Ne olduğu belirsiz ve hakikat olarak kabul ettiğimiz şeyler
Benim gözümde tam donanımlı o dönemin şartlarıyla yani Osmanlının son dönemlerinde düşündükleri, kitabın beli bir yerinde durup okuyucuya sorular sorması onu düşündürmesi toplumun yozlaşması, batıl inanç, aile içindeki çatışmalar gibi konuları ele alarak ve hakikatin sorgulanması, ölümü ele alması bir psikiyatri ve psikolog gibi felsefi sorular
Selamlar ben geldim. Daha doğrusu gelmeye çalışıyorum diyelim. Malum #tercih dönemi geldi ve ben deli gibi çalıştığım yılın en yoğun dönemindeyim. Neyseki bugün daha bitti diye diye son gün gelecek inanıyorum. Bugün son dönem çok keyifle okuduğum #sevhayatını kitabının yorumuyla geldim.
Aşk güzel şey amenna. Birde şöyle midende kelebekler
Friedrich Nietzsche’nin felsefe ve edebiyat tarihine geçmiş bu ünlü eserini daha önce farklı bir yayınevi ve farklı bir çeviriden okumuştum. Daha sonra farklı yayınevi ve çevirileri var mı diye tarama yaptığımda karşıma önemli üç çeviri daha çıktı. Bunlardan Pinhan Yayıncılık’ın bastığı Ahmet Cemal çevirisinden kitabı tekrar okumak istedim.
Çeviri unsuru her ne kadar ikinci plana bile atılmayan bir unsur olarak görülse de yabancı bir dilde yazılmış bir kitabı Türkçe olarak okuyup özümsemede çok önem arz ediyor. Eğer Türkçeyi ve Türkçenin beslendiği kültürü tam olarak çeviride yansıtamazsanız okur çevirisi yapılan kitabı sıkıcı olarak değerlendirip okumayacaktır.
İşte Böyle Dedi Zerdüşt de gerek felsefesi gerek insanlara verdiği derin mesajlarla örülü bir eser olduğu için Ahmet Cemal çevirisinden tekrar okumak istedim.
Friedrich Nietzsche’nin birçok konuda söylevlerini içeren bu kitapta “üstüninsan”a giden yolda insanın cesareti, aklı ve erdemiyle nasıl mücadele ettiği ve çevresinin etkisiyle “üstüninsan”a yaklşmaktayken çektiği zorluklar, filozofun ağzından yer yer alogorik yer yer de örtülü anlamlarla okuyucuya verilmekte.
Zerdüşt, yalnız yaşadığı yurdunu terk edip çıktığı bu “çileli” yolda insanların kendisini “bilge kişi” olarak adlandırması üzerine onlara asıl bilgeliği, kişinin erdeminin üstünlüğünde ve “benlik”inin derin uçurumlarında aramaları gerektiğini hatırlatır.
Kendisinden sonra gelen birçok yazar, şair ve sinema yönetmenini etkileyen bu kitapta Friedrich Nietzsche, Zerdüşt gibi mitolojik bir kişi üzerinden tüm insanlığa seslenir. “Size üstüninsanı anlatıyorum!”
Kitap hakkında okuduğum yorumlar beni çok şaşırtmıştı (olumsuz anlamada) ve kitap için beklentimi düşürmüştü ama şuan yazılan yorumların abartı olduğunu düşünüyorum. Sanırım kitabın herhangi bir "kişisel gelişim" kitabının yaptığı gibi kendilerine umut vermek, psikolojik terimlerle tüm tembelliklerine karşın güzel sözler söylemesini bekliyorlardı. Bu tarz kitaplar hiç tarzım değildir. Tüm kitabı İlber hocanın sesiyle okudum. Kendi yaşadığı hayat üzerinden "tavsiyeler" vermiş ve kendi deneyimlerinden bahsetmiş. Kimse bunları yapmak zorunda değil. Hepimiz böyle tecrübelerle dolu bir hayat yaşayamayabiliriz ama sadece kitaptan bile öğreneceğiniz birçok şehir, tarihi yer, önemli kişiler ve terimler var... Okumak ufkunuzu genişletir.
