Yatakta, uyuklayan Tereza’nın yanında bir o yana bir bu yana dönüp dururken, onun önemsiz bir konuşma sırasında söylediği bir şeyi hatırladı. Tomas’ın arkadaşı Z.’den sözederlerken şöyle demişti Tereza: “Sana rastlamasaydım, hiç kuşku yok ona aşık olurdum.”
O zaman bile bu sözler Tomas’a garip bir melankoli duygusu vermişti; Tereza’nın, arkadaşı Z.’yi değil de kendisini sevmiş olmasının sadece şans eseri olduğunu şimdi iyice anlıyordu. Tomas’a duyduğu, birleşmeyle sonuçlanan aşkın dışında, olasılıklar düzleminde, öteki erkeklere yönelik sonsuz sayıda birleşmeye dönüşmemiş aşk vardı.
"Bir insana olduğu gibi davranırsanız, olduğu gibi kalır. Bir insana olabileceği, olması gerektiği gibi davranırsanız, olabileceği ve olması gerektiği gibi olur."
''Öyle tatlı sözler ettin ki, kandım onlara; güvendim soyuna, sahip olduğun unvanlarına; inandım gözyaşlarına- rol yapmak böyle mi öğreniliyor yoksa?''