Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

buse soysal

buse soysal
@soysalbuse
87 okur puanı
Haziran 2016 tarihinde katıldı
416 syf.
6/10 puan verdi
eyse efenim gelelim bu haftanın kitap postuna.Benim ilk okuduğum wattpad kitabı ile karşınızdayım ! Wattpad kitaplarına açıkçası benim öyle bir önyargım yoktu ama dillerinde bozulmaların ve acemiliklerinin olacağını elbette biliyordum sonuçta yazarımız 1999 doğumlu ! Elbette bilgi ve kültür kapasitesi yılların yazarlarıyla eşit değil ama buna rağmen (benim o zamanlarımda yaptığım gibi) azim etmiş ve yazmış hatta hayallerini kavuşmuş insanları görmek beni geleceğe dair çok ümitlendiriyor açıkçası. Bazıları bu tip kitapların işte satış kaygısı ile yazıldığını hiç bir edebi değerinin olamayacağı hatta edebiyatı alta çektiklerini söylüyor.Ama unutmayınız ki çok öenmli yazarlarda bu yaşlarda yazmaya başlamışlar.İlla herkes siyasetten çok önemli konulardan bahsedecek diye bir şey yok ! Küçük Hırsız konusu itibariyle tabiki de çok sıradan ve çok klişe olarak yazılmış.Okuken maalesef liselerde ne böyle erkekler var ne de böyle olaylar diyorsunuz ama hepsi tabiki de kurgu ama bende oturup lise hayatımı anlatsam sizi kendi gözümden sizde dersiniz ki böyle olaylar olmaz lisede :D Ama inanın oluyor yani siz o dönemde hayatı ve olayları çok farklı yorumluyorsunuz ve bi hayal dünyasında yaşıyorsunuz o yüzden araya biraz kurgu alarakta olayları abartarak anlatınca ortaya çok eğlenceli bir kitap çıkıyor. Kitapta tek sevmediğim tarafsa ben genelde bu tip romanlarda sadece 1 kişinin gözünden anlatılmasını severim sürekli karakter değişimi yapınca herkesin duygusu yarım kalmış bence bir olayı tek bir kişinin gözünden anlatmak bence her zaman daha keyiflidir okuması aksi taktirde karışabiliyor ve bir şeyler eksikmiş gibi geliyor bana.
Küçük Hırsız
Küçük HırsızSena Yavuz · Martı Yayınları · 2015591 okunma
Reklam
464 syf.
5/10 puan verdi
Kitabın arka kapak yazısını hatta bununla ilgili tanıtım yazılarını falan okumama rağmen ilk 100 sayfa kadar kitabın içine giremedim ve boş boş okudum resmen.Cidden vurucu hiç bir yönü yok ilk 100 sayfasının sanki bana boşa yazılmış gibi geldi.Ama bi 200. sayfadan sonra olayları daha dikkatli okuyunca duruma da kitaba da vakıf oldum diyebilirim. Kitabın ilk 100 sayfasından o kadar bir şey anlamamışım ki 200 sayfa okuduktan sonra Dax'ın erkek değilde kız olduğunu anladım :D Evet benim kitabı okurken ki mallık kısımlarımı geçecek olursak kitap Dax ve Madden diye 2 kızın (!) gözünden anlatılıyor.Zaten 2 yazarımızında olduğunu düşünürsek bu oldukça normal bir durum.Bu anlatımı dolasıyla diğer distopik kitaplardan ayrılıyor. Yine distopya olması sebebiyle burjuva sınıfına benzetebileceğimiz bir mor halkası sınıfı ve yeşil,sarı... en son halkada da Renksiz denilen Kül halkası var.Tabi ki de bu durum bir takım isyanlara sebep oluyor Madden kızımız mordayken Dax kızımızda Kül halkasının bir üyesi bazı karışıklıklarla bunların kaderi ortak yazılmış oluyor.Bu arada bu serinin adı Kader serisi diye geçiyor.Sürekli bir kaderini belirleme durumu var. Açıkçası ilk 100 sayfada beni vuran bir kitap olmadığı için öyle seriye devam edeceğim bir kitap değildi.
