Karamazov Kardeşler'i yaklaşık dört haftada ve büyük bir keyifle okudum.
Dostoyevski yine başarmış:
- Sağlam bir kurgu ve ne çok hızlı ne çok yavaş tam ideal ritmde, insanı kendine kilitleyen bir tempo,
- Hem sayıca hem de kişilik özellikleri olarak zengin roman karakterleri,
- Her sayfasında insanı kafayı kaldırıp düşünmeye iten önermeler, enstantaneler, hikayeler,
- Ve belki hepsinden önemlisi, Dostoyevski'nin kelimeleri paragraflara, sayfalara nakış gibi işleyen o harikulade akıcı üslubu.
Karamazov Kardeşler'i okurken kardeşlerden biri de benmişim gibi hissettim (hem soyadım da andırıyor/benziyor/aynı), ama daha da önemlisi, Dostoyevski okudukça Dostoyevski'yle tanışıyor, karşılıklı sohbet ediyormuşum gibi hissediyorum. Ve bu bana büyük keyif veriyor.
Henüz okumadığım Dostoyevski romanları olduğunu bilmek --önümde beni bekleyen büyük keyifler olduğu bağlamında-- beni mutlu ediyor, sabırsızlanıyorum.