Şemseddin Sami Şemseddin Sami 1850-1904 yılları arasında yaşamış, 54 yaşında İstanbul'da vefat etmiştir. Ali Sami Yen'in babasıdır. İlk Türkçe roman olan Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat'ı 1872 yılında yazmıştır. Bu romanın dışında sözlük ve ansiklopedi yazan çok yönlü Arnavut asıllı bir Osmanlı aydınıdır. Kitabın konusunda bolca dram vardır. Türkçe roman kültürümüzün hangi aşamalardan geçtiğini görmek için okunmalıdır.
Merhabalar. Ayın bir diğer okuduğum kitabı Azra Erhat'ın titizlikle hazırlamış olduğu Mitoloji Sözlüğü oldu.
İlyada ve Odysseia ile birlikte eş zamanlı okumayı tercih ettim. 2 ay 22 günlük bir okuma sürecim oldu.
İlk defa bir sözlüğü okurken çok keyif aldım. Bunun sebebi de aslında tüm tanımların bir ufak kıssa, destan niteliğinde olmasıydı. Merakla ve ilgimi kaybetmeden okumamı sağladı.
Henüz mitolojiye giriş yapamamış olanların bile tek başına okuyabileceği Ezra Erhat'ın muazzam sunumuyla rahatlıkla okuyabilirsiniz.
Hasan Ali Yücel Klasiklerinin en başta gelen ve en önemli çevirmeni Azra Erhat, Önsöz'ü de ayrıca detaylı bir şekilde bilgilerle donatılmış, anlatımı kuvvetlendirmiştir. Pek çok yerin altını çizdiğim dolu dolu bir okumaydı.
Tanıtılan karakterler, kaynak gösterilerek ilerler hep. Son sayfalarda soy ağaçları ve haritalarla da desteklenmiştir.
2.kısım
Anlam sorunu
Hayatın anlamı nedir?" sorusu neredeyse her sözcüğü so- runsal olan ender sorulardan biridir. Bu, son sözcük için de ge- çerlidir, çünkü dünya genelinde dini inancı olan sayısız insan için hayatın anlamı bir "ne?" değil, "kim?" sorusudur. Kendini işine adamış bir Nazi, Adolf Hitler'in
Doğru kelimesinin TDK sözlüğe göre 10 farklı anlamı vardır.
Doğru kelimesinin kökeni Türkçe dilidir.
Doğru TDK sözlük anlamı şu şekildedir:
1.sıfat Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü 2.değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı
3.Gerçek, yalan olmayan
4.Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun
5.isim Gerçek, hakikat
6.isim,matematik İki nokta arasındaki en kısa çizgi
7.zarf Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde
8.zarf Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca
9.zarf Yakın, yakınlarında
10.edat Karşı yönünce
11.mecaz Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst
Şaşırtıcı bir biçimde, mağlup etmek (defeat) fiili, İngilizcede ilk kez 16. yüzyılda bozmak (unmake), yaptığını geri almak (undo) ya da yıkmak (destroy) anlamında kullanılmaya başlandı. Sözcüğün askeri mağlubiyet anlamına gelen ilk kullanımı ise 1562 yılına tekabül etmektedir. Oxford İngilizce Sözlük askeri mağlubiyet anlamını bu cümleyle örneklendirir: "J. Shute Combine's Turk. Wars: Beyazıt'ın ordusu mağlup edildi ve Timurlenk tarafından ele geçirildi."
Oxford İngilizce Sözlük, sıkılmak fiilini 1750 yılından sonra ortaya çıkan (1755'te derlenen Johnson Sözlüğü'nde bu fiil bulunmamaktadır) psikolojik bir tanım olarak verir. Sözlüğün delmek anlamına gelen bore kelimesi ve Fransızca dolgu maddesi anlamına gelen bourre kelimesiyle bağlantı kurma çabalarına dikkat çekmesine ve bunları yalanlamasına rağmen, bu kelimenin açık bir etimolojisi yoktur. Bu terimin yazılı olarak ilk ortaya çıkışı 1768 yılında Earl Carlisle'in özel bir mektubun da şunları söylemesiyle olur: "Fransızların sıktığı Newmarketli arkadaş lar." 1778 yılında "sıkan şey" anlamına gelen sıkılmak; 1812 yılında "sıkan bir insan" anlamına gelen can sıkıntısı (aslında bu kelime 18. yüzyıl da bu anlamda birçok kere kullanılmıştır); 1864'te de isim halinde can sıkıntısının ortaya çıkması.
Bu yazımda özelde sevmek üzerine, genelde sevgi üzerine konuşmak istiyorum. Sevmenin gücünü ve gerekliliğini dilim döndüğünce sizlere, bizlere gösterişsiz anlatmak istiyorum. Doğal bir şekilde sevgi etrafında gidip geleceğim. Bendeki sevginin karşılığını, sevginin izdüşümünü, sevginin etkisini ortaya dökme uğraşında olacağım. Mevzu gereği yazı