Kül
KülShani Petroff · Novella Dinamik · 2015721 okunma
512 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Arka kapak yazısından ya da isminden,kapağından konu hakkında çokta bi fikir sahibi olamıyoruz maalesef ilk başta.Sadece bir sevgi ya da aşk romanı olduğunu tahmin edebiliyoruz. Evet kesinlikle bu bir kurt adam romanı değil :) Aşk teması üzerine kurulmuş bir roman gibi gözüksede altta yatan mesajları kitabın yumuşak anlatımı hatta biraz da ortaya gizem serpiştirmesi beni benden alıp götürdü diyebilirim.Neden ben biraz Middlesex kitabına benzettim. Biliyorum biliyorum hiç bir alakaları yok ama yinede sanki aura olarak o kitaba benziyor.Öncelikle konu Gay lik ve Enişteye aşık olmadan yatan gizli ensestlik kavramı gibi görünse de aslında bu olayları öyle yumuşak öyle üstünkörü anlatmış ki "bu kitap hiç benlil değil ya " falan diyemiyorsunuz. 14 yaşında bir genç kız var öncelikle romanında baş kahramanı olarak.Bu genç kızımız dayısına aşık ama dayısı da Gay.Gay olduğu için erkek arkadaşı var ve bu erkek arkadaşından AIDS hastalığı kapıp ölüyor ablasıyla,ve ailesiyle arası zaten daha önceden de bu konular yüzünden baya açıkmış.Bu genç kızımız aşık olduğu dayısının ölümüyle oldukça sarsılıyor ama bir gün bu dayısının sevgilisi ile tanışıyor ve aralarında gizli bir arkadaşlık başlıyor. Daha fazlasını anlatmayacağım bence oldukça orijinal karakterleri ve olay örgüsü olan bir kitaptı.Değindiği konular oldukça hassas konular ama yazar öyle bir işlemiş ki konuyu hiç rahatsızlık duymadan okuyorsunuz.Ayrıca genç kızın bu saf temiz platonik aşkıda okurken beni çpk duygulandırdı bu saf duygularla birini karşılıksız sevmek ne biliyim öyle özlediğim bir şey ki ...
Kurtlara Söyle Eve Döndüm
Kurtlara Söyle Eve DöndümCarol Rifka Brunt · Martı Yayınları · 20131,812 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
468 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Sessiz Oda benim OkuOku'dan kaegom bedavaya gelsin diye aldığım bir kitaptı açıksözlü olmak gerekirsek :D Ama tam bana ve benim alanıma hitap ettiği için çok merak edip yaza bırakmadan okumaya başladım.400 + sayfa kadar olmasa beni biraz çileden çıkarsa da gerçek bir hayat hikayesi olması sabretmemi sağladı diyebilirim. Gerçek bir şizofreni hikayesi diyebilirim.Tam da şizofreninin tedavisinin olmadığı elektroşok tedavisiyle çözüme ulaştırılmaya çalışılan yıllarda geçiyor. Her şeyi ile dört dörtlük bir genç kızımızın bu illet hastalığa yakalanmasını ve sesler duymasıyla içten içe delirmesini bu durumda bataklıkta battıkça battığını sesler susturmak için intihar ve uyuşturucu dahi kullandığını kadar bahsediyor.Kızımız sonunda tabi ki iyileşiyor ve o kötü zamanlarını bu kitap vasıtasıyla bizlere aktarıyor. Kitabın sadece kızın gözünden değilde ailesinin,doktorlarının ve arkadaşlarının gözünden de aktarılması ayrı bi hoş olmuş diyebilirim.
