Bir şeyin sancısı var içimde, bir şeylerin ağrısı yasadıklarımın belki de yaşayacaklarıma olan korkularimin sancısı. Aglatmayan ama güldürmeyen ne geçiyor ne de yaşatıyor. Korkularımın, umutsuzlarımın , yalnızlarımın o dayanılmaz ağrısı içimi deliyor, deliyor ama geçmiyor,delip geçmiyor, nefes alamıyorum ,nefes aldırmıyor hicbirsey , hicbirsey inanmıyorum, hiç kimseye kalbim bu güvensizliğin altında eziliyor. Şimdi anlatamıyorum, anlamıyorsunuz ama bir gün aranızdan sessizce cekilecegim, anlayacaksınız.
Gece midir? insanı hüzünlendiren yoksa insan mıdır hüzünlenmek icin geceyi bekliyen..
Gece midir? seni bana düşündüren yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekliyen...
Hani diyor ya Özdemir Asaf ; “İmkansızlıkları yaşamak mıdır sevmek, Yoksa severken imkânsız mıdır yaşayabilmek. Zor mudur gözlerine bakarken sevgiyi görmek. Yoksa sevgi midir gözlerindeki tek gerçek ? Kolay mıdır bir anda vazgeçip gitmek, Yoksa gitmekten vazgeçip, sevmek mi gerek?”
İşte gerçek sevgi bir olmaktır vazgeçmemektir iyi günde kötü günde diyebilmektir .
Zaman sanki bir silindir gibi geçiyor üstümüzden işte insan bazen hayatındaki en kıymet verdiği kişiyi bile yeterince kıymet veremiyormuş ben bunu anladım
Sanki yıllardır görüşmemiş gibi
Sarıl bana her seferinde
Biraz daha kalabilir miyim
İzin verirsen yüreğinde
Beşinci mevsim diye bir şey olsa
Senle adaş olurdu kesin
Cennette çalınan şarkı
Adını fısıldayan sesim
Çok sonra anlayacaktım ki, maddi nesnelerden ve bazı önyargılardan kurtulmak "varolmak"doğru yapacağım o yürüyüşün gerekli ve vazgeçilmez bir adımıydı.