gizem

Biz kötülükten kendi payımıza düşeni almış, sıramızı savmış, gazete sayfaları ve radyo dalgalarıyla evimize girmeye çalışan büyük kötülüğe hem kör hem sapır kalmış, kendi yangınımızın küllerinden doğmaya çalışıyorduk.
Reklam
Bir yandan şarkılar söyleyerek, arada kirpiğimizin ucuna kadar gelen gözyaşlarını komik bir şakayla çok uzaklara göndererek, o şakaya normalde hiç gülünmeyecek kadar çok gülerek, canla başla çalıştık.
Fırtına dinmiş, deniz bizi eski bir kıyıya vurmuştu. İkimiz de hala yaşıyorduk, sadece bir süre nefesimizi tutmamız gerekmişti.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bunun kararını da almadık işin tuhafı. Hayatın bin türlü meşgalesiyle boğuşurken, birbirimizi aramadığımız her gün bir öncekinin üzerine devrildi, nasılsa ararım diye önce haf- talar, sonra aylar geçti. Ne o geçerken uğradı, ne ben "Akşam yemeğe bekliyorum mutlaka" deyip bir tabak ekledim masaya. Doğum günleri, bayramlar, yılbaşları bir bir geçerken kimsenin kimseyi aramaması bir süre sonra garip gelmemeye başladı önce. Birbirimizin yörüngesinden öyle çıktık ki, arayıp sormanın büyük bir olaya dönüşeceği o hazin noktaya vardık en sonunda.
Annemle babamı alıp uçsuz bucaksız bir çöle koysak, zıt yönlerde yürüyeceklerine emindim. Tut ki karşılaştılar, birbirlerine adlarını bile sormaz, öylece geçip giderlerdi. Ama işte şimdi bir balkonda yan yana koymuştu hayata onları. Biri onları aynı öyküye yazmıştı.
Reklam
Reklam
1.111 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.