Sessiz Oda
Sessiz OdaLori Schiller · Martı Kitabevi · 2010349 okunma
320 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Serinin ilk kitabı olan efsaneyi oldukça sevmeme rağmen serinin devamını alır okur muyum pek bilemiyorum.Başlarda yine 2 kişili anlatım olduğundan dolayı Kül kitabı ile benzettim ama Kül'ü 2 ye katlar 4 e zıplatır o kadar yani :D Ayrıca Kül de 2 kız vardı ama bu kitapta 1 erkek ve 1 kızın gözünden anlatım var.Kül'ün yazarıda sanırım böyle bir şey
Efsane
EfsaneMarie Lu · Pegasus Yayınları · 20143,769 okunma
Reklam
208 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Pegasus yayınevinde çıkma Yalom'un benim ilk okuduğum kitabı olan Günübirlik Hayatlar romanına.Aslında bu bir roman sayılmaz.Daha çok terapi seanslarını anlattığı yazılardan oluşan bir kitap demeliyim. Varoluşçu akımı oldukça sevsemde daha önce neden Yalom ile tanışmadım bilemiyorum.Bu kitabı bir çok kitap bloğunda gördüm ve duydum ama okumak bu zamana kısmetmiş ne yapalım. Gayet bana hitap eden bir kitap olduğunu söyleyebilirim.Bilmeyen kaldı mı bilemiyorum ama ben Psikolojik Danışmanlık okuyorum haliylen bu tarz kitaplar benim için ders kitabı niteliğinde. Pegasus gibi çok popüler bir yayınevinin bu kitabı basması güncel olarakta çok dikkat çekti ve bir çok insan bu tarz kitapları okumasa bile alıp okumaya başladı ve bu beni çok mutlu etti elbette. Yalom daha çok varoluşçuluk üzerine yoğunlaşan bir psikiyatrist olsada okuduklarımdan anladığım kadarıyla Freud'un rüya analizi ve bilinçaltı sendromlarından da çok fazla yararlanıyor. Yalom bu kitapta sadece bir terapist değil aynı zamanda yazar kimliğini de konuşturmuş.Terapi sırasında bir çok kitaptan alıntılar yaparak entellektüel paylaşımlarda da bulunmuş. Dikkatimi çeken başka bir şey ise daha çok ölüme yakın olan ya da belli yaşa gelmiş insanların hikayesini anlatması.Normalde de bütün hastaları bu yönde mi yoksa Yalom belli bir tarz oluşturmak için mi bilhassa bu tarz vakaları seçip koymuş bilemiyorum. Ama Bir Psikiyatristin Gizli Defteri 'ni okuyup beğenenler bu kitabı da oldukça beğenirler.
Günübirlik Hayatlar
Günübirlik HayatlarIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınları · 20158,5bin okunma
264 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
irinci kitaba oranla bana heyecanı ve temposu daha bi düşük geldiği için birinci kitabı sonunda ki heyecana oranla biraz hayalkırıklığına uğradığımı söyleyebilirim.Tahmin edilebilir bir olay örgüsü içiden devam ederken kitap sonlara doğru yine heyecanlanmaya başladı ve açıkçası tam bir final havasında mutlu sonla bitti. Bence seri biraz daha uzatılabilirdi ki aslında okuyucu potansiyelini de düşünürsek oldukça yüksek ihtimal veridiğim bir şeydi bu benim.Ama sanmıyorum ki devam edebilsin ... Yazar öyle bir şekilde final yaptı ki kitabın sonunda kitabın devam edebileceğine dair bütün umutlarım söndü. Bence filmi de olması gereken ve bir çok hayran kitlesine ulaşabileceğini düşündüğüm bir seri oldu.
Devrimin Kızı
Devrimin KızıAmy Engel · Yabancı Yayınları · 20152,375 okunma
320 syf.
5/10 puan verdi
ürkan Şoray ile yüzyüze yapılmış bir söyleşi diyebiliriz.Çok fazla özel hayata girilmemiş daha çok sinema yüzü ve kendi kişiliği hakkında konuşulmuş.Kitabın ilerleyen bölümlerinde Selim İleri ve Safa Ünal'da Türkan Şoray'ı ağzından anlatıyor. Yazarımız Feridun Andaç benim Arka Kapak dergisi ile tanıdığım bir yazardı kendisi...Bu tarz "dosya" hazırlama da oldukça yetenekli bir kalem diyebilirim. Bu arada kitap resimlerle de süslendiği için oldukça kolay okunuyor.
Türkan Şoray ile Yüz Yüze
Türkan Şoray ile Yüz YüzeFeridun Andaç · Dharma Yayınları · 201026 okunma
222 syf.
