13 Kasım 1927 tarihli Trud'da (bir SSCB gazetesi) aşağıdaki beyanatı veren Sovyet sendikalarının büyük lideri Tomskiy değil miydi:
"Bizde de başka partiler var olabilir. Fakat burada bizi Batı'dan ayıran temel bir ilke devreye girer; muhtemelen şöyle bir durum ortaya çıkar: bir parti iktidardaysa, diğerlerinin tümü hapistedir."
Sayfa 21 - Doğan Kitap, 1. Baskı, Mart 2000
İmparatorluklar yok artık, iki blok var. Hâkim devletler, bir ülkenin adını taşımıyor. İsimleri baş harflerden ibaret: ABD, SSCB... Pençeleri birbirinin karnına geçmiş iki canavar. Bu azgın düşmanların en göze çarpan tarafı, benzerlikleri. Her iki blokun rejimi de kanlı bir ihtilalden doğdu. Birinci blok, Fransız İhtilali'nin çocuğu. Mecburi askerlik hizmetini kanunlaştıran o; topyekûn savaşa ilk hazırlık. İkinci blok kadınları da silâhlandırdı. Vasıtaları aynı: Şiddet. Kanunları aynı: Madde. Bu lânet zincirini ancak hakikat, adalet ve aşk kırabilir. Kapitalizmle komünizm Batı'nın iki çehresi... Biri kumarhane, öteki mahpes.
Sayfa 216
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünyadaki politik arenada hiçbir şey artık eskisi gibi değildir. Dünya artık iki kutupludur; yani savaşın sonunda savaşı kazanan müttefiklerin arasında yer alan SSCB ve ABD arasında 1991'e, yani SSCB'nin dağılmasına kadar sürecek olan soğuk savaş dönemi başlamıştır. Dünyada faşizm tehdidi -sadece o dönem için- ortadan kalktıktan, dünya ekonomisi buhrandan paçayı zorbela kurtardıktan ve dünya belli bir istikrar kazandıktan sonra ABD, üçüncü dünya ülkelerini içerisine ittiği paranoyanın etkisiyle silah endüstrisinin nefes almasını sağlamış, ayrıca kendi varlığına duyulan ihtiyacı yeri geldiğinde hatırlatmak ve bunun bir bedeli olarak da ekonomik, politik ve kültürel egemenliğini perçinlemek gayesiyle kendisine bir düşman belirlemiştir. Kapitalizmin bayraktarı ABD ne de olsa savaşa son noktayı koyarak dünyayı kurtarmıştır. Ona göre sırada en az Hitler ve Mussolini kadar tehlikeli bir düşman vardı: Komünizm.
Sayfa 37 - AltıKırkbeş YayıneviKitabı okuyacak
Haklı Bir Savaş (1941 Temmuz - Aralık)
Birleşik Krallık Hükümeti'nin ve SSCB Hükümeti'nin ortak eylem anlaşması"nı duyuran bir açıklamada şunlar ilan ediliyordu:
"1. İki hükümet, Hitler Almanyası'na karşı mevcut savaşta her türlü yardım ve desteği birbirlerine vermeyi karşılıklı olarak taahhüt etmektedir. 2. Ayrıca taahhüt etmektedirler ki, bu savaş sırasında, karşılıklı olarak mutaba- kata varmadıkları sürece bir ateşkes ya da barış anlaşmasını ne müzakere edecek ne de imzalayacaklardır."
V-2, dünyanın ilk balistik füzesiydi, daha doğrusu 20 Haziran 1944’te yapılan test uçuşunda uzaya erişen ilk insan yapımı araçtı.
V-2 füzesinin üzerindeki bir fotoğraf makinesi ile dünyanın kavisi ve ötesindeki boşluk kayda alındı. Bu uzaydan çekilen ilk fotoğraftı.
Korolyov, SSCB uzay programına yön vererek Yuri Gagarin’in 1961’de Dünya’nın yörüngesinde dolanan ilk insan olmasını sağladı.
NASA, Ağustos 1969’da bir Saturn V roketiyle Ay’a insan gönderdi.
Sayfa 243 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
3. Dünya Savaşları
1945 yılından sonra dünyanın yaşadığı iki önemli siyasi gelişmeden biri Soğuk Savaş, yani sanayileşmiş üilkelerin gevşek yapılı iki düşman kampa ayrılması, diğeriyse sömürgesizleşme (dekolonizasyon) yani Asya ve Afrika'daki Avrupa imparatorluklarının tasfiye edilmesiydi. Soğuk Savaş sanayileşmiş ülkeler arasındaki ilişkilere, sömürgesizleşme de gelişmiş ülkelerin dünyanın geri kalanıyla olan ilişkilerine yeni bir şekil verdi. Bu iki gelişme birlikte, siyaset oyununa yeni oyuncular ekleyip siyasetin yapısında devrimsel değişimler yarattılar. Avrupa artık dünya siyasetinin merkezi olmaktan çıkmış ve oluşan boşluğu dolduran da olmamıştı. Bundan böyle, bir tek kıtanın kudreti dünyanın kalanına nizam vermeyecekti. Bölgesel hâkimiyetin ancak bölgesel güçler arasında çekişme konusu olacağı ve artık bir bölgenin kaderinin diğerini de belirlemek zorunda olmadığı yeni bir dönem başlıyordu. SSCB ve Birlesik Devletler, tarihteki hiçbir devletle kıyaslanamayacak muazzamlıkta güçlere dönüşmüş olmakla beraber, Avrupa emperyalizminden geriye kalanların üstüne konmaya çalışmadılar. Bunun yerine çok daha basit yol seçerek Bölgesel selef devletlerle ilişkilerini geliştirdiler.
Sayfa 651Kitabı okudu