İlber Ortaylı ülkemizin sorunları hakkında da çok önemli ve ilham vermesi gereken şeyler söylemiş. Maalesef kitabın bazı yerlerinde bende herşey için geç kaldığımızı düşündüm. (Belli bir yaştan sonra yapılan ve öğrenilen herşeyin çok geç olduğuna vurgulaması özellikle.) Yine de umudu kesmemek gerek. Kültürünüzü genişletmek için okunabilir ama sadece psikolojinizi rahatlatmak derdindeyseniz her kitapçıda çok satan "kişisel gelişim" kitapları bulabilirsiniz. İyi uykular. Okumak isteyenlere de tavsiye ediyorum...
8/10
Merhabaaa sevgili okur
Robert Langdon serisinin ikinci kitabı olan Da Vinci Şifresi yorumu ile ben geldim.
Da Vinci Şifresi polisiye türünde bir kitap olarak tüm beklentilerinizi karşılamasının yanı sıra sanat, tarih, din gibi farklı alanlarda verdiği bilgilerle ufkunuzu genişletip sizi konuyla ilgili araştırmalara sevk edecek bir kitap, okuyucuların genel kültür olarak gerçekten çok verim alabileceği harika bir kitaptı desem yeridir.
Bir solukta okunabilecek akıcılıkta bir dil ile yazılmış bu eser, okuru adeta bir aksiyon filminin içindeymiş gibi hissettirirken İsa Mesih, Magdalalı Meryem, Sion Tarikatı, Opus Dei tarihinden ve Da Vinci’nin eserlerindeki gizemler gibi pek çok konuya da ışık tutuyor. Olayların geçtiği mekanlar, tarihleriyle anlatılıyor ve sanki olayları yaşayan sizmişsiz gibi kendinizi orada buluyorsunuz. Gizem perdesini aralamak için karşınıza çıkan her bulmacayı çözmenizi sağlayacak bilgiler veren yazar sizi olaya daha da çekiyor.
Ama şöyle bir şey var ki tam olarak beklediğim son bu değildi bunca iyi özelliği arasında kitap bana Dan Brown'un melekler ve şeytanlar kitabını aratmadı değil iki puanı bu yüzden kırdım.
Dan Brown gerçekten harika kurguları olan bir yazar eğer hala tanımadıysanız mutlaka listenize bir kitabını ekleyip şans vermeyi unutmayın
Merhabalar uzun bir aradan sonra aranızdayım
Hayatıma minik bir birey dahil olduğu için birçok alandan uzaktaydım ama yavaş yavaş bebeğimde ben de toparlanıyoruz. Kitaplarımdan çok uzun süre uzak kaldım. Bu kitabı da anca bitirebildim. Çok zorlanıyorum bir yandan bebiş bir yandan ev işi bir yandan ruh hallerim . Geçecek insaAllah bu zamanlar da. Birçok tanıdığım özleyeceksin bugünlerini diyor doğrudur bir daha bu kadar küçük olmayacak ama uykusuzluğu da özleyeceğimi sanmıyorum .
Bu incelemeyi okuyan arkadaşlar eğer bir yakınınız yeni anne olmuşsa lütfen bolca yardımcı olun. Ev işlerinde, bebeğe bakmakta ki anne dinlenebilsin.
Neysem kitaba gelicek olursak ben tekrar okuyacağım bu kitabı. Bölük bölük okuduğum için unuttuğum yerler var.
Ama olay örgüsü şöyle bir aklımda (yeni anneler de beynin bir kısmı çalışmıyor deniyordu şimdi inanıyorum o bilgiye )
Kurgu çok güzel. Sonu garip bitti devamında bizi ne bekliyor merak ediyorum. Seriyi alacak parayı ve okuyacak zamanı bulursam öğrenicem inşaAllah.