3/10 puan verdi
Uzun zamandır elimde adete sürünen bir kitap oldu kendisi.Çünkü bir türlü okumayı beceremedim. Çünkü kitap hiç akıp giden bir kitap değil maalesef ! İlk defa Sabahattin Ali kitabında skıldım offladım puffladım ! Osmanlıca sözcükler pek fazla olduğu için kitabın akıcılığı sekteye uğramış maalesef.Ayrıca benim kitap hakkında ki beklentim çok farklı yönlerdeydi açıkçası. Ben sanıyordum ki böyle daha çok Efelikle ilgili falan bir şey.Mekanlar yine Balıkesir-Aydın-İzmir olunca insan böyle düşünüyor tabi bilmiyorum ya da benin kuruntum :) Ama tamamen bir aile drama bir aşk kitabı diyebiliriz.Aslında aşkta yok tam anlamıyla içinde.Ben böyle saçma bir aşkta görmedim arkadaş ! Karakterler desen ayrı felaket hepsine ayrı ayrı uyuz oldum ! Hiç mi sevimli göze gönle yaraşır bir karakter olmaz canım aaa ! Kısaca konusuna gelecek olursak ; Balıkesir-Edremit'in köylerinin birinde geçen bir hikaye diyebiliriz.Başrolde bir şeye balta olamamış Yusuf 15 yaşındaki Muazzez adlı bir kızı sever kız da bunu sever ama cadı annesi kızı bu Yusuf'a vermek istemez fukaralık çekmesin diye kötü adamın birine vermek ister.Ama aşıklar kaçıp evlenip mutlu olalım derken hiçte umdukları gibi olmaz.Kızın babası ölünce annesini de yanına alırlar ve cadı kaynana güya kızını sefaletten kurtarıcam diye elalemin heriflerini eve toplayıp toplayıp içki alemleri yapar.Mal Yusuf 'ta ölümüne boynuzlandığı halde hiç bir halt yapmaz ama en sonunda basar gözleriyle görünce artık bir şeyleri kendisine bir dellenme gelir ve ortalığı yakar yıkar kızıda alır başka yerlere kaçmak ister kızda o hengamede yaralanır ve en sonunda ölür !
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021175bin okunma
352 syf.
8/10 puan verdi
Distopya ve Bilim-Kurgu-Fantastik filmleri ve kitaplara sarmış durumdayım şu sıra elbette biliyorsunuz.Çok merak ettiğim serilerden biri de Telepati serisiydi aslında benim ama kaç zamandır denk gelip alamadıydım ki artık kütüphaneler çok gelişti canıımmm...Artık öyle sadece klasik eserler olmuyor bu tür popüler kitapları da görmek mümkün hale gelince hemen balıklama atladım tabi ki kitaba. Açıkçası ben distopik bir seri sanarken aslında daha çok Bilim-Kurgu tadında bir serinin ilk kitabı diyebiliriz Telepati için.Paralel evrenler,zamanların ve boyutların birbirine karışması tabi bir de 3.gözden 2 karakterin hayatını anlatması kitabın kurgusunu ve anlamayı biraz zor hale getirmiş diyebilirim.Kitap ilerledikçe olaylar geliştikçe kafam patlayacak gibi hissetmeye başladım resmen.Allah'tan akıp giden bir kitaptı,okunması oldukça kolay olduğu için 3-4 günde bitirdim.Ama açıkçası serinin devamını çokta merak etmiyorum dünyanın sonu gibi bir şeylerde var ama ne alaka o tarafınıda pek anlamadım ilk kitaba göre bence vasat bir kitap olmuş diyebilirim.En azından beim beklentilerimin altındaydı. Ayrıca yazan bir erkek ve orta yetişkin olmasına rağmen çeviren mi öyle çevirmiş yoksa yazar mı böyle yazmış bilmiyorum ama ergen ergen aşk dizeleri falan vardı ve bu benim hiç hoşuma gitmedi 16 yaşında birinin kitabını okuyor gibi hissettirdi resmen."Bu bir rüyaysa uyanmak istemiyorum ah Tanrım." falan nidir yahu ? Şimdi bayalazammm ...
Telepati
TelepatiLeonardo Patrignani · Pegasus Yayınları · 20143,199 okunma
Reklam
112 syf.
