çocukların okuldayken oyun oynamaktan hoşlandığı o kısacak zaman dilimini bile kaldirmaya başladı. Otoriter eğitim konusunda engin bilgi sahibi olan kişilere göre, böyle manasız işlerin yerini, daha eski dönemlerde orta okullar için düşünülen endüstriyel model almalıydi. Insan ruhunun sonu gelmez yabancılaşmış çalışmanın dayatmaları altında kapana kısıldığı bu çağda, toplum çocukların zevk aldığı şeylere karşı bile hoşgörüsünü kaybetti. Okul yöneticileri, zaman zaman da büyük bir coşkuyla, ticarete bağlılıklarını ilan ediyor ve fabrika benzeri veya büyük kurumsal ofisler gibi okullar düşlüyorlar. Ticaret medeniyetinin değerlerinin yöneticiler tarafından (henüz) açıkça ilan edilmediği yerlerde bile, yeni toplumsal hareketlerin talep ettiği değişikliklere karşı tolerans gitgide zayıflıyor.
Reklam
Sosyal baskı her zaman doğru ve haklı istikamette olamaz. Böyle durumlarda "cemiyete karşı sorumluluk" derken anladığımız cemiyet, karşımızdaki somut insanlar değil, fakat vicdanımızda yer bulan ideal bir cemiyet kavramıdır.
Sayfa 137 - Ötüken yayınlarıKitabı okudu
Zengin daha çok zenginleşirken, fakir de daha çok fakirleşiyor!” ve “Senin ne düşündüğünü umursayan yok!” gibi olumsuz ifadelere katılma oranı arttı. Ayrıca, “Çok çalışmak her zaman semeresini verir!” lafına rağbet eden pek kalmamış. Lise öğrencileri “Plan yapmak sadece mutsuz eder, çünkü gerçekleşmesi neredeyse imkânsızdır” gibi sözlere inanıyor.
Sayfa 333 - KaknüsKitabı okudu
Janet’e göre, modern bireylerin karakteristik rahatsızlıkları bir “ego açığı”ndan, gerçeklikle başa çıkma, onu özümleme ve bu sayede kişinin izleyeceği yolu bulma yeteneksizliğinden türer. 
Sayfa 63 - Ayrıntı yayınları, 5.Basım 2020, çev:Yavuz AloganKitabı okudu
Sermayedar işçi evliliği…
Sermaye ve emek, denebilir ki, zenginlikte ve yoksullukta, sağlıkta ve hastalıkta, ölüm onları ayırana dek birleştirildiler. Fabrika onların ortak ikametgahı, eşzamanlı olarak hem siper savaşı için bir savaş meydanı, hem de umutların ve rüyaların doğal yuvası oldu.
Sayfa 35 - Ayrıntı yayınları, 5.Basım 2020, çev:Yavuz AloganKitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.