Biliyorum; biliyorum Allah'ım. Beni korudun o yüzden uzak tuttun kurduğum hülyadan. Biliyorum, sadece bazen kalbime söz geçiremiyorum. ne olur ona ,senin verdiğine de vermediğine de razı olacak bir teslimiyet ver.❤️🩹💔
İhtiyaçla isteği karıştırmamak lazım. Yani zaten sınır budur. Nefsin isteğini verme, ihtiyacını ver. İhtiyaç ne kadardır? Üremeye yetecek, yaşamaya yetecek, sıhhatinin devamını sağlayacak miktar... Elbette böyle bir kesin çizgiden söz etmek mümkün değil ama insan da şuurlu bir mahluk canım, surlu bir yaratık, artık o kadarını herkes düşünsün. Zaten düşünceden mahrum olduğu zaman insan, acayip bir şey oluyor. Kendini zehirliyor, bu bir hastalık haline geliyor. İçin kötü yani bu hastalık Bir de bulaşıcı; etrafa sirayet ediyor, insan etrafa da mutsuzluk saçan bir şey haline geliyor. O yüzden insanın; yaratılış gayesine uygun, dünyaya uğramamak adına uygun o şeyi gecikmeden bulması icap ediyor. Onu harcanan mesai ne kadar olsa değer.
Biliyorum; biliyorum Allah'ım. Beni korudun o yüzden uzak tuttun kurduğum hülyadan. Biliyorum, sadece bazen kalbime söz geçiremiyorum. ne olur ona ,senin verdiğine de vermediğine de razı olacak bir teslimiyet ver.
- Sen hiddetle her şeyi berbat edeceksin, bütün ailenin saadeti çılgıncasına bir öfke uğruna mahvolacak. Bana biraz soğukkanlı davranacağına söz ver, bir çare düşünelim... dedi.
Sayfa 206 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor
Kitabın ilk yarısı ölüm gibiydi. Asla ilerlemiyordu ve birçok kez yarım bırakmayı düşündüm ama yine de devam ettim. İkinci yarıya geldiğimde bu boğucu anlatım daha akıcı, yaşananlar daha aksiyonlu olmaya başladı. Kitabı 2 saatte okuduysam bunun 1.5 saati ilk yarısına yarım saati de son yarısına ait.
Jules Verne'in yazım dilinde bence hep aynı sorun söz konusu. İşlediği konunun bilimsel kısmına çok fazla ver veriyor ve bu konuda ciddi anlamda betimlemeye boğuyor insanı. Olaya ancak kitabın yarısında girebiliyoruz. Zaten hep kitaplarını ikinci yarısından sonra daha çok seviyorum ama keşke başları böyle boğucu olmasa. Belki de sorun bendedir bilemiyorum ama okuması çok zor geliyor.
Önerir miyim? Eğer denizcilik, korsanlar vs gibi temaları seviyorsanız bu kitabı da seversiniz.
Julia, ona doğru kıvırta kıvırta yürürken Clay'in göğsünden bir hırıltı yükseldi. Onun mükemmel be- deni; Clay'in hiçbir zaman bıkmayacağı bir şeydi. Julia durdu, ellerini onun omuzlarına koydu ve göğüsleri Clay'in yüzüne değene kadar eğildi. Bir sıcaklık tüm bedenine yayıldı ve Clay, ona ulaşmaya çalıştı, ona dokunmaya can
Aklına yeni bir şey geldikçe başarı hikayene ekle. Onunla ilgilen. • Başarı hikayenle ne kadar çok vakit geçirirsen, ba
şarılı insanın rezonans alanı o kadar büyür. Bu başarılı insan, sensin! Demek ki geçmişimiz onu nasıl yorumladığımıza bağlı olarak değiştirilebiliyor. Ve geçmişimize bakış
açımız, geleceğimizi oluşturuyor. Bu bilgiden nasıl faydalanacağımız bizim karar verme becerimize kalmıştır. • Hemen şu anda, yepyeni bir rezonans alanı oluşturmaya söz ver. • Bu güç senin içinde var. Hep vardı. Belki şimdiye kadar uyuyor ve senin onu uyandırmam bek
liyordu.
İnan ki biliyorum.Zor...
Sanki yarin hiç doğmayacak,sanki bugün en zor günün olacak.Sana söz,atlatacaksın.Acın geçecek.Hepsi geçer.Eyer zaman tanır,izin verirsen geçmesine o zaman izin ver geçsin.Yavaş- yavaş tutulmamış bir söz gibi unut gitsin...