6/10 puan verdi
Bu sene yine çok meşhur olan ve çok satan bir kitap oldu aslında,ben de ne anlatıyor acaba diyerekten acayip merak ettim ve hemen kütüphane görünce aldım elbette.Zaten okunması çok kolay 100 sayfa anca olan bir kitap.Ayrıca kitap Nobel ödüllü olunca insan okumaya ayrı bir heyecan duyuyor ama bir kez daha anladım ki Türklere cidden bok atan kitaplar Nobel almayı başarıyor.Nerde Nobel almış kitap görsem mutlaka içinde bir yerde ya müslümanlığa ya da Türklere diss atıyor bunların Türklerle alıp veremediği nedir ANLAMIYORUM Kİ ! Neyse efenim yine milliyetçi damarım tuttu ama okurken ayrı bir gıcık oldum.Çünkü Marquez aslında yaşadığı,şahit olduğu olayları ve o dönemin Kolombiyasını anlatıyor.Ve bu dönemde her türlü pisliği görmek mümkün.Cinayet,fuhuş,aldatma,kokain...Aklınıza artık ne geliyorsa.Yani böyle bir ortamı anlatıp Türkler böle şöle deyip atıp tutmak çok iğrelti olmuş yani siz önce kendi pisliğinize bakın be ! Neyse yine konuyu saptırdım farkındayım ama maalesef bunlar kitabı okurken ki duygularım arkadaşlar.Kitap sonunu bildiğimiz bir cinayeti ve dönem zihniyetini anlatıyor diyebiliriz.Aslında bu cinayette bir namus davası aslında bizim Doğu hikayelerine pek benziyor ama daha çok pembe dizi kıvamında diyebilirim.Öyle ahım şahım bir kitapta sayılmaz açıkçası ama Marquez'in kalemi ve bakış açısı oldukça iyi diyebilirim.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178,1bin okunma
127 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Woolf'u uzun zamandır bloglarda görüyor merak ediyor alıp okumak istiyordum.Bana okumak için kısmet olan kitabı da aslında daha çok bir deneme türünde olan Kendine Ait Bir Oda oldu.Eleştiri,deneme bir iç dökme dahi diyebiliriz bu kitap için.Ağırlıklı olarak "kadın" konusunda dikkat çeken bir kitap elbette.Yazarımız feminist bir kadın diyebilirim.Ama femisins olmayı oldukça düzgün algılayan ve bunu savunan bir yazar : "erkekler ölsün yaşasın kadınlar" demek değil elbette feminizim ! Tabi ki 1920 li yıllardan bahsediyoruz.O dönemde de hala bu dönemde de maalesef kadın hep 2.planda ve erkek egemenliğinin altında ezilmekte.Hele de bizim ülke... Kadına adet gördüğü için "kirli" diyen,sonra "hamileler yolda dolaşmasın cinselliği çağrıştıyor" diyenlerle aynı ülkede yaşıyoruz maalesef. Oysa o zamanıda bu zamanı da "kadının" dünyadaki yerinide öyle güzel anlatmış ki Woolf.Sadece kalemi bir kadın gibi ... Estetik,süslü ve ağdalı ... Bir kadını herkesin anlayamayacağı gibi Woolf'un kalemini de herkes anlayamaz maalesef.Edebiyatta da "kadın" ne demek bunu da çok güzel anlatıyor Woolf daha doğrusu anlatıyor demek biraz narin kaçar bildiğiniz iğne batırıyor,nazikçe asaletini bozmadan laf sokuşturuyor... "Edebiyatta genelde erkekler bir kadını anlatıp dururken neden bir kadın bir erkeği anlatmıyor?" Sahi neden bu kadar az ? Oysa aşkı sadece erkekler hissetmiyor ki ...
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İletişim Kitabevi · 202138,1bin okunma
208 syf.
