Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Odaya yaşı ve yüzü belirsiz bir adam girdi. Ne güzel, ne çirkin, ne büyük, ne küçük, ne sarışın, ne esmerdi bu adam.Tabiat ona ne iyi, ne kötü, göze çarpan hiçbir özellik vermemişti. Kimi ona İvan İvaniç derdi, kimi İvan Vasilyiç, kimi de İvan Mihayliç. Soyadı üzerinde de anlaşma yoktu: Bazıları için İvanov veya Andreyev, bazıları için de
YALNIZ KADIN en ufak bir tıkırtıda kalp çarpıntısı yaşayacak kadar ürkek, (bütün dünyaya kafa tutacak kadar cesur kadındır) ortası yoktur.... ya koruma duygunuzu kabartır ya da (sığınma duygunuzu açığa çıkartır) ortası yoktur.... (ya bir kalemde siler sizi), ya da kalbinin en gizemli yerine gömer ortası yoktur.... ya yalnızlığını rengarenk yaşar, ya da(kalabalıklar içinde siyaha koşar) ortası yoktur.... ya çeker gider bulamazsınız, (ya da ta içinizdedir), söküp atamazsınız ortası yoktur... yalnız bir kadına yaklaşırken iki kez düşünün: ya ateş gibi yanarsınız, ya da su gibi donarsınız ortası yoktur..... (Alıntı)
Reklam
Hey sen, Bana bak, gel küçük kukla! Zıpla, kalk, otur. Küçük kukla, küçük kukla haydi gül. Şimdi ağla! Aa gülüyor, bak şimdi de ağlıyor. Tabii ağlayıp gülecek çünkü BEN istedim! Şimdi yat küçük kukla, Şu hançer saplanacak bağrına, ıstırap çekeceksin, haydiii! O hoo, sahiden ıstırap çeker gibi, yoksa duygusu mu var? Bilmem hiç düşünmedim, fakat sıkıldım ondan. Öl küçük kukla, Öl!
Sakarya Türküsü İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat; Şu çıkan buluta
''Her yıl,bahar Ağrıdağının üstüne yürürken,dağın yamacındaki Küp gölünün kıyısına o yörenin tekmil çobanları gelirler,kepeneklerini gölün bakır rengi toprağının,kırmızı çakmak taşı kayalıklarının üstüne serip halka olup otururlar. Çobanların her yıl sayısı değişir. Tanyeri ışırken bellerindeki kavallarını çıkarıp Ağrıdağının öfkesini hep birden
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Sensizlik denilen meret tıpkı hiç yüzmeyi bilmeyen birinin suya ilk girmesi gibi bir şey, boğulmamak için ne kadar çırpınsa da, su onu içine çeker. Ve bende bu haldeyim. Ne zaman gözlerini görsem, sanki okyanusun derin sularında boğuluyorum. Ne kadar çırpınsam da, o gözlerin aklımdan çıkmıyor. İçinde ''Sen'' olan bir cümle ile savaşmaktan kurtulamıyorum. Nasıl bir savaştır bu? Ortada sen yoksun, ama ben yokluğunla yarışıyorum. Evet haklısın bu savaşın galibi sensin. Çünkü hiç yoksun, olsan da bir şey değiştirmez zaten. O gözlerine mağlup düşerim. Ben beyaz bayrak atıyorum artık. Teslim oluyorum o güzel gözlerine ve gülüşüne. Savaşsam da bir şey değişmeyecek zaten. Canı yanan, üzülen, kırılan, kırılmak mı? Paramparça olan taraf ben olacağım. Sensizlik denen meret ile savaşım bitti artık. Namağlup sen kazandın. Kaybettiğin tek şey sevmediğin birinin, o güzel aşk dolu sevgisi... Üzülme... (Benim kadar sevilmeyeceksin) Ahmet Balaban & Ömür Yarım
Ömür Yarım
Ömür YarımAhmet Balaban · Dokuz Yayınları · 201466 okunma
Reklam
Sensizlik denilen meret tıpkı hiç yüzmeyi bilmeyen birinin suya ilk girmesi gibi bir şey, boğulmamak için ne kadar çırpınsa da, su onu içine çeker. Ve bende bu haldeyim. Ne zaman gözlerini görsem, sanki okyanusun derin sularında boğuluyorum. Ne kadar çırpınsam da, o gözlerin aklımdan çıkmıyor. İçinde ''Sen'' olan bir cümle ile savaşmaktan kurtulamıyorum. Nasıl bir savaştır bu? Ortada sen yoksun, ama ben yokluğunla yarışıyorum. Evet haklısın bu savaşın galibi sensin. Çünkü hiç yoksun, olsan da bir şey değiştirmez zaten. O gözlerine mağlup düşerim. Ben beyaz bayrak atıyorum artık. Teslim oluyorum o güzel gözlerine ve gülüşüne. Savaşsam da bir şey değişmeyecek zaten. Canı yanan, üzülen, kırılan, kırılmak mı? Paramparça olan taraf ben olacağım. Sensizlik denen meret ile savaşım bitti artık. Namağlup sen kazandın. Kaybettiğin tek şey sevmediğin birinin, o güzel aşk dolu sevgisi... Üzülme... (Benim kadar sevilmeyeceksin)
31.Kural Hakk'a yakınlaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı. Her insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir. Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir hastalık, kimi ayrılık acısı çeker, kimi maddi kayıp... Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız. Ama kimimiz bundaki hikmeti anlar ve yumuşar, kimimiz ise ne yazık ki daha da sertleşerek çıkar. ( Elif ŞAFAK- AŞK)
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.