“Bir daha asla geri gelmeyecek altın değerindeki zamanı niye kaybediyor? Seviyorum dese, sözcüklerle ifade etse; elimi eline alsa, başını elime doğru eğse ve seviyorum dese.”
Sayfa 31 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Kimdi o kedi, zamanın eşyayı örseleyen korkusunda eğerek kuşları yemlerine, bana ve suçlarıma dolanan? Gök kaçınca üzerimizden ve yıldız dengi çözüldüğünde neydi yaklaşan
Reklam
Bir adamın bütün sözcüklerle çığlığa döndüğünü duyuyorum. Uyanıyorum bir düş daha eksilmiş kafamda.
Sayfa 283Kitabı okudu
Sözcüklerle ifade edemediği bir yorgunluk hissi hızla vücuduna yayılıyordu.
Sayfa 110 - Turkuvaz Kitap Birinci Baskı Ekim 2020Kitabı okuyor
#alıntı
Aklı batıda, kalbi doğuda yaşama şizofrenisinin parçaladığı ruhların bunalımını, özgüven eksikliğini, yabancı sözcüklerle, yabancı tüketim malarıyla örtmeye çalıştıkları tedirgin kişiliklerini olduğundan farklı görünme çabalarını. Sanki gözlerim birden açılmışçasına göstermişti Hüseyin bana.
Kısaca ve basit sözcüklerle, insanın kendisi olması her şeyden daha önemlidir derken buluyorum kendimi.
Sayfa 119 - Kırmızı KediKitabı okudu
Reklam
"... Duygularımızı sözcüklere dökeriz, acımızı, sevincimizi, aslında dile getirilebilmeleri imkânsız olan tüm bu coşkularımızı sözle, sözcüklerle dillendirmeye çalışırız. Romeo, Juliet'e ne güzel sözler söylemişti, ne yoğun, güçlü, ışıltılı sözler! Yine de göğüs kafesinden fırlamak üzere olan yüreğindeki duyguların -soluğunu kesen ve Juliet'e hissettiği aşk dışında her şeyi unutturan o yoğun duyguların- yarısını olsun dile getirebilmiş miydi Romeo?
Sözcüklerle anlatılamayacak bu durum dört ay sürdü. Eh, dört ay, yazması kolay: Altı üstü birkaç harf! Söylemesi de kolay: dört ay, iki hece! Çeyrek saniye içinde dudaklar böyle bir sesi çabucak uyduruvermiş: dört ay! Ama boşlukta, zamansızlıkta geçen bir dört ayın ne kadar sürdüğünü hiç kimse ne bir başkasına, ne de kendine anlatamaz, ölçemez, gözünde canlandıramaz; insanın çevresindeki bu hep aynı hiçliğin, bu hep aynı masa, yatak, leğen ve duvar kâğıdının ve hep aynı suskunluğun, insana bakmadan yemeğini içeri iten hep aynı gardiyanın, insanı çıldırtana kadar boşlukta dönüp duran hep aynı düşüncelerin insanı nasıl yiyip bitirdiğini ve yıktığını kimse kimseye anlatamaz.
Gördüm ki insan yalnızlığın ağır perdesi altında sözcüklerle derin ve duygu dolu bir dostluk kurabilir.
Sayfa 54 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Benim de sözlerimle seni kırdığım çok oldu, ama sonrasında bunu daima anlardım, canım acırdı, ancak kendime hakim olamaz, sözcüklerin ağzımdan çıkmasını engelleyemezdim, onları daha söylerken pişman olurdum. Ama sen sözcüklerle kolayca hücuma geçerdin, ne söylerken ne de sonrasında birilerine acırdın, insan senin karşında tümüyle savunmasız kalırdı.
Reklam
Ana-Baba ve Çocuk
Birçok ana-baba, çocuklarını ne denli sevdiklerini sık sık dile getirirler. Ancak, çocuğun sevgi ihtiyacı sözcüklerle karşılanmaz. Bir insanı sevmek, onun gerçeklerini anlamaya çalışmayı da içerir.
Dünyayı sözcüklerle tutsak ettik. Biz de kendi sözcüklerimizin tutsağı olduk.
"Son kitabını okudunuz mu?" diyor. Kimin son kitabını diye sormuyorum tabii. "Hayır" diyorum. "Okumalısınız" diyor. "Şu sırada bana verdiğiniz Golem'i okuyorum" diyorum. "Nasıl buldunuz?" diyor. "Korkunç" diyorum. "Doğru, diyor. Haklısınız, korkunçtur. Ama (Beckett'e bakarak sürdürüyor konuşmasını) onunkiler de korkunç. Cümleler bitti, artık sözcüklerle boğuşuyor." "Sonra da hecelerle boğuşacak, diyorum. Tabii ömrü vefa ederse."
Yalnızca ruhlarımız idrak edebilir zarafeti ve onunla yaşayıp gelişebilir. Kafalarımızı kurcalar; sözcüklerle tarif edemeyiz; o gözlerimizin göremediği, hem bakan kişinin hem de bakılan kişinin derinliklerinden çıkıp bir çiçeğe renk ve ıtır veren hayat gibi mukaddes ruhların en mukaddesinden yayılan ve bedeni nurla kaplayan bir ışıktır o
69
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.