"Aslında en büyük ırkçı bunlardır çünkü bizim ne istediğimizi bilecek zekaya sahip olduğumuzu inkar ediyorlar"
Bernameyeke gelek girîng!
youtu.be/kvvYX18bqIg?si=... Bi taybetî du tişt bala min kişand, a yekem; nav Kurdan da 'elimandina dijderxistinê (disprove, çürütmek) psîkolojîk. Rewşenbîrê jîr û zana Peşraw Mihemmed, li ser pirsa "Ên çepgir çima almanya û îsraîl emperyalîst dibînin lê dewleta tirka, farisa û ereba nabînin?" bi qurtasî dibêje
Reklam
Bu mesele, insanların hazır olup olmamasıyla ilgili değildir; insanların hazır edilip edilemeyeceğiyle ilgilidir. Hazır insanlar derken de kastettiğim şey farklıdır. İnsanlar, nihai eylem için hazırlar mı? Kurulan siyasal parti de bizim vermek istediğimiz nihai biçimi henüz almamış olabilir, ama bu bir çeşit önlemdir, öyle değil mi? Bizi nihai adıma doğru itmek için her halükarda orada olması gerekiyor. Dolayısıyla mesele insanların hazır olup olmaması değil. Asıl önemli nokta, doğru ve yanlış ne olup bittiğidir. Eğer yanlışsa, bize doğrunun ne olduğunu ve doğruya yaklaşmak için ne yapmamız gerektiğini anlatacak bir tür platforma ihtiyacımız var demektir. Bir siyasal partinin varoluş gerekçesi bizce budur. İnsanlar güya siyahlar için olan ama gerçekte siyahlara karşı duran ve yalnızca beyaz toplumla iletişim kurmayı amaçlayan sahte telefonlar gibi sistem tarafından etkisiz hale getirildiğinde, bu gerekçe çok daha zaruri ve çok daha acil hale gelir. Burada kastettiğim, apartheid yaşamının kurumlarıdır -Bantu bölgeleri, CRC [Melez Temsil Konseyi], Hintliler konseyi. Bunların hepsi, bizim sorunlarımıza "cevap" olarak sistem tarafından kuruldular. Oysa problemi yaratan sistemin bizatihi parçasıdırlar. Ve işte biz bu noktada devreye giriyoruz.
Sayfa 109Kitabı okudu
Hareketin çeperinde duran bir sürü insan, okudukların- dan aldıkları güçle harekete dahil oldu. Liderlik denen grupta olanlar da okuyor ve farklı okuma eğilimleri var - ama ben çok az okuyorum. Bir kitabı bitirdiğim çok nadir- dir, daha ziyade orada bir şey bulmaya yönelirim. Öyle bir niyetim yoksa uzun bir zamana yayarım, mesela uyumadan önce okurum. İnsanların felsefeleri, stratejileri gibi şeyleri konu eden kitaplardan bahsediyorum. Stokely'nin kitabını 68' den ya da 69' dan bu yana kim bilir kaç yıldır ellinde tu- tuyorum. Henüz bitiremedim. Yahut diğerleri. Mesela Ua- mes] Cone'un kitabı; siyah ilahiyat üzerine olan bazı bölüm- lerini okudum. Elbette diğerleri benden çok daha hevesli okurlar. Çok okuyorlar, çok yazıyorlar, yorumluyorlar fa- lan. Yani bu unsurun böyle bir etkisi var. Şunu söylemek is- tiyorum; bu öncelikle deneyimden, herkesin farkında oldu- ğu durumun analizinden çıkan temel bir tutum üzerinde bütünleyici bir etkidir. Bakışınızı keskinleştirir; dile getirdi- ğiniz herhangi bir şeyde kendinizden emin olmanıza yar- dınm olur. Üçüncü Dünya insanlarının ortak deneyimi.
Sayfa 100Kitabı okudu
Ortada büyük bir tartışma vardı. Siyahlar, beyazlara ait bir bölgede en fazla 72 saat kalabiliyordu ve haliyle ilk 72 saatin sonunda ne yapılacağına dair bir tartışma başlamıştı. Bu bölgenin dışına çıkıp yeni bir 72 saat için geri mi dönüyoruz yoksa yasaya karşı mı koyuyoruz? Beyazlar diyordu ki hayır, yürüyüp çıkmalıyız. Çok kısıtlayıcı
Mücadelede dayak yemeye hazır olmak, bize yetecektir. Korku kavramını söz dağarcığımızdan tamamıyla çıkarmalıyız. Nihayetinde hakikat kötülüğü mutlaka yener ve her zaman beyaz adam kendi harisliğini, siyah toplulukta kendini gösteren bu temel korkuyla besler. Özel Birim ajanları yalanı doğruya çeviremeyecekler ve kimse onlara itibar et- memeli.
Reklam
239 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.