Budur
işte bir daha korkmamak için korkmaz
görünen korku
işte şehirleri bayındır gösteren yalan
işte mevsimlerin değiştiği yerde buharlaşan
kelepçeler, sürgünler, gençlik acılarıyla
güç bela kurduğum cümle işte bu;
ten kaygusu yüklü ağır bir haç taşımaktan
tenimin olanca ağırlığı yok oldu.
Solgun evler, ölü bir dağ, iyice solmuş dudak
bile bir bir çınlayan ihtilal haberidir
ve gecenin gümüş ipliklerden işlenmiş oluşu
nisan ayları gelince vücudu hafifletir
şahlanan grevler içinde kahkahalarım küstah
bakışlarım beyaz bulutlara karşı obur
marşlara ayarlanmak hevesindeki sesim
gider şehre ve şaraba yaltaklanarak
biraz ağlayabilmek için
fotoğraflar çektirir
babam
seferberlikte mekkâredir.
youtu.be/DacHvLiUcck?si=...
Ben Orhan Veli
1914'te doğdum
1 yaşında kurbağadan korktum
2 yaşında gurbete çıktım
7'sinde mektebe başladım
9 yaşında okumaya
10 yaşında yazmaya merak saldım
13'te Oktay Rıfat'ı
16'da Melih Cevdet'i tanıdım
17 yaşında bara gittim
18'de rakıya başladım ve şarkı söylemesini çok sevdim
19'dan sonra avarelik