6/10 puan verdi
Distopyanın atalarından sayılan Fahrenheit'i de elbette çok merak ediyordum.Bi kere İthaki'nin çıkardığı en akılcı ve über zekici olan bir kapak tasarımı var.1 yazısının olduğu yerde - orijinal kapak tasarımında ben kitabı kütüphaneden okudum ama bu bilgiyi vermesem ölürdüm - gerçek bir kibrit ve kitabı yan tuttuğunuzda da kibriti ateşleyecek bir kağıt düzeni görüyorsunuz ki Fahreheit 451 kitapların yanma derecesi oluyormuş.Zaten kitap bunun üstüne kurulu diyebiliriz. Aslına bakarsanız tam bir distopya sayılamaz çünkü distopyalarda tam bir yeni düzen anlatılır para birimine kadar ... Ama burada sadece 1 karakter ve onun başından geçenler ve sadece kitapların yakılması söz konusu var.Kitap okumak ,düşünmek yasak bu ülkede.İtfaiyiciler eskiden yangın söndürürken şimdi yangın başlatmakla görevliler.Montag'ta bu itfaiyiclerden biri ve bir gün bir genç kız ile tanışmasıyla kendini,hayatını,evliliğini ve bu düzeni sorgulaması üzerine isyan başlatmasını ve bir İncil'i yakmayıp kaçırmasıyla ve yüksek sesle okumasını konu ediniyor.Dediğim gibi kitap biraz kurgu açısından eksik kalmış keşke Montag'a daha neler olduğunu ve dönem zihniyetinin nasıl olduğunu yansıtabilseydi kitap zaten hikaye tadında kısacık hemen okunan bir kitap ...
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,7bin okunma
384 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
O nasıl bir sondur öyle ! Okurken sanıyorsun ki adamın tanıdığı yakından bildiği biri çıkacak yazar bizi aklınca ters köşeye getirecek falan.Malum artık filmlerden falan alıştık baya baya prosu olduk bu işlerin. Amaaa yine bir mindfucka uğradım über güzel bitti sonu ... Başları her polisiye gibi biraz sıkıcı ama meraktan okuyor insan ne olacak ne olacak kim çıkacak acaba derken bakıyorsunuz hoop 2 günde bitmiş 350 sayfalık kitap. Ayrıca konusuda benim bu zamana kadar okuduklarımın ve izlediğim filmler içinde en orijinal olanaydı diyebilirim.Normalde hep kadın karakterin peşinde sapık bir erkek katil bulunurken bu sefer ki kadın psiko , spoiler vermek istemiyorum ama sonu ah be sonu ... Kısaca konusuna gelicek olursak , zaten yazarımızda psikiyatrist olduğu için oldukça makul bir konuda yazmış diyebilirim ,bir psikiyatrist adama isimsiz güller ve aşk mektupları gelmeye başlar ve olaylar başlar ...
Oyunbaz
OyunbazWulf Dorn · Pegasus Yayınları · 20164,644 okunma
421 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitapta mahşallah yok yok arkadaşlar.Yazarımız kitabı yazarken nelerden etkilenmemiş ki ... Ama en çok etkilendiği 3 şey ise : Cinderella masalı,Star Wars ve Sailor Moon elbette. Bildiğimiz Cinderella masalının temelinde kurulan bir hikaye aslında.Ama kitapta sayborglar,robotlar,androidler ve ay insanları,savaşçıcları,kraliçesi falan var.4.dünya savaşından sonra dünya kendi içinde ayrılmış ama dünyadan başka ayda da bir yaşam var.Ama ayda büyüde var tabiki de.Masal olur da büyü olmaz mı hiç ! Elbette Dünya'yı yöneten yakışıklı bir prensimiz,sayborg olan bir Cinder'imiz onun üvey annesi ve kardeşler var.Ha bu arada elbette Dünya'yı saran bir veba salgını da var ! Dediğim gibi kitapta yok yok ! Distopya'yı da geçti bu Fantastik hatta Bilim-Kurgu'da diyebiliriz bu kitap için. Kitap ilk 100 sayfasında pek ilerlemiyor maalesef.Ben 3 günde bitirecebileceğim bir kitabı yaklaşır 1 haftadan fazla bir süredir okuyorum.Çünkü çok sıkıldığım ve akmayan yerleri oldu.Ama son 100 sayfası da oldukça akıcıydı ,olaylar arttıkça merakımda arttı ve dün nihayetinde bitirdim kitabı. Serinin devam kitaplarını alır mıyım bilemiyorum eğer denk gelirsem uygun bir fiyata neden olmasın?
Cinder
CinderMarissa Meyer · Artemis Yayınları · 20235,9bin okunma
38 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.