Dünyada sizden, yani bütün erkeklerden niçin bu kadar çok nefret ediyorum biliyor musunuz? Sırf böyle en tabii haklarıymış gibi insandan birçok şeyler istedikleri için... Beni yanlış anlamayın, bu taleplerin muhakkak söz haline gelmesi şart değil... Erkeklerin öyle bir bakışları, öyle bir gülüşleri, ellerini kaldırışları hülasa kadınlara öyle bir muamele edişleri var ki... Kendilerine ne kadar fazla ve ne kadar aptalca güvendiklerini fark etmemek için kör olmak lazım. Herhangi bir şekilde talepleri reddedildiği zaman düştükleri şaşkınlığı görmek, küstahça gururlarını anlamak için kâfidir. Kendilerini daima bir avcı, bizi zavallı birer av olarak düşünmekten asla vazgeçmiyorlar. Bizim vazifemiz sadece tabi olmak, itaat etmek, istenilen şeyleri vermek... Biz isteyemeyiz, kendiliğimizden bir şey vermeyiz... Ben bu ahmakça ve küstahça erkek gururundan tiksiniyorum. Anlıyor musun?
Benlik egoya der ki: "Zevk hisset!" Bunun üzerine sevinir ve bazen nasıl sevinebileceğini düşünür - ve tam da bu amaçla düşünmek GEREKLİDİR Bedeni küçümseyenlere bir söz söyleyeceğim. Nefret etmeleri, saygılarından kaynaklanmaktadır. Saygınlığı ve küçümsemeyi, değeri ve iradeyi yaratan nedir? Yaratan Benlik, kendine değer vermek ve hor görmek için yarattı, kendisi için sevinç ve keder yarattı. Yaratan beden kendi için yaratılmış ruh, iradesinin eli olarak, Deliliğinizde ve hor görmenizde bile, her biriniz Benliğinize hizmet ediyorsunuz, bedeni hor görenler. Size söylüyorum, Benliğiniz ölmek istiyor ve hayattan yüz çeviriyor Benliğiniz artık en çok arzu ettiği şeyi yapamıyor:—kendinin ötesinde yaratın. En çok istediği budur; tüm coşkusu bu...
Reklam
~ Sen hiç doğduğun topraklar yüzünden terörist olmakla suçlandın mı? Ana dilini konuşmak istediğin için hapis yattın mı? Anne babanın sana vermek istediği isim yasak olduğu için değiştirildi mi hiç? Senin memleketin sürgünü oldu mu bir başkasının? Ülkeni gerçekten seviyor olmana rağmen vatan haini ilan edildin mi? / 33 ~ Kendinizi kendi
Müptela YayınlarıKitabı okudu
"Bir ulus, varlığı ve bağımsızlığı için düşünülebilen girişimleri ve fedakarlığı yaptıktan sonra, başarılı olur. Ya başarılı olamazsa demek, o ulusun ölmüş olduğuna karar vermek demektir. Dolayısıyla ulus yaşadıkça ve özveriyle girişimlerini sürdürdükçe başarısızlık söz konusu olamaz. "
Sayfa 116Kitabı okudu
57 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
"İnsanlar dokunmaya ihtiyaç duyarlar ve her düzlemde duyarlar bu ihtiyacı: bedensel olarak, ruhsal olarak, zihinsel olarak ve pekala metafizik olarak da. Ancak bu şekilde çıkabilirler Ben'lerinin hapishanesinden." diyor Schmid. Bu sondaki "Ben'in hapishanesinden çıkmak" ifadesini önemli buluyorum. Neden peki? Bugün
Dokunmanın Gücü Üzerine
Dokunmanın Gücü ÜzerineWilhelm Schmid · İletişim Yayınları · 2020706 okunma
SON DANS -1 O eve hiç gitmek istemiyordum. Yine de ayaklarım sürüklüyordu beni. Yol boyunca öylesine değişik duygularla yürüdüm ki. Sanki bir şey olsun, bir şey olsun da beni yolumdan alıkoysun istedim. Zaten bir süredir kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Yorgunum. Hiçbir yere sığamıyorum. Bir boşluktayım sanki. Boğulduğumu, nefes alamadığımı
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.