“Sonra söyleyecek başka kelimeler de aradım, kendimi olduğum gibi ortaya koymama yarayacak sözler, ama düşündükçe anlıyordum sanki: Kelimeler, üstümüzdeki örtüleri kaldırmıyor, daha da gizliyordu bizleri.”
"Başka kimsenin sana öğrettiklerimi öğrenecek sabrı yok. Hatırlamak yalnızca bize kaldı. Yıllarca bir çırak aradım ve dünyanın gerçeklerini bir tek sen anladın." Rin bu sözler karşısında hayal kırıklığına boğuldu; kendi adına değil, imparatorluk adına. İnsanların bir zamanlar tanrılarla özgürce konuştuğu ama artık bunu kaybettiği bir dünyada yaşadığını bilmek zordu. Bir ülke onlara hayal bile edemeyecekleri güçler verebilecek tanrıların varlığını nasıl unutabilirdi? Kolayca, işte böyle.
Sayfa 179 - Rin-JiangKitabı okudu
Reklam
Yürekten söylenen sözler hayat uktesi taşıyan tohumlar gibidir, ruhlarda yeşerir.
Bütün bunlara rağmen içimde yenemediğim bir çekingenlik vardı. Ona bir türlü açılamıyor, tam konuşmak istediğim zaman ağzımdan bambaşka sözler çıkıveriyordu. Böylece bocalayıp du­ruyor ve kendi kendime de kızıyordum. Nihayet bu bocalamalardan kurtulmak için kendime göre akıllı ve bence şerefli bir yol aradım.
Her ikimize avuntu verecek sözler aradım,bulamadım,cılız birkaç teselli havada kaldı, düştü. O an ayrılık denen illetin,epeyce bir zamandır etrafımı sessizce kuşattığını ve benim bundan habersiz olduğumu anladım.
Her ikimize avuntu verecek sözler aradım, bulamadım, cılız birkaç teselli havada kaldı, düştü.
Reklam
67 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.