Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

kübra

Bir Kucak Çiçek
Savaşı ilk görenlerin içlerine bir ürküntü, biraz da korku gelir. Ancak insan döver de konuşamaz sanmamalı. Hem korkar hem de dövüşür. "El arı, düşman gayreti" vardır. Düşmanı haksız bulup ona kızmak vardır. Yurt vardır. Yurdun içinde Bedriye vardır. O, elinin ateşi daha avucunun içinde duran, o saçının lüleciği kaşının ucuna düşen güzel kız vardır. Bunlar adamı ateşe saldırtabilirler. Korkanlar değil de gönüllerinde hiçbir sevgi olmayanlar savaşamazlar.
Reklam
Bir kez sevmiş olan ve hala sevmeye devam eden insan, kendini sevmeye uygun hale getirmenin ne kadar zor olduğunu, nasıl uzun sürdüğünü bilir.
Sayfa 122Kitabı okudu
Kimse beni suçlamadığı için kendimi ayrıcalıklı hissediyorum. Kimsenin kendi suçunu açıkça ortaya dökmek zorunda olmaması ne harika bir şey. Öte yandan insanın suçunu her gün kendi içinde görmek zorunda kalması ne korkunç.
Sayfa 100Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ben ki her akşam yatağımda Onu düşünüyorum, Onu sevdiğim müddetçe Yatağımı da seveceğim.
Sayfa 207Kitabı okudu
İnsanın, tek başına olduğu ve hiç kimseyle konuşamadığı zaman bir şeye inanması çok zordur. İşte tam da o dönemde, Drogo, insanların her zaman birbirlerinden uzakta olduklarını fark etti, birisi acı çektiğinde, acısı sadece kendine ait oluyor, hiç kimse o acıyı birazcık olsun dindiremiyordu; bir insan acı çektiğinde, duydukları sevgi ne denli büyük olursa olsun, diğerlerinin bu yüzden acı çekmediklerini ve yaşamdaki yalnızlığı işte bu durumun oluşturduğunu fark etti.
Sayfa 193Kitabı okudu
Reklam
İnsanlar tarafından sevilecek niteliklere sahip olup da gururlanabildiği sürece, yaşamak için bir sebebi vardı ve dünya eğlenceliydi. Bu normal bir durum fakat artık insanlar tarafından "sevilecek nitelikleri" olmasa bile insanları "sevecek nitelikleri" sonsuza kadar geride kalacaktır. İnsanın gerçek alçakgönüllüğünün, sevmenin neşesini bilmek olduğuna inanıyorum.
Sayfa 164Kitabı okudu
Belki de önceki yaşamımda ürkütücü bir karmaydım ya da yaşanmaya değmeyen bir hayatım vardı. Belki de sefil bir şekilde ölmekten başka seçenek bırakmayan bir yıldızın altında doğmuşumdur.
İnsanlar ayrıldığında yabancılaşır. Bu mendil hala eskisi gibi kokuyor.
Durağan aşk diye bir şey yoktur: Erkekler zamanla ya daha fazla sever ya daha az.
Sayfa 334Kitabı okudu
Tam o anda ellerimi yere koyup ondan af dileyesim geldi. O esnada içimde uyanan bu istek o denli zayıf da değildi. Şayet K ile ikimiz ıssız bir çölün ortasında duruyor olsak, muhakkak ki vicdanımın emrine uyup oracıkta özür dilerdim. Oysa orada insanlar vardı. Bu yüzden vicdanıma gem vurulmuştu. Ve ne acıdır ki sonsuza dek bir daha serbest kalıp canlanmadı.
Sayfa 309Kitabı okudu
Reklam
Vaktiyle bir insanın önünde diz çöktüğün gerçeğinin hatırası, zamanla o insana tepeden bakmaya yöneltir kişiyi. Ben ileride senden böyle bir hakaret görmemek adına şu an gösterdiğin bu hürmeti reddediyorum. Halihazırdaki yalnızlığıma dayanmayı, sonradan çok daha ağır olacak yalnızlığıma dayanmaya tercih ediyorum. Özgürlük, bağımsızlık ve bencillikle dolu bu devirde doğmanın bedelini yalnızlıkla ödüyoruz.
Çalışacağım yazmaya, aklımda kalanları, olaylar zincirinden zihnimde kalanları yazmaya. Belki genel bir sonuca varırım, hayır, fakat içim rahat eder, inanabilirim kendim. Çünkü benim için hiç önemi yok, inanmış inanmamış başkaları. Lakin tek korkum: Yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan. Hayat tecrübelerimle şu yargıya vardım ki, başkalarıyla benim aramda korkunç bir uçurum var, anladım, elden geldiğince susmam gerek, elden geldiğince düşüncelerimi saklamalıyım. Ve şimdi yazmaya karar vermişsem, bunun tek nedeni, kendimi gölgeme tanıtmak isteğidir.
"Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki artık örneklerini yalnızca kitaplarda bulduğumuz bir dürüstlük biçimine bağlı kalmamıza olanak yok; dürüstlük söz konusu oldu mu elimiz kolumuz bağlanıveriyor, hangi yana yönelsek yolumuzu kesiyorlar: geçmek yasak! Öyleyse öncelikle ayakta kalmaya, ezilenlerden olmamaya çalışacaksın, başka seçeneğin yok, fazla fazla kötülüğü sonuna dek götürmemeye, başkasını nedensiz yere ezmemeye çalışabilirsin.” “Yani biz namuslu kişiler ne tümden dürüst olacağız, ne de tümden madrabaz.”
Bugün yargı ne özel, ne kamusal. Daha doğrusu, kimi zaman özel gibi görünüyor, kimi zaman kamusal. Ama daha çok özel. Her şey yönetimin, yönetimin bile değil, hükümetin başındaki adamın iki dudağı arasında. Yani kamusal görüntüsü altında özel, özelden de öte, bireysel.
Seni bekleyen yıkım uyuklamaz. "2.Petrus", 2:3
Sayfa 114Kitabı okudu
194 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.