...Üyelerden normal olarak tüketiciliğin çekiciliğine sırtlarını dönmeleri, mütevazı ve sade bir hayat sürmeleri istenir. Bu tür cemaatler (sıklıkla komün olarak adlandırılırlar) üyelerinin omzuna muazzam bir görev, yani bütün özellikleriyle ortak hayatlarını sırf sevgi gücüyle sürdürme görevini yükler. Eğer karşılıklı düşmanlıklar ya da uzlaşma yokluğu cemaati parçalarsa, ikinci bir savunma hattı kurmak için ne teamül ne de sözleşme yükümlülükleri vardır. Tek yapıştırıcı, komünün ayakta kalması için tek ve dolayısıyla kaçınılmaz koşul, karşılıklı sevgidir. Bundan dolayı her türlü muhalefet ölümcül bir tehdit oluşturur; hoşgörü bir komünün gücünü aşan bir lükstür. Bu nedenle cemaatler ne kadar kapsayıcı olursa, o kadar baskıcı hale gelirler. Baskı, komünleri cemaatlerin en kırılganı ve zayıfı yapmaktan başka bir işe yaramaz.
...Öte yandan, dinsel mezhepler bütün olarak çok daha talepkârdır. Periyodik tapınma ritüellerine katılımla yetinmezler; üyelerinin bütün hayatları onların ilgi alanına girecektir. Mezhepler tanım gereği dışarıdan gelen baskıya açık ve dolayısıyla sürekli kuşatma altında olduklarından, yalnızca paylaştıkları bir dizi inanca değil aynı zamanda yaşam biçiminin tamamında bir tektipliğe ihtiyaçları vardır. İnanç sahibinin gündelik işlerini yürütme biçimlerinin baştan sona yeniden düzenlenmesini isterler. Ayrıca görünüşte inanç sorunuyla ilişkisi olmayan davranış özelliklerinde de hüküm vereceklerdir.
Reklam
Bir grup içinde yaşarken, ben, kendimi kontrol etmek zorundayım. Benlik kontrol edilecek bir şeydir ve onu kontrol edecek olan benim...
Sayfa 45
Onları duyarım ama ne söylediklerini dinlemem.
Filiz belki de bu kadar güzel olmasaydı dini hassasiyetle- rimden ödün vermez dini öğrenip öğretmek adna da olsa ona yaklaşmazdım. Saçları bu kadar gür ve alımlı olmasaydı ona hicab ayetinden bahsederken garip bir haz duymazdım. Onun zengin, sarışın ve güzel olması o yıllar bilinçaltıma kazinan "sermayenin birleştirilmesi" fikrini katileştiriyordu. Filize sahip olmak demek zenginliği, statüyü İslam potasında eriterek yeni bir müessese kuruyormuşçasına heyecanlanmak demekti. Dindar oldukları için fakir ve cahil olarak nitelendirilmiş atalarımın intikamını almak demekti. Kendine güveni tam olan bir kadının islami açıdan olgunlaştırılması demek dindar kadının kamusal alana inmesi demekti. Filiz'e çarşaf giydirmek ona din adına tahakküm etmek demekti. Yeni hayatını dini bilen biri ile yani benim dediğim şekilde şekillendirecek olması demek bir nevi ben ne dersem onu yapacak demekti. Kamusal alanda Öteki, evde beriki olan Filiz geleneksel dini anlayış içinse daima müdahaleye açık olan olacakti. Tüm bunları sonradan anladım Insanun hapishanede düşünmek ve sosyolojik tespitlerde bulunmak íçin bol vakti oluyor.
768 syf.
9/10 puan verdi
Evett, Oathbringer nihayet bitti. Dalinar'ın geçmişini okumak beklediğimden çok daha zordu. Okurken afakanlar geçirdim bu ciltte desem yalan olmaz herhalde. Dalinar'ın öyle bir geçmişi vardı ki ben bile bir büyücü bulayım da zihnimi sildireyim diye düşünmeden edemedim. Onun ruh hali beni çok etkiledi. Üstelik sadece Dalinar da değil
Oathbringer - 2. Cilt
Oathbringer - 2. CiltBrandon Sanderson · Akıl Çelen Kitaplar · 202174 okunma
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.