Eğer bir hastalığa karşı çok fazla tedavi öneriliyorsa, bu hastalığın tedavisi yok demektir. Düşünüyorum, kafamı çatlatıyorum, bir sürü çare geliyor aklıma, bir sürü. Ama bu, doğru dürüst tek bir çare yok demektir.
Ağzımdan bilinçsizce çıkan ilk sözler, “Eve gitmek istiyorum.” mırıltılarıymış. Evimin tam olarak neresi olduğunu ben de bilmiyorum ama böyle söyledikten sonra hüngür hüngür ağlamıştım.
Ağlamak, uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan son kuvvetin bir feryadıdır. Ağlayamadığımız zamanlar, bizde o kuvvetin de mahvolduğu vakitlerdir ki, onun yerini alan dokunaklı bir sessizlik en şiddetli acıyla dökülen gözyaşlarımdan daha yürek sızlatıcıdır.
Kitabı genellikle her öğretmen adayının okuması gereken bir kitap olarak tanıtırlar fakat sadece öğretmen adaylarının değil, herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum.
Akıcı bir üslupla yazılmış, kitap çok ince ama bence durup hazmede hazmede okunması gerekiyor.
Bazı kısımları bana Halil Cibran'ın Ermiş kitabını hatırlattı.
Halil Cibran
Güzel bir kitap, keyifli okumalar dilerim :)
"Belki de tükenmişimdir... Bir şeyler yapacak, bir şeyler için uğraşacak çabayı kendimde bulamıyorumdur... Benim de emek vermeden güzel giden şeylere ihtiyacım vardır.... Hep ben yorulmak istemiyorumdur. Yeniden inanmaya ihtiyacım vardır... Beni bana geri vermek istiyorumdur."