Kominizim dini
Sovyet Komünizmi İslamdan daha az din değildir. İslam elbette komünizmden farklıdır; dünyayı yöneten insanüstü düzeni kadiri mutlak bir tanrının yarattığına inanır. Oysa Sovyet Komünizmi tanrılara inanmaz. Öte yandan tanrılarla pek alakası olmayan Budizmi ise din olarak sınıflıyoruz. Budistler gibi komünistler de insanın eylemlerini yönlendirmesi gereken, doğal ve engellenemez yasalara dayanan bir insanüstü düzene inanıyorlardı. Budistler bu yasaların Siddhartha Gautama tarafından keşfedildiğine inanırken, komünistler Karl Marx, Friedrich Engels ve Vladimir İlyiç Lenin'in saptadığına inanıyorlardı. Benzerlikler bu kadarla da kalmıyor. Diğer dinler gibi komünizmin de kendi kutsal metinleri ve kitapları vardı. Örneğin Marx'ın yazdığı ve tarihin yakın bir zamanda proletaryanın kaçınılmaz zaferiyle sonuçlanacağını ileri süren Das Kapital. Komünizmin Bir Mayıs İşçi Bayramı ve Ekim Devrimi'nin yıldönümü gibi kutlamaları ve bayramları vardı. Marksist diyalektik uzmanı ilahiyatçıları ve her Sovyet ordusunun komiser adı verilen, askerlerin ve subayların bağlılığını denetleyen görevlileri de vardı. Komünizmin de şehitleri, kutsal savaşları, ayrıca Troçkizm gibi sapkın akımları vardı; Sovyet Komünizmi fanatik ve tebliğci bir dindi, inançlı bir komünist Müslüman veya Budist olamazdı, ve gerekirse hayatı pahasına, Marx ve Lenin'in öğretisini yayması beklenirdi.
Din Olarak Komünizm.
Diğer dinler gibi komünizmin de kendi kutsal metinleri ve kitapları vardı. Örneğin Marx'ın yazdığı ve tarihin yakın bir zamanda proletaryanın kaçınılmaz zaferiyle sonuçlanacağını ileri süren Das Kapital. Komünizmin Bir Mayıs İşçi Bayramı ve Ekim Devrimi'nin yıldönümü gibi kutlamaları ve bayramları vardı. Marksist diyalektik uzmanı ilahiyatçıları ve her Sovyet ordusunun komiser adı verilen, askerlerin ve subayların bağlılığını denetleyen görevlileri de vardı. Komünizmin de şehitleri, kutsal savaşları, ayrıca Troçkizm gibi sapkın akımları vardı; Sovyet Komünizmi fanatik ve tebliğci bir dindi, inançlı bir komünist Müslüman veya Budist olamazdı, ve gerekirse hayatı pahasına, Marx ve Lenin'in öğretisini yayması beklenirdi.
Sayfa 231
Reklam
Öfke kötü bir danışmandır ve insanı yanıltır:...
Sayfa 200 - Evrensel Basım Yayın
Boris Pasternak ve Nobel
Doktor Jivago'nun Batı'da hemen sahiplenilmesi, yazarının Nobel'le taltif edilmesi, buna karşılık Sovyetler Birliği'nde, birliğin dağılma arifesine kadar bir türlü yayımlanmaması, eserin Yuri nezdinde Sovyet devrimi öncesi hayata duyulan nostaljiyi idealize etmesiyle ilgilidir. Zira Yuri'nin Lara'da gördüğü Sovyetler'in madenlerinde çalışan işçi kadınları değildir; sanattan, süsten, şiirden mürekkep Çarlık döneminin ebedi kadınlarıdır. Siyasi mesaj Yuri'nin bu arzusunda gizlidir.
Sayfa 57 - Hakkı Özdemir - "Ebedi kadın ve devrim".Kitabı okudu
1919'da Sovyet iktidarına katılan Kırgız (Kazak) "Alaş Orda" partisi lideri Baytursun 3 Ağustos 1919'da şunları yazıyordu: "Kırgızlar ilk devrimi (Şubat 1917) neşe içinde, ikinci devrimi ise dehşet ve korku içinde kabul etmişlerdir. Bunu anlamak kolaydır. Birinci devrim Kırgızları çarlık rejiminin baskısından kurtarmış ve ezeli düşleri olan özerkliğin gerçekleşebileceği umudunu uyandırmıştı. İkinci devrim ise şiddet, yağma, haraç, diktatörce yönetim ve kısaca tam bir anarşiyle birlikte geldi. Eskiden sadece çarlık yönetiminin küçük bir memur grubu Kırgızları ezerken, şimdi aynı insanlar Bolşevik adıyla çevre bölgelerde aynı rejimi sürdürmektedir. Kolçak, çarlık rejimine yeniden döneceğini hissettirdiği için "Alaş Orda" yüzünü Sovyet rejimine çevirmek zorunda kalmış ve yerli Bolşeviklere bakıldığında hiç de çekici olmamasına karşın onu tanımıştı.
Sayfa 105 - ELİPS KİTAPKitabı okudu
Vladimir İlyiç Lenin
• Asıl soyadı Ulyanov olan Lenin’in babası okul müfettişiydi. Lenin hukuk okudu ve 1893’te St. Petersburg’a yerleşti, ancak devrimci kışkırtma suçlamasıyla 1897’den 1900’e kadar Sibirya’da sürgünde kaldı. Daha sonra 1902’de teorik makalesi Ne Yapmalı?’yı yayımladı ve kendisini Londra, Münih ve Cenevre’de devrimci kadronun oluşturulmasına adadı.Bu kadro 1903’te Rus sosyal demokrasisinde bölünmeye yol açtı. Onun önderliğindeki Bolşeviklerin, 1905 Devrimi’ne etkisi çok az oldu. Bir göçmen olarak sonraki birkaç yıl boyunca farklı yerlerde yaşadı ve Ağustos 1914’ten itibaren İsviçre’ye yerleşti. 1917’de Şubat Devrimi patlak verdikten sonra Almanya’nın yardımıyla Rusya’ya döndü ve burada St. Petersburg’daki proleter devrimin gerçekleşmesi için çalıştı. 7 Kasım’da Bolşevikler hükümeti ele geçirdiler ve Lenin’in liderliğinde hoşgörüsüz ve acımasızca otoritelerini sağlamlaştırdılar. İç savaştan sonra tedarik krizine çözüm bulmak için Lenin, 1921’de Yeni Ekonomik Politika’yı uygulamaya koymak zorunda kaldı. Beyin sklerozu hastalığına yakalanınca, kendisinden sonra iktidara gelecek Stalin’in gerçekleştiremedi. Siyasi vizyoner, merhametsiz ama dahi bir taktik uzmanı olarak, öldüğünde en azından arzuladığı devrimi başarmış ve Sovyet devletini yaşanabilir hale getirmişti… •
Reklam
